1966 yılında ingiltere de 6. Sıraya kadar yükselmiş bir experience cover ı. Hendrix in gitar soundu kadar mitch mitchell ın enerjik davulları bence şarkıyı esas haline taşımıştır. Gitar da hendrix, bass noel redding, davul mitch mitchell kısaca the jimi hendrix experience' s.
Bu şarkının kaydı esnasında hendrix te mitch`den dem vurur bir roportajında.
Mitch e büyük saygı duyuyorum. Yetenekleri üst düzeyde, özellikle kayıt aşamasında onun üstünde bir davulcuyşa çalışmadığımı söyleyebilirim der.
Sevgilin varsa silah kuşanacaksın
Basacaksın kurşunu bir göz koyan olursa
Edinmediysen sevgili var gibi yapma
Çark et selden seni çarşı çarkı eyleme
Sinler uzamınsa uzamınsın kalakalsın çöl
Çölleşmiş sasının koyver payına.
Gözlerini kalp atışlarını artanı takiple yorana
Sen koşarken düşürdüğün nimetin yağmalanmasına
Ruh verene bekleme tekmeyi yapıştır
Tokat üstüne tokat ökçe topuk diz dirsek
Kesiyormuş gibi bir boyna
Koparıyormuşcasına bütün azâlarını
Safrasını dağıt oyuklat varlık bilerek
Yuvalandığını ne saymış olursa olsun
Dayan gülle gibi dalak boşluğuna
Koluna uyluğuna balta saplıyor sansın
Hışmın köpürüp hazır yiyiciyi kovsun
Çarpsın hakaretin riyakâr yardakçıya
Dölce necsi defolsun
Küstünse de çelimli dur emmeli süttüyse de cayma
Sark küf pas üst ündeyken amma
Ko kalsın çektiremez alt kademe yay sana
Tanka tükür çar küre sülük karı bak icabına.
O da mı yok
Serap mı âşina yüz bir derin
Odanın firakında kurutulmuş siğil mi
Seviyorsun değil sevgilin sana ait değil mi
Yok bu iş böyle olmaz
Kaldır gönlü gönül koy
Sardıramaz arz ve talep gargaraya
Bir yerden bir silâh bul
Temizinden kavisinden sıkısından
Öyle harcıâlem silâhlardan biri değil
Öyle elâlemin silâh dediklerinden değil
Üstlen en iyisini silâhın her hâl ü kârda
Olacağı varsa silâhladır ne olacaksa
Silahlan
Bütün sermayeni yatır silâha.
Sana bir beyaz bir asude bir billur
Sinenin ayırtıldığı ve zırhın
Bu sır olmasın diye ifşa.
Memenin hicaba vesilesi
Vesair bahanelerle
Yeter çektiğin.
Yetti be
Kurtardı
Kurt ardı yeterdi ulu alaya
Yelesi yoktur diye dile aslan
Demeyecek miyiz aslanımıza
Böylece mi sofraya her hazin hazne
Seferinde geçeceğiz
Hep kurtlar mı olacak o sofrada
Bir sofra ki kurtlanmış gıdalardan arınsa
Bunun getirisi de mi faiz
Ars Gratia Artis.
polonya'nın wroclaw şehrinde profesyonel ve amatör gitar çalanların dünyanın en büyük gitar orkestrasını oluşturma amacıyla aynı anda çaldıkları eser. yaklaşık altı bin kişi gerekli iken ancak dört bin kişi dolayında katılımcı sağlandığından rekor elde edilememiş.
biliyorsun sen bunu
en son duyulan ayak sesi ve üzrine kapanan demir kapı
çıkıyor musun bu sefer, yeniden mi giriyorsun içeri
anlaşılmıyor şarkıdan
anlaşılmıyor joe
gençliğimizin polisiye günleri
kendi romanlarımız içinde uydurduğumuz adlar
sanki o romanlar sahi de yaşadıklarımız yalan
unuttuğum adların gece parklarında kaç kez aldattım seni
ben ihanetle öğrendim sadakati
kaç kez korkunun gözleriyle bakıştım bıçağının yüzünde
artık kimse öldüremez beni
çok zaman geçti herşeyin, herkesin üstünden
hayat ödünç tenha uzak biz birbirimizin şarkılarının mirasıyız joe
şimdi kaç kişi kaldık
göğe bakma durağında el ele tutuştuğumuz gençlikten
ben yine de bir yola çağırıyorum seni
ister inanç de buna ister çaresizlikten
dudaklarımı kanatırdı ıslığın
hiç unutmadım hiç unutmadım
ne zaman karanlığa düşsem senin ıslığını çalarım
ben seni en çok dizlerin titrerken sevdim joe
çık saklandığın yerden joe
nerdeysen çık, ölmek değilse bu, bak kayboluyorum
yoruldum seni beklerken vakit geçirdiğim dublörlerinden
sana yazdığım
hikayeyi yanlış okuyorlar her seferinde
ah şimdi joe burda olsaydı diyorum
joe şimdi burda olacaktı ki diyorum
bazen sarhoşken kalabalığın içinde yüksek sesle söylüyorum adını ya da birinin kollarındayken, bazen pencereyi açıp sokaktan geçiyormuşsun gibi ardından sesleniyorum, hep başkaları bakıyor yukarıya. ben gülümseyerek, gitti, diyorum, yakalayamadım, gitti. sahi gittin mi joe? yoksa hiç mi olmadın?
çık ortaya saklandığın yerden
yoruldum, azaldım beklemekten
bazen düşünüyorum da
var mıydın sahiden, yoksa bir şarkının anısı mı uydurdu seni
hiç bir şey benzemiyor değil mi, şimdi geçmişten daha çok bizim olan gençliğimize
bilmem ki, karşılaşsak bile birbirimizi hatırlayabilir miyiz yeniden
ikimiz de artık bir başkasıyken
gene de sen bilirsin joe, sen bilirsin
öyle iyiydik, bir düşün istersen.
aslında bu şarkı bana hep aşk meşk davasından çok siyasi bi gönderme olarak gelmiştir.. çünkü amerikada askerlere bizde nasıl mehmetcik deniyorsa joe denmektedir. şarkı, o tarihlerde amerikanın vietnamı vurmasını bünyesinde gizli tutuyormuş gibi sanki.. **
"hey joe!
biliyorsun sen bunu:
en son duyulan ayak sesleri ve üzerine kapanan demir kapı.
çıkıyor musun bu sefer, yeniden mi giriyorsun içeri,
anlaşılmıyor şarkıdan,
anlaşılmıyor joe!" *