yazinin mucidi ve yaziya dayali butun sanatlarin koruyucusu oldugu kabul edilen misir bilgelik tanrisi tot un yazdigina inanilan gizlicilik,ilahiyat ve felsefe metinleri 1. yuzyil ortalariyla 3.yuzyil sonlari arasinda yazildigi sanilan,platon diyaloglari bicimindeki bu yunanca ve latince metinler iki ana gruba ayrilir:astroloji ve oteki gizlice bilimleri konu alanlar ile ilahiyat ve felsefe konularini isleyenler.
birinci tur,ronesans tan sonra 19.yuzyilin sonuna degin bilim adamlarinin pek ilgisini cekmedi.ama daha yeni calismalar,bu metinlerin ikinci turden once yazildigini,roma imparatorlugu nun ilk donemlerinde yaygin olan dusunce ve inanclari yansittigini ve bu nedenle de o donemin din ve dusunce tarihinin anlasilmasinda onem tasidigini ortaya koydu.
" seni ilk gördüğüm gün,
sonbaharın yabanıl kahverengi geyiği
benim için olduğunu anlamıştım.
boynuzların iletken elektrodlar gibi,
tuzumsu bir karla kaplanmıştı.
ağaçların etrafında yavaşça dolaşan
buğuların ve serpiştiren buzdan iğnelerin
arasında mor'u tanıdım.
omurganda yanan ışıkla oryantal ikonların
karanlık gölgeleri ardında kırmızı ve
maviyi karıştırıp moru elde ediyordun:
gizin rengini.
beni ilk gördüğün gün
senin için olduğumu anlamış mıydın?
bal peteklerinden bir yağmur yağıyordu.
defne ormanlarının arasında oranj'ı tanıdın.
ikimiz de duruyorduk öyle kolera çarpmış gibi
sersemlemiş, büyülenmiş, buğuların üstünde.
hiçbir şey değişmedi yine de
çünkü;
"aşk likid korku dolu bir kadehtir."
budist rahiplerin safran giysileri yanıyordu havada.
birisi yerde mor giysisiyle yatıyordu.
sana yalan söylemek istemiyordum.
oranj olmadığımı,
mor olduğumu benim de,
hatta hileli bir "deeper blue" olduğumu...
birbirine zıt iki renk...
anlamıyordun...
kadın yogilerin
cinselliğini arttırdığı söylenen
mor bir ışıkta beni oranj sanıyordun.
oranj değilim ben, yasın belirtisiyim,
morum, safranım belki ama oranj
değilim.
mutluluk çıkmaz benden.
benim turunçgillerim yapraklarını ağlar.
yine de senin için tuhaf şövalyem,
incelikli zulmün için,
kalbimin morluklarını unutup oranj olmayı deneyebilirim.
"o, omega, gözlerinin mor ışığı."
haliç'ten indiler
birdenbire.
cenk etmek zorunda kalmak.
ben portakal yemek
birdenbire hasta
olduğum için anne-
baba evinde.
bu notları
yazmak kabz halinde.
battaniyeyi üstüme
çekmek.
"unutmaya yatmak"
birçok şeyi.
ilaç torbam.
dış medeniyetler.
güzel hatıralarım var mıydı?
varsa bile ben unuttum.
ben şeyim aslında?
şeyim...
hayatı boyunca
uyumu aramış uyumsuzun
biriyim.
uzun çok uzun
süredir bana kimse değmedi.
zigzaver marka bir tabanca
var aklımda
ama onu ben
kullanmayacağım.
gerisi beni hiç ilgilendirmiyor.. "