hidro elektrik santrallerin Türkiye de 1500 farklı noktada yapılması için planlamalar yapılmıştır. fizibilite çalışmaları birçok yerde tamamlanmış olan hes lerin yarıya yakınında çalışmalar başlamış olup doğa katliamına ilk adım atılmıştır. Çed raporları olumsuz olmasına karşın katliama devam edilmektedir. Özellikle kırsal bölgelerde yapılan santrallerin doğa katliamının yanında tarımı da bitirmeye ve böylelikle insanları köylerinden uzaklaştırmaya yönelik bir kapitalist plan olduğu anlaşılmıştır. Derelerimiz üzerinde oynanan oyunlara müsade etmeyeceğiz. Köylerimizde yaşamaya devam edecek ve derelerimizi kapitalizme peşkeş çekmeyeceğiz.
nükleer santral yapmayın, hidro elektrik de yapmayın, termik santrali aklınızdan bile geçirmeyin, e geriye ne kalıyor lan it diye kişiyi itiraz ettirebilecek saçmalıktır. o çok ümit bağladığınız rüzgar tribünlerinin türkiye'deki kulanılabilitesini ve verimliliğini araştırın bi bakalım, çıkan sonuç eminim ki sizi osuruğunuzdan enerji üretmek zorunda bırakacaktır afedersiniz.
Herşeye karşı çıkarsak enerjiyi nerden üreteceğiz? Artvin de dünyanın en yüksek verimine sahip barajlardan biri yapılıyor. Üretilen enerji değil Artvin e Karadeniz e yetecek kapasitede devlet hala hes lerle uğraşıyor. insan olmadan enerji olmuş ne işe yarar zira zaten Artvin in enerji sorunu yok.
insanların yaşam alanını yok eden bir projedir.
--spoiler--
Mahkemenin atadığı bilirkişi, UNESCO'nun 'Biyosfer Rezerv Alanı' ilan ettiği Artvin'deki Macahel'e (Camili Vadi) HES kurulmasında 'kamu yararı yok' dedi. Bölgenin korunması için çıkarılması gereken yönetmelik de beş yıldır bekliyor.
RiZE/iSTANBUL - UNESCOnun ;Dünya Biyosfer Rezerv Alanı; ilan ettiği Macahelde Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporu bile istemeden hidroelektrik santral izni verildi. izin mahkemeye takıldı.
Artvinin Borçka ilçesine bağlı Macahele (Camili Vadisi) sekiz HES birden kurulmak isteniyor. Bunlardan 5.05 megavatlık Düzenli HES projesi için Rize 1. idare Mahkemesi nisan ayında yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Kararın ardından bilirkişi raporu da açıklandı. içlerinde KTÜden mimarlık, mühendislik ve şehir bölge planlanma uzmanlarının da yer aldığı 12 kişilik heyet, özetle şöyle dedi: Projeyle vadideki 11 ufak derenin 10 kilometrelik tünellerle santrallara taşınması planlanıyor. Macahel, ekolojik ve biyolojik açıdan çok değerli bölge. HES projeleri, sürdürülebilir planlama anlaşıyına uygun değil, projelerde kamu yararı yok
Davanın avukatı ve Türkiye Su Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi avukat Yakup Şekip Okumuşoğlu da ilginç bir noktaya dikkat çekti: Çevre ve Orman Bakanlığı, Camiliye UNESCOnun verdiği Biyosfer Rezerv Alanı statüsünü tanıdı. Ancak nasıl korunacağına dair yönetmeliği çıkarmadı. Böyle olunca da Camilide sekiz HES için izin verilebiliyor. Bilirkişi incelemesi yapılan proje ÇEDden muaf! Yani hem ÇEDden muaf, hem biyosfer rezerv alanında, hem de 11 derenin suyunu toplayan bir proje. Proje ÇEDden muaf olsa bile Çevre Kanununun 1inci ve 3üncü maddeleri gereği her tür çevresel riskler dikkate alınmalıydı
ÇED projelerin çevreye etkilerinin daha hassas değerlendirmesi için isteniyor. ÇED onayı çıkmazsa, proje değişiyor veya iptal ediliyor. Yönetmeliği olmayan Macahel, 2005te Dünya Biyosfer Rezerv Alanı; ilan edilmişti. Biyosfer rezerv alanı ilanında amaç, bir yandan bu alanın biyolojik zenginliğini ve yerel kültürlerini korurken bölge insanının da sürdürülebilir yöntemlerle kalkınmasını sağlamak. Tüm bunları yapabilmek için şeffaf ve katılımcı yönetim modelleri geliştirmek. Biyosfer rezerv alanlarını koruma yöntemleri ülkeden ülkeye değişiyor. Kimi ülkeler yeni yasal düzenlemeler çıkarıyor, kimi ülkeler var olan yasalarına dayanıyor.
--spoiler--