hesap vakti

entry2 galeri0
    1.
  1. dinlerken, "ulu önderin bu ülkeyi emanet bıraktığı genç benim. o zaman hemen kendime gelmem lazım." diyerek kendini sorgulama hissini verir. fikret kızılok'un bir devrimcinin güncesi albümünün finalidir.

    "hesap vakti gelmişti
    tarih alışkanlığından vazgeçecek
    kimsiz, kimliksiz, kişiliksiz kalanlar şimdi kendi yazgılarını yazacaklar
    ne ezen olmalıydı ne ezilen
    her ulus kendi bağımsızlığını kendisi yaratacak
    eğer siz bu işleri başkaları adına yaparsanız bunun adına emperyalizm denir
    oysa biz emperyalizmi kahretmeye geliyoruz

    hakimiyet milletindir dediğimde acaba ne anlıyorlardı?
    ama anlayacaklardı, savaştıkça anlayacaklardı, kazandıkça anlayacaklardı
    bir gün ressamlar kahramanlık yüzünü kaybederlerse gitsinler yıldırım'ın resmini yapsınlar
    aksak timur şimdi yaşasaydı belki de aynı şeyi yapacaktı

    şu gencecik çocuklara bak!
    yeni zelandalı, avusturalyalı, anzak ve yunan için anlamsız bir savaşın garip mezar taşları değiller mi?
    işte şimdi bizden öğrenecekler özgürlüğün ne olduğunu, bağımsızlığın ne olduğunu
    içleri rahat.. yanıbaşımızdaki mezarlarda.

    daha ilk meclis açılırken oradakilerin çoğunun ulus kavramı yoktu
    padişah, hilafet ve ümmet.. bundan başka kişiliği olmayanlarla böyle bir özgürlük savaşı nasıl kazanalıcaktı?
    diyelim ki kazandık, bu savaş kimin adına kazanılacak?

    ana kalbi işte;
    düşündüklerimi ve arkadaşlarımı tanıdıkça başıma bir şeyler gelecek korkusuyla pamuk elleriyle okşamıştı beni
    "mustafam" dedi, "korkuyorum. padişaha karşı mı geleceksin?"
    gün nasıl doğacaksa, sen beni nasıl doğurduysan anacığım..

    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak

    gün nasıl ağarıp gelecekse, nasıl ki rüzgar bulut olacaksa
    buluta yağmur, el deyecekse
    yağmura toprak can verecekse
    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak

    ne din, ne ırk.. sen, ben var..
    ne dün, ne bugün... yarın var..

    sonra ateş, sonra kan, sonra ihaneti gördük
    ihaneti ateşle yakıp, aydınlatıp
    korku korkudan kaçıp, ressamlar bizim resmimizi yaptılar
    gencecik yeni zelandalı, anzak, avusturalyalı koyun koyuna bağımsızlığın resmini bizden öğrendiler

    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak
    güneşe bak doğudan doğacak güneşe bak

    aydınlattık
    korku korkudan kaçıp, doğudan doğdu güneş
    ilk defa karanlık korktu
    ihaneti ateşle yakıp, aydınlattık

    insanlar bilinçlendikçe kişiliklerini ister, milletler de öyledir
    kabiliyetlerini keşfetmek, zengin olmak isterler
    bu zenginlik başkalarının açlığı pahasına olursa
    işte o zaman iş değişir
    önünde sonunda hesabı sorulur
    din adına, ideoloji adına başka milletleri boyunduruk altına almak;
    işte biz buna emperyalizm deriz

    gerçek bir devrimcinin amacı egemenliğin kayıtsız ve şartsız ulusta olmasını sağlamaktır
    tam bağımsızlık dünya milletleriyle kardeş olmak demektir
    ırk esasına dayanan düşünce unsurları insanlık ailesine üvey evlat yetiştirmek demektir
    bilinçlenen bir toplum demokrasiden korkmaz
    halkını cahil bırakan insanlar önünde sonunda kahrolurlar

    fakirliği paylaşmakla, zenginliği paylaşmak ayrı ayrı şeylerdir
    sosyal devlet; emeğin ve geniş halk kitlelerinin refahı demektir
    bunun kaideleri bellidir
    ne üç beş kişi parası ile dünyayı değiştirebilmelidir
    ne de devlet zalim olmalıdır

    insan zekası ve kültürü soyut ve somut kavramlarıyla bir bütündür
    sanata, bilime ve söylediğin türküye ekmek kadar acıkıyorsan ne mutlu sana
    barış zeka ürünüdür
    savaş aklı olmayanlara aittir
    eğer uğruna savaşacak bir şeyin varsa
    o olsa olsa özgürlüğündür, bağımsızlığındır

    zaman akacak ve gidecektir
    hiçbir şeyi tabulaştırma
    dogmalara karşı koy
    büyük devrimlere gereğin kalmayacak kadar devrimci kal yeter

    eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur!
    sakın kurtarıcı bekleme, yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım!"
    2 ...
  2. 2.
  3. Bir garsonun müşterisinin bir hareketiyle geldiğini anladığı vakittir.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük