Bu kavram daha çok mali açıdan öne çıksa da, özünde etik bir içeriği barındırmaktadır. Avustralya, ingiltere, Kanada gibi ülkelerde etik davranış ilkeleri arasında ağırlıklı yerini korumaktadır.
Türkiye'de, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkındaki Kanun da, hesap verebilirlik şeklinde ifade edilen ilke, Kamu Görevlileri Etik Davranış ilkeleri Hakkındaki Yönetmelikte yöneticilerin hesap verme sorumluluğu olarak yer almıştır.
Hesap verebilirlik, üzerinde uzlaşmaya varılmış hedefler çerçevesinde belirli bir performansın gerçekleştirilmesine yönelik sorumluluğun üstlenilmesine ve bunun açıklanması yükümlülüğüne dayanan bir ilişkidir.
Bir kurumdaki görevlilerin, yetki ve sorumluluklarının kullanılmasına ilişkin olarak ilgili kişilere karşı cevap verebilir olma, bunlara yönelik eleştiri ve talepleri dikkate alarak bu yönde hareket etme, başarısızlık, yetersizlik ya da usulsüzlük olması durumunda sorumluluğunu üzerine alma ihtiyacı şeklinde açıklanabilir.
Hesap verebilirlikten bahsedebilmek için şu şartlar gerekmektedir: Birinci olarak, hesap verebilirlik dışsaldır, başka bir dış otoriteye karşı yapılır. ikinci olarak, sosyal bir etkileşim ve karşılıklılık içerir, taraflardan biri cevap ve düzeltme ister diğeri ise buna karşılık verir ve yaptırımları kabul eder. Üçüncüsü, otoritenin haklarının kabulü anlamına gelir, üst makamların astları üzerindeki haklarını kapsar.