beklenen faslı ankara zirvesinde muhteşem sesiyle beni ve ziyadesiyle yazarları büyülemiştir. tsm konusundaki geniş repertuarıda dikkat çekmiştir. yanında oturup, o sese dibindeyken nail olduğum için kendimi şanslı hissettim be azizim. rakıyı biraz fazla kaçırınca kafası güzel gezen yazardır ayrıca**. sarhoşluğu da kendi gibi çok tatlıdır. işkembecide çorbasını bütün ısrarlara rağmen bitirmemiştir. bidakine bitcek o çorba diyorum ve kendisine selam ederek ayrılıyorum başlığından. *
söylemek isteyip de ses yetmezliğinden çıkamadığım seslere hemen çıkıveren bir ara solo şarkı söyleyen yazar. allah herbişeyi birarada verince böyle oluyormuş meğer.*
onlarca pes (oyun olanı değil) arasında tizini konuşturarak alkış tufanına neden olan bir tür melek cinsi. kuş olsa devekuşu olurdu, hani uçamıyor ya o hesap. *
bugün öylesine mutluyken kendi halimde, kamplumbağa misali kabuğumun altına tık tık vurup orda mısın la diyen yazar.
kıskanmanın dostçası olan gıpta kelimesini de cümle içinde geçirtecek kadar garip insan. la ben olamadım senin gibi ne bileyim dünyayı gördüğün pencere nettir senin bir apartmanın 3. katının penceresi. oysa ben asansörden bakıyorum. durduğum yere göre değişiyor hayat. bir yanda sen gibi adam gibi adamlar diğer yanda olmaya çalışanlar. ben etrafımda hep bir şeyler öğrenebileceğim insanlar isterim en basitinden (bkz: ukulele).
çünkü en yakınındakidir en güzel dersi en zahmetsiz ve ucuz veren. aldığım dersler yanında ufaktan da katkım olduysa sana ne mutlu.
gecenin bir körü vazgeçmek de dilek tutmak da bizden olsun. rakının kokusu yeterken en hüzzam şarkıların aranağmelerini mırıldanmaya biz seninle ne makamlar eskitiriz...