--spoiler s03e21--
danko sylar ortaklığı dışında sönük sayılırdı. gerçi sylar'ın kazandığı yeni şekil değiştirme özelliği dizinin geleceğini epey değiştirecek. 22'yi bekliyoruz ailecek.
--spoiler s03e21--
claire bennets adında kıl bir varlığı bünyesinde barındıran dizi. her şekilde yenilenebilme özelliğine sahip bu kızımız, bazen işlevsiz özelliği ile dünyayı kurtaracam ben , dünyanın sonunu gelmemesi bana bağlı tafralarında bulunur. bazen de bi bakarsın, ben özel olmak istemiyorum sadece normal olmak istiyorum, ben hiç kimseyim triplerine girer. tam ergen rolü işte. ayrıca herkes birbirini kaynı, kayınçosu, halası falan çıkmakta.
--spoiler--
tam da sylar'ın iyi olmaya başladığını görürken, babasıyla yaptığı görüşmeden sora eski haline daha da istekli gelmesi.. ne biliyim. üzüldüm lan resmen.* daphne'nin ölmesi de kötü oldu.* ama angela petrelli'nin 21. bölümdeki gülümsemesi aksiyonun tırmanacağını gösteriyor. hayırlısı.
--spoiler--
bu arada dizide eskiden bu kadar çok müzik duymazdık sanki. hem farklı ve güzel şeyler çalıyorlar. yoksa bana mı öyle geliyor ?
Üşenmedim araştırdım, Sylar tüm dizi boyunca 16 özel yetenek almış başkalarından, gerek öldürerek gerekse de "empati" ile. Eğer ilerleyen bölümlerde Sylar'ı indirme planları var ise bunu nasıl yapacaklarını çok merak ediyorum.
Bunun dışında hikayenin yaptığı hızlı yön değiştirmeler açıkçası seyircinin kafasını karıştırmaktan başka bir işe yaramıyor. Hikaye asla düz bir yolda ilerlemiyor, ilerletemiyorlar. Bunları göz önüne aldığımızda Volume 4'ün sonu da kardeşlerine benzeyecek gibi duruyor. Yani hayranlarını tatmin etmeyecek basit, sığ bir sonla bizi kafalamaya çalışacaklar.
sıkıcı bir yaz günüydü. ne yapsam diye düşünüyordum. boşluğa düşmüştüm belki de. bir şeyler izleyeyim bari dedim vakit öldürmek için. arşive göz attım. abimin bana
"izle lan değişik bi konusu var, hem bilim kurgu falan sen seversin" diye yarım yamalak anlattığı heroes gözüme çarptı.* ilk başlarda güzel değişik geldi, kahramanlar komiklikler şakalar falan. sonra yavaş yavaş dizinin şekerli bi sakızdan farkı olmadığını anladım. ama artık çok geçti. bir kere başlamıştı bu çile. her bölümün sonunda bi daha izlemicem dememe rağmen merakıma yenik düşüp gene izliyordum. hala da izliyorum.
geri dönüşü olmayan bi hatadır bu dizi. uzatmalı sevgilidir. sorunlu ilişkidir.
bugün 3. sezon finalini izlemiş biri olarak,her ne kadar bugüne kadar toz kondurmak istemesemde artık bokunu çıkarmış demek istediğim dizi.çünkü efendiler sylar nathan'ın boğazı karpuz gibi yardı tamam ama bu claire olcak hatun'un kanı daha önceki sezonda üvey babası olcak Noah'ı iyileştirmişti ki bunu hepside biliyordu ama onlar claire'dan saklama ihtiyacı duyup sylar'ı nathan yerine koydular ki nitekim 6 hafta sonra yazan kısımda yavaş yavaş ne büyük bir salaklık yaptıkları ortaya kabak çiçeği gibi çıkacaktır,bizde burda her ne kadar sövsekte yine izleyeceyizdir..
sezonun son bölümünde hem sıçıp hem sıvamış dizidir. bu kadar hareket bu kadar olay böyle bağlanır mı arkadaş yahu.
ben açıkçası daha önce matt'a ve nathan'a matt'ın babasının yaptığı işi matt'ın sylar'a yapacağını düşünmüştüm belki bu bile bir nebze yırtardı. neyse işte olan oldu.
bekleyeceğiz onca zaman bu sıçışı nasıl giderecekler diye.
harbiden final bölümüyle, iyiye giden grafiğinin iyice.. ulan söylemeyeyim diyorum ama amına koymuş dizidir. harbiden amına koymuştur. severek, beğenerek izlediğimiz bir dizi vardı heroes diye, "heroes boktan niye izliyosun ki" diyen elemanlara "aha bu boktan buna konuş" deyip hareket çekerdik. ama o kadar hayal kırıklığına uğrattı ki dizi bu finalle, öyle böyle değil. yok matt parkman sylar'a telkin vermiş sylar kendini nathan petrelli zannetmiş. siktir lan! son soru:
ey heroes izleyenler, sizce sylar kaç bölüm boyunca kendini nathan zannetmeye devam edecek? bir de:
4.sezon finalini yapmış dizidir. akılda bir çok soru işrateti bırakmıştır.
ama şöyle bir şey de var ki beklenen sezon finalini bize verememiş dizidir. nathan sylar ve peter 3lüsünün içerde tokmaklaşması izlenmeliydi. burası 1. eksi. önceden tahmin etmiş olmama ramen nathan olmemeliydi burası (kanımca) 2. eksi.
matt parkman ın sylar a kendini peter gibi gördürmesi gayet olağan bişey olup dizinin gidişatıyla iyi bağlanmış burası bir artı olabilir. araştırmalarıma ramen 5. sezonun ne zaman başlayacağını henüz öğrenemediğim dizi.
kavak yelleri'ni son bıraktığımda konu sığlığından ötürü aslı'yla deniz'in onlarca kez ayrılıp birleşmesinden sonra aslı'yla efe'yi barıştırıp ayırıyorlardı ki dizi uzasın, hani dizinin bi yere bağlanacağı falan yoktu ama öyle para kıralım diye uzatıyorlardı. bu dizi de kavak yelleri gibi sürekli aynı yerde dönüp duruyor, bir yere bağlanacakmış gibi bir izlenim bırakmıyor yani. her sezon yok sylar'ı öldürüp öldürüp diriltmeler, yok suresh'i yakalayıp yakalayıp bırakmalar, yok geleneksel olarak micah'ın anasının aynısının farklı yeteneklisini türetmeler, yok sylar'ın claire'i yakalayıp bir yerlerde alıkoymaları. yeter mınakoim lan. müthiş şeyler yaratılabilme potansiyeli olan bir dizi nasıl bu kadar berbat edilir hakkaten pes. şu dakkadan bitsin gitsin dizi hayranlarının yarısı takmaz. unutmadan ben böyle sezon finalinin de afedersiniz mınakoim yani. hayretler içinde izledim nasıl bu kadar boktan bi final yapabilmişler diye. aferin size.
Şahsi fikrime göre 3.sezon 25. bölümü ile çok güzel bir sezon finali yapmış dizidir, her ne kadar yok su yok saat şeklinde diğer karakterler geri dönse de, yaşattığı action açısından çok verimli bir bölümdü. Artık diğer sezonu beklemekteyiz.
herşeyi geçtim , bütün abukluklar falan filan hepsi bir kenara. bir tek hiro'ya üzülüyorum. dizinin tek neşe kaynağı olan adamında moralini yerin dibine gömdüler, onunla birlikte bizim moralimizi de tabiki.
--spoiler--
3. sezon sonunda ne yapmaya çalıştıklarını tam olarak anlayamadığım dizidir. en son nathan ölmüştü , sylar ı nathan yapmışlardı falan filan. ulan ben şuna kızıyorum yanınızda claire gibi bir kız var. alın ondan bir ünite kan verin nathan a sonra adam geri dönsün hayatına. ondan geçtim ulan sylar elinizde alın paramparça edin. siz neyinize güvenip sylar ile dalga geçiyorsunuz. evet konuya dönelim galiba dizinin sonunda yaktıkları adam şekil değiştiriciydi. sylar da nathan oldu. peki bizim asıl nathan nerde * . galiba 4. sezon geri gelecek bizim asıl nathan. hiç olmadı hiro ile bir zamanda yolculuk yaparız * geri getiririz. diğer taraftan claire ne kadar gereksiz bir kız olduğunu ispatladı. bir şeye yaramayan gücüyle sylar a gitmeler falan... sonra bir de danko var gerçi o da cezasını buldu ama 1.60 boylarındaki bir adamdan nasıl bu kadar korkuyorlar anlamıyorum.bu arada peter ın güçlerini alması da güzel oldu diziye yeni bir soluk geldi.
--spoiler--
4. sezonun başlaması iple çekilen dizidir. insan ara sıra düşünüyor, acaba bendede var mı birşeyler diye, yani kahramanlık bakımından. telepatiyle cep telefonumu açtığımı sandım geçen gün, dedim noluyo lan bana, meğersem telefonuma su kaçmış kendi kendine açılıp kapanıyomuş. *
d.n.: i$bu entry bilumum ağır sinirlenmece ve $iddetli argo içeren bir dil muhteva edebilir.
3. sezon, genel kanının aksine ilk sezondan beri izlemeye değer görmediğim heroes'un en ba$arılı sezonu olarak ilk bi' 10 bölüm falan kadar yeretmi$tir gönlümde. bu yiğidi öldür hakkını yeme kısmıydı. lakin arthur petrelli'nin ölümüyle beraber öyle bir sıçtı ve öyle bir sıvayamadı ki aklım almıyor.
nathan'ın $u yediği haltı anlayabilen beri gelsin. yani böyle boktan bir amaç, böyle bir sezon ortası ve finale doğru yakla$ıp toparlanmaya çabalayan dizi sezonu -nasıl bir cümle lan bu?- olamaz. davasından dönmesine hiç girmiyorum hele. ba$ında amacın neydi ki senin neytın ? otur a$ağı sıfır!
tekrar sezon ba$ına dönücem ama, sylar sezon ba$ında iyiye dönü$mek ya da kötü olmaya devam etmek arasında gidip geliyordu, bir ara iyi olduğunu bile iddia edebileceğimiz hareketlerde bulundu falan. güzeldi her$ey. ayrıca sezonun ilk bölümünden itibaren harika bir kurgu ve aksiyon silsilesi haizdi her ne kadar yer yer mantık hataları muhteva etsede. prison break'in ilk iki sezonundaki heyecanı ya$attı diyebilirim. bunda sylar'ın üstlendiği rolün ne kadar önemi olduğunu söylemeye gerek yok. angela petrelli'nin manipülasyon yetisini de unutmamak lazım elbet. fakat 21. bölüme kadarki süreyi ele alarak konu$uyorum -zira hayatımda izlediğim en sıkıcı dizi bölümü olduğundan kelli 21, 22'den kalanına devam etmekte güçlük çekiyorum- bütün incir heba oldu be!
kalan dört bölümde ne bok yediniz merak bile bırakmadınız. izlemiyorum ulan! belkide izlerim bir ara. neyse ama yu ar saks düd! lost'a rakipmi$. lost'un l'si olamazsınız lan ibneler!
lan daha bi' ton sövecektim size ama öyle çorba ettinizki aklımı. sikeyim olmayan tıynetinizi!
edit: dayanamadım ve sabırlan izledim kalanını. ekstra bi' küfür edip sinirlerimi germiycem iyice. 21'e kadar olan sövü$lerim sezon finaline kadar uzatılmı$tır i$te. siktirin gidin senaristler.
başlarda birbirlerinden habersiz doğa üstü güç sahibi insanların zamanla bir araya gelerek hükümetle çatışmalarını konu alan amerikan yapımı dizi.doğa üstü güç derken o klasik fantastik yapımlardan değildir bu dizi, tüm güç sahibi insanları son zamanda yine gündemden inmeyen evrimin bir basamağına oturtmuş, hayli dikkat çekici birşeydir.
bir deği$iklik olmadıysa ve yamulmuyorsam bu ak$am 401 yayınalıyor. yahut 5. cilt. 5. sezonu ba$lamı$ olan supernatural'a da kavu$mu$ken hiç içimden geliyor mu izlemek ? hayır. ama sırf prison break'ten transfer t-bag için bir kıpırtı var içimde. finalde sylar'a yapılan saçmalıktan ve tüm sezon boyunca yaptığınız abidik gubidik tutarsızlık-mantıksızlık silsilesinden sonra nasıl gireceksiniz gözüme hiç bilemiyorum sevgili senaristler.