Hayata renk getiren, dümdüz giden yolunuza virajlar katan duygu. Ancak riskli bir duygu. Sonu mutluluk da getirebilir hüzün de. Bu bilinmezliktir aslında heyecanı bu kadar özel yapan. Sonucu her ne olursa olsun gözlerimi kapatıp bu duygunun kalbimde yarattığı etkiyi hissetmeyi seviyorum *
sevmiyorum, nefret ediyorum bu duygudan. olmadık zamanlarda olmadık durumlara düşürüyo sizi. zor durumda bırakıyo. ben bir liseli olarak, okulda sahneye çıktığımda, kendi başıma öğrendiğim piyano denilen mucizevi enstrümanı, belli bir topluluk önünde çalarken elim ayağım titriyorsa bunun sorumlusu heyecan denilen orospudur.
evet sözlük, yine bir sahneye çıkma klasiği ve ardından gelen heyecan. evet sözlük, beni bekleyen insanlara yapabileceğimin sadece yarısını gösterebilmek. bu benim suçum değil, en ufak olayda stres, korku ve heyecan üçlüsünün beni sıkıştırması. Bu üçlünün suçu. zaten sevdiğim kıza açılırken de 2 kelimeyi yan yana getirememiştim. Evet, yine heyecan yüzünden. piyano çalarken karıştırmak da neymiş. bırak ya. fak yu.
hayatınızda ilk kez gerçekleştireceğiniz, ilklerin yaşanacağı bir olayın, bir hadisenin, bir girişimin, bir ilişkinin, bir bekleyişin, yaşattığı duygudur.
sonucu bilinmeyen durumlara karşı bedenin göstermiş olduğu; "kaç" ya da "kendini savun" aşamalarından bir önceki, "hazırlıklı ol" anlamına gelen aşama.
yıllarca ve yıllarca dinlemek istediğim serdar ortaç şarkısı. ilk defa öyle bişey yaptı serdar bana, ilk defa etkilendim kendisinden ve aşık etti kendisine. ciddiyim lan, oh serdar.
edit: ulan banyoya giremiyorum şarkıyı dinlemekten. evet serdar tam orası, evett.