elinde kağıt kalem varsa bende o işareti yapıyorum, ancak el terminali cihazı varsa telefona dokunur gibi işaret yapyıorum. ortama ayak uydurmak lazım tabi.
Beni pek farketmiyorlar, genelde garson yakınımdaki masalardan birine gelene kadar bekliyorum, bu arada etrafı inceleyip alan taraması yapıyorum. Çünkü biliyorum ki o evrensel hareketi yapmaya çalıştığım an ortaya bambaşka şeyler çıkar, saçmalarım. O yüzden garson bey yaklaşana kadar sakin ve defansif tavrımı koruyor, garson geldiğinde ise "bakabilir misiniz" diyip hesabı istiyorum.
Kendimin de yaptığım hareket ve hareketler silsilesi.
Bir başka versiyon, masada bir şey bitmiştir (meze, salata ya da kül tablası yoktur vs.) yandan geçen garsona hafifçe seslenerek, iki elin baş-işaret parmakları aç-kapa parantez işeriti gibi ovalimsi bir şekil yaparak gerekli durumu anlatmak (anladın sen onu), ve istemsiz yapılıyor bu hareketler cidden sanki DNA'larımıza işlenmiş gibi. Aynı çay isterken ki örnekte olduğu gibi, önce çay karıştırma işaretine müteakip kaç adet istenecekse havaya o kadar parmak göstermek gibi.
yemek yenilen yerde son noktayı koymaktır. o an o kadar önemlidir ki tek bir harekette işi bitirebilmelidir insan. ama önce şunu insan adıymış gibi bilmedir; bir garson sizin o'na ihtiyacınız olmadığı anda sizinle ilgilenen kişidir onun için gereksiz atraksiyonlara girilmemelidir o sizi gördüğü vakit yapmacık bir tebessüm ile baş eğmek kafidir.
öğrencilikten kurtulduğum bir günde hesapları ben ödeyeceğim zaman büyük bir şevkle ve karizmayla yapacağım hede zira alman usulünün hiç karizması yok lan.