cehennemdere de ağaçları çatır çatır kestikleri tüm doğal bitki örtüsünün ırzına geçtikleri halde tek bir dal kesmedik kesmeyeceğiz diye yalanlarını ardı ardına sıralayan hükümetin en büyük katliamı.
güneş bir gün bile boşa doğmuyorsa, milyonlarca yıldır özgürce akmaya devam eden sularımızın da asla boşa akmadığını biliyoruz.
o yüzden derelerimize hes kelepçesinin takılmasına asla izin vermeyeceğiz!
doğal yaşam alanlarımıza, sularımıza ve topraklarımıza, yer altı ve yer üstü zenginliklerimize dün olduğu gibi bugün de pervasızca saldırıyorlar. bizleri yurtsuzlaştırmak istiyorlar. bunu asla kabullenmeyeceğiz ve izin vermeyeceğiz. mücadelemiz dün olduğu gibi bugün de, yarın da çoğalarak devam edecektir.
orman ve su işleri bakanlığı web sitesindeki veriler dikkate alındığında şayet karadeniz bölgesindeki tüm hes projeleri başarı ile hayata geçirilirse bu bölgede toplam 406 adet santral olacak.
öncelikle tatlı su balıkçılığının idamı olacak bu. zira şu anki durumda bile gürül gürül akan kimi sular iplik debisine düştü.
devamında akarsularda yapılan turizm aktiviteleri duracak.
karadeniz bölgesini çok etkilemese de suyun devamında bulunan anadolu bölgelerinde tarım alanlarının sulanmasında ciddi sıkıntılar baş gösterecek.
sayıları korkunç boyutlara ulaştı. şimdi değil ama ilerde sorumluları nasıl hesap verecek merak ediyorum.
dereler, çaylar her yer kurudu.
tablo gerçekten ürkütücü.
git güneşi kullan. masraflı diye kullanmıyorsun tamam. bu hes ler çok mu ucuz.
kuruyan her çayı dereyi yağışsızlığa bağlamak da medya görevini iyi bir şekilde yerine getiriyor. kimse de hes e bağlamıyor, bağlayamıyor.
yazık.
cennet tasvirinin cazip gelmesi için var olan gerçek cenneti yok etmeyi planlayanların projesi.
ülkenin ve doğal hayatın can damarları olan akarsularımız devlet eliyle özel firmalara pazarlanıyor. projeler hayata geçirilirken tonlarca beton, yol açma çalışmaları vb. bir çok etken yeşil ve sulak alanlarımızı mahvediyor. doğal yatağında akması ve tabiatın olağan akışının devamlılığı için müdahale edilmemesi gerektiği yerde(buna barajlar da dahildir) akarsulara müdahale edilip enerji üretilmeye çalışılıyor.
bölgedeki en ilkelinden en gelişmişine hayvanların ve bitki varlığının yaşamı için temel gereklilik olan su varlığı hem bloke edilmiş hem de kirletilmiş oluyor. ayrıca yaz aylarında daha da hissedilir olan içme suyu sıkıntısı bazında bakıldığında bu tatlı su kaynaklarının bizler için taşıdığı önem farklı bir boyuta çıkıyor.
şimdiki kötü durumun yanında, uzun bir süreçte altından kalkılamayacak bir kirliliğin içinde olacağız. sıradan bir vatandaş olmanın yanında iyi/kötü coğrafya bölümünü bitirmiş biri olarak yazıyorum bunları. *
bu kaynaklardan faydalanmasının engellenmesine elindeki güzelliğe, cennete sahip çıkamayıp cennete gitmeyi uman, suyuna sahip çıkan köylünün sesine kulak tıkayıp halkın iradesiyiz savunmasıyla doğayı katleden zihniyet, hepinize lanet olsun.
ulan insafsızlar 13.05 mw hes lisansını verirken hiç mi vicdanınız sızlamadı?
o lisansı veren kişi ve kurumlara beddua etmemde bir sakınca olmadığı kanaatindeyim.
düzeltme:
13.05 mw elektrik 5 tane rüzgar türbini ile rahatlıkla elde edilebilir. herhengi bir avrupa ülkesinde bu kadar düşük kapasiteli bir santrale kimse izin vermez. doğal yaşamın anasını sikmek o kadar kolay değildir.
lisans başvurusu yapmaya kalkarsanız muhtemeln akli dengenizin bozuk olduğu anlaşılır