hero ile leandros

entry2 galeri0
    ?.
  1. Çok eski zamanlarda, bugün bizim Çanakkale Boğazı dediğimiz
    Hellaspontos'un Avrupa kıyısında, Sestos adını taşıyan bir şehir
    bulunuyordu. Bu şehir surları arasında Aphrodite için yapılmış
    büyük bir tapınak vardı. Bu tapınakta Hero adında çok güzel bir
    rahibe vardı, bu rahibe güzelliği ile dillere destan olmuştu.
    Aphrodite mabedindeki kumrularla ilgilenen Hero'yu görenler
    onu Aphrodite'in kendisi zannederlerdi.

    Bu genç rahibe güzel olduğu kadar alçak gönüllüydü de. Bu
    yüzden Aphrodite bu kızı kıskanmak bir yana onu çok severdi.
    Her sene ilk baharın gelişi ile birlikte Sestos'ta şenlikler düzenlenir,
    çevreden insanlar akın akın buraya gelir, Aphrodite'in mabedini
    ziyaret ederlerdi. işte böyle bir bayram günü Leandros adında
    yakışıklı bir genç Aphrodite'in mabedindeki bir ayine katılmıştı .

    Abydos'lu olan Leandros getirdiği hediyeleri sunmak üzere mihraba
    yaklaştığında; güzel rahibe Hero'yu görünce aklı başından gitmiş ilk
    bakışta ona aşık olmustu. Ayin boyunca gözlerini güzel rahibeden
    ayıramamıştı. Sanki karşısındaki Aphrodite'in ta kendisiydi.

    Leandros gün batıncaya kadar mabedinin bir köşesinde bekledi.
    Ziyaretçiler birbir mabedi terk edince yavaşça tek başına kalan
    Hero'ya yaklaştı. Rahibe genç delikanlıyı görünce ürkerek geri
    kaçtı. Ama Leandros onu durdurdu. Ve oracikta mihrabın
    önünde Hero'ya duyduğu aşkı dile getirdi. O günden sonra
    Leandros Hero'nun tüm itirazlarına rağmen her gün mabede
    gelip genç rahibeye duyduğu aşkı anlattı. Hero defalaca ona
    bir rahibe olduğunu ve böyle bir aşka karşılık veremiyeceğini
    söylediyse de Leandros pes etmedi. Duyduğu sevgi öylesine
    büyüktü ki, bir gün mutlaka karşılığını alacağına inanıyordu.
    Tüm çabaları ve ısrarları sonunda arzusuna kavuştu. Hero da
    onu seviyordu ancak aralarında büyük bir engel vardı.

    Hero, deniz sahilinde ıssız bir kalede yaşlı bir kölenin kontrolü
    altında yaşıyordu, üstelik Leandros'un yaşadığı şehirle aralarında
    deniz vardı. Ama Leandros aşkı uğruna herşeyi yapmaya hazırdı.
    Buna, gece karanlığında yüzerek denizi geçmek de dahildi.

    O akşam yaşadığı şehre geri dödüğünde sahile inerek denizi
    seyretti, gözleri ile karşı kıyıdaki kaleyi arıyordu. Bu sırada
    rüzgâr şiddetini artırmış, bulutlar ayı ve yıldızları kapatarak ortalığı
    karanlığa boğmuştu. Issız kalede köle ile birlikte oturan Hero
    endişe ile dışarıyı izliyordu. Bir ara yaşlı kadına dönüp; "Bu
    korkunç gecede kim bilir kaç balıkçı yolunu bulup evine
    dönemeyecek. Bence karanlıkta yolunu kaybeden denizcilere
    yol göstermek, onları felaketten kurtarmak için kalenin üstüne
    bir meşale yakarsak Aphrodite'yi de sevindirmiş oluruz" dedi.

    Bu sözlerle yumuşayan yaşlı kadın, kalkıp bir meşale yaktı ve
    kalenin tepesine kolayca görülebileceği bir yere koydu. Esen
    rüzgâr onu canlandırdı alevi daha da yükseldi ve etrafı aydınlattı.

    Hero heyecanla dışarıyı seyrederken duyduğu bir sesle kalbi küt
    küt atmaya başladı. Denize doru baktığında dalgalarla boğuşan
    birini gördü bu Leandros'tan başkası olamazdı..onu yaşlı köle de
    görmüştü. Aşağı inip delikanlıya kıyıya çıkabilmesi için yardımcı
    oldu ve onu rahibenin odasına götürdü. Leandros yorgunluktan
    bitkin ama sevdigini görmekten mutlu bir halde genç rahibeye
    sarıldı. Yaşlı köle buna çok şaşırmıştı ancak onlara engel olmadı.

    O günden sonra Leandros her gece Hellaspostos'u yüzerek geçip
    sevdiğine ulaşıyordu. Günler haftalar aylar geçti, güzel yaz günleri
    geride kaldı ve kışa yaklaştılar. Deniz eskisi gibi sakin ve sıcak
    değil, dalgalı ve soğuktu. Hero her gece yüzerek bogazı geçen
    Leandros için endişelenmeye başlamıştı bu yüzden ona bir süre
    birbirlerini görmemeleri gerektiğini söyledi. Bahar gelinceye kadar
    ayrı kalmaları gerekiyordu. Kışın boğazı yüzerek geçmek çok
    tehlikeliydi. Leandros her ne kadar istemese de sevdiğinin bu
    isteğine boyun eğdi. Ve bahara kadar gelmeyeceğine dair ona
    söz verdi. Ama bu ayrılığa sadece bir kaç gün dayanabildiler.

    Leandros, Hero'nun yolladığı özlem dolu mektubu okuyunca
    daha fazla dayanamayarak, düşünmeden kendini azgın dalgaların
    kucağına attı ve bir an evvel sevdiğine kavuşabilme arzusu ile
    dalgalarla boğuşmaya başladı. Fırtına arttıkça artıyor, dalagalar
    daha da aşılmaz bir hal alıyordu. Hero'nun yaktığı meşale şiddetli
    rüzgârlardan sönerek ortalığı karanlığa gömdü. Heyecan içinde
    Leandros'un yolunu gözleyen Hero, yaşlı köle uyuduktan sonra
    gizlice sahile indi ancak orada dalgaların kıyıya attığı sevdiğinin
    ölüsü ile karşılaştı. Bu acıya dayanamayan Hero sevgilisine
    sarılarak kendini öldürdü. Kasabalılar bu haberi duyunca yas
    elbiselerine bürünüp kaleye geldiler ve iki sevgilinin cenaze törenine
    katıldılar.Onları deniz kıyısında aynı mezara gömdüler ve Onların
    anısına boğazın azgın sularına güzel kokulu çiçekler attılar.

    kaynak: balca net
    0 ...
  2. 1.
  3. ovidius'un kaydettiği bir aşk hikayesidir.
    Muhittin Alaca'nın aynı isimli bir şiiri var:

    --spoiler--
    Sen Afrodit'in aşklara yasaklı,
    Günahsız rahibesi Hero'sun.
    Ben, gözlerinin maviliğinde saklı,
    Aşk denizini kulaçlayan Leandros'um.
    Bakışlarının derin sularından geçtim,
    Gözlerinin şölenlerinde sevdayı içtim.

    O mahcup gülüşün, ar nişanesi,
    Oyuna doymamış çocuk edasıyla
    Mahzun yüzün, nur tanesi.
    Göğsünün çözülmemiş düğmelerini,
    Yüreğinin sevda kıyılarına tutunan,
    Tutkulu adama aç, ne olur!

    Dolunay gibi gecelerime doğarsın,
    Seninle aydınlanır her günüm.
    Ağarsın saçlarım, uğrunda ağarsın,
    Ruhuma bir nur olur yağarsın;
    Sensiz, kapkaraydı dünüm.

    Dudağımda demlenirken şiirler,
    En güzel rengi gözlerinde gördüm;
    iklimleri değiştiren gözlerinde.
    Sensizlik girdabında çilemi ördüm,
    Senden uzakta yıkılır tüm şehirler.
    Üsküdar sahilinde martılara sordum;
    Kız Kulesi'ndeki aşkla, bizimkisi birler.

    Fener diye tutunuyorum gözlerinin ışığına,
    Fırtınalarda boğulurum, ışıksız kalırsam.
    Ölmeyecek bir efsane yaşat aşığına;
    Mavi gözlerinden ilham alırsam,
    Leandros gibi çarçabuk ölmem;
    Korsansız limanlarına demirledim, dönmem.
    Ay teninde ruhum can bulur,
    Alev gözlerinden ışık saç, ne olur!
    --spoiler--
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük