heyet i nasiha

entry6 galeri0
    1.
  1. heyet-i nushiyye olarak da bilinen müessese... günüzmüz türkçesi, "nasihat heyeti"...

    yalnız burada sapla saman birbirine karıştırılıyor sanırım. çünkü ben bu heyetlerin, anadolu isyanlarında nasıl bir rol oynadığını gerçekten bilmiyorum. olabilir, çünkü her şehirde o şehrin ileri gelenlerinden oluşturuluyordu bu heyet, bazı şehirlerde milli mücadele aleyhinde propaganda yapılmış olabilir. ama ben şunu çok iyi biliyorum ki, birinci bozkır isyanını bastıran da heyet-i nushiyye'dir. isyancılarla görüşerek onları teskin etmişler ve evlerine göndermişlerdir.

    ancak, anadolu isyanlarını, onların ülke işgal altındayken neden bu kadar yoğun ve güçlü biçimde çıktığını da iyi anlamak gerekir. bu isyanları şimdiki suriye isyanına benzetebiliriz. bu isyanlarda yabancı parmağı vardı. konya'da delibaş olsun, yozgat'ta katil ilyas olsun, maramara bölgesinde bağımsızlık vaadiyle kandırılan bazı çerkes ileri gelenleri olsun, işgalcilerle, özellikle de yunan istihbaratıyla işbirliği içindeydiler.

    ama isyanlar o kadar büyük ve o kadar geniş bir alana yayılmıştır ki, bunun tek sebebinin yabancı parmağı olduğunu düşünmek yanıltıcı olur. anadolu'da neredeyse isyan etmeyen hiçbir vilayet ve kaza yoktur. inegöl'den beypazarı'ndan tut da kırşehir'e, tokat'a, sivas'a, bayburt'a kadar yayılmıştır bu isyanlar. bunların en büyük sebebi de, halkın ittihat ve terakki'den duydukları nefrettir. kuvacıları da ilk başta ittihatçılar olarak görmüşlerdir. (tıpkı suriye halkının esed rejiminden nefreti gibi.)

    henüz ne 31 mart vak'ası, ne hareket ordusu, ne sultan abdülhamid'in devrilmesi, ne ardarda çıkarılan savaşlarda kaybedilen topraklar ve canlar, ülkeinin yokoluşun eşiğine getirilmesi; bütün bunların sorumlusu olarak ittihatçılar görülmüştür. anadolu bu hareketten nefret ediyordu ve yeni bir ittihatçı ayak oyununa gelmek istemiyordu. buna ilaveten, yoğun şekilde yapılan "bolşeviklik getirecekler" propagandasını ve bazılarına ikbal vaadini düşünün... halk ne yapacağını bilmez bir halde, sesi en çok çıkanın peşinden sürüklenmiştir.

    bunun yanında zikredilen bazı isimlerin belirtilen uğursuz rolleri oynayabileceklerine ben asla ihtimal vermiyorum. mesela ali rıza paşa. neler yaptığını anlattım: (bkz: dürrizade fetvası/#15326858)

    sonra şehzade abdurrahim efendinin de bu tür bir rol içinde yer alacağını düşünmüyorum. çünkü kendisi anadolu'ya bir nasihat heyeti'nin başında olarak gönderilmişti, ancak bu izmir'in yunanlılar tarafından işgalinden önceydi. dolayısiyle milli mücadele karşıtlığıyla alakası olamaz.

    diğer taraftan, milli mücadeleyi açıktan destekleyen şehzadeler de vardır. mesela vahdettin'den sonra son halife yapılacak olan şehzade abdülmecid efendi . atatürk ankara'ya da davet etmiştir kendisini ama, istanbul'u bırakıp gidememiştir.

    bir de onun oğlu vardır: şehzade ömer efendi... hani şu atatürk'ün iki defa istediği, dillere destan güzel sabiha sultan'ın aşık olduğu, onunla evlenen ve bir dönem fenerbahçe kulübüne de başkanlık yapan... bizzat vahdettin tarafından mustafa kemal'e katılmak üzere ankara'ya gönderilir. (yanılmıyorsam, 1921) bir gemiyle inebolu'ya gelir. halkın yoğun tezahüratıyla büyük bir coşku içinde karşılanır. ancak atatürk onun ankara'ya gelmesini istemez. bir telgrafla durumu bildirir ve şehzade ömer efendi istanbul'a döner.

    (bkz: altüst oluşun sebepleri)
    2 ...
  2. 2.
  3. yılmaz özdil bugün konu ile ilgili harika bir yazı yazmıştır.

    Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar.
    ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.

    --spoiler--
    Yeni köye eski âdet
    1919’da Damat Ferit hükümetinin “heyet-i nasiha”sı vardı. Bu hükümetin “heyet-i akil”i var.

    O heyetin amacı, vilayet vilayet dolaşıp, işgale direnmemeleri, büyüklerimiz ne diyorsa onu yapmaları konusunda “ahaliye nasihat” etmekti. Bu heyetin amacı da, vilayet vilayet dolaşıp, direnmemeleri, büyüklerimiz ne diyorsa onu yapmaları konusunda “ahaliye nasihat” etmek.
    O heyetin mensupları 7’şerliydi.
    Bu heyetin bölgeleri 7’şerli.
    O heyet nisanda kurulmuştu.
    Bu heyet de nisanda kuruldu.
    O heyet padişah efendimizi “Dolmabahçe”de ziyaret ettikten sonra görevine başlamıştı. Bu heyet de başbakanımızı aynı mekânda, “Dolmabahçe”de ziyaret ettikten sonra görevine başlıyor.
    O heyet maneviydi.
    Bu heyetin de hiçbir yetkisi yok.
    O heyette müftü vardı.
    Bunda imam var.
    O heyette Ohannes Efendi vardı.
    Bunda muadili var.
    O heyette liboş vardı.
    E kambersiz düğün olmaz.
    Bunda da var.
    O dönemin basını “muhabbettin temin edileceğini, nifakın yok edileceğini” anlatıyordu. Bu dönemin basını da fotokopi gibi “barışın sağlanacağını, hayırlara vesile olacağını” anlatıyor.
    O dönem, biri şöyle yazmıştı...
    “Millicilik bağnazlıktır.
    Milliyetçilik dedikleri, medeniyet için afettir.”
    Bu dönem, hangi birini yazayım!
    O heyetin başkanları, her gittikleri vilayetten sadrazama telgraf çekiyor, gözlemlerini aktarıyor, memleketin sevinçlere gark olduğunu, tebaanın bila istisna sadakat gösterdiğini bildiriyordu. Bu heyetin başkanları da, Başbakan’a rapor hazırlayacak.

    *

    O heyet işe yaramamıştı.
    Bu heyeti henüz bilmiyoruz.

    *

    Ama kesinlikle bildiğimiz şu...
    O heyeti tarih unutmadı.
    Bakın bugün bile konuşuyoruz.
    Bu heyet de asla unutulmayacak.

    *

    Çünkü, şöyle demiş milli şair...
    Tarihi tekerrür diye tarif ediyorlar.
    ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi.
    --spoiler--
    2 ...
  4. 3.
  5. osmanlı döneminin akil adamları kimliği altındaki vatan hainlerinin oluşturduğu topluluk. şimdikiler gibi vatan pazarlama işine girmişlerdi.
    2 ...
  6. 4.
  7. günümüzde akil insanlar heyeti.
    2 ...
  8. 5.
  9. 6.
  10. işgale karşı milleti direnmemesi için çalışan heyet . içinde padişah abdülhamitin oğluda var.

    http://odatv.com/images/r...heyet-i_nasiha_yeleri.jpg
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük