gerçek cesaret örneği sergileyen arkadaş. arkadaş diyorum; buna arkadaş diyebilmek için insanın delil toplaması lazım. hela demiyorum, tuvalet demiyorum, lavabo diyorum. ince görüyorum yani. huyum kurusun.
arkadaş ama işte, geçen yaz tatilde sırtına güneş yağı sürmüşlüğüm var. bu bence arkadaşlık için sağlam bir delil. böylesi büyük fedakarlık yapmışım lan, hesap vakti kalkıp tuvalete gitmek reva mı bana anasını satim bu zor günlerde?
neyse, hesabı üstlenmişim. mekandan çıkışta, çok fazla arkadaşlık deliline sahip olmayan diğer iki kişi elime sıkıştırıverdi kendilerine düşen payları. bunda tık yok. arabada mevzuyu açmasam çatlardım. sadece biraz yüzü kızarsın istedim, hepsi bu. çok direndi ama onun da bir kırılma noktası vardı illaki.
- keşke hesabı bi kontrol etseydik ya, fazla gibi geldi bana.
+ abi buradan sağa dön daha kestirme.
...
- olm ne yedik, içtik o kadar lan 90 lira hesap geldi?
+ bakın şurası alışveriş merkezi olcak.
diğer iki kişiyle dayanamadık koptuk tabii. çok tatlı bir utangaçlık peyda oldu yüzünde. elini cebine atmaya yeltense de her şey için çok geçti artık. arkadaşlığımızı gözden geçirmemiz gerekecek. benden sırtına güneş yağı sürmemi istediğinde tereddüt etmemiştim lan; tüylerim diken diken olmuştu; zorlanmıştım yalan yok.
hesap ödenirken lavaboya diye kasaya giden kişi olma ihtimali vardır... siz "bak kaçtı" diye düşünürken, hesabı getireceğini düşündüğünüz garson gelip " hesabınız ödendi" diyebilir.
sizin göremeyeceğiniz bir aralıktan kasada bekleyen sizi seyreder. hatta hadi öde amk. ayakta dikilmekten sıkıldım diye kendi kendine üste bile çıkar. ne çişi gelmiştir ne kakası efendim. hesabı size kaktırma derdindedir. ulan bari bir git numaradan elini yıka gel şerefsiz. oh be içimi döktüm. bu arada hesabı ödedim ben.
- kanka ya ödedin mi? ya olmadı ama böyle.
+ ya ne olacak sende. ehi. ehi. (içinden ühü ühü.)
kapı arkasındam ödeme işleri bittiğini bildiren seslerden sonra çıkıp;
yaaa kardeş ben ödeyecektim, bekleyin demiştim size. kızdım bak ya ihihi, deme yok mu, o daha beter.