bazen hayatta öyle anlar olur ki herşeyi bıkarıp gidesin gelir. tek başına olmak, insansız olmak istersin. ama geride bıraktıkların ölesine değerlidir ki gidemezsin. belkide sorundan kurtulacağını zannedersin giderek. oysaki kaçsanda o sorun senle beraber gelir. ne kadar kaçsanda.
usta ingmar bergman'ın, bunun sebebini iyiden iyiye irdelediği filmi en passion izlemesi önerilir. münzevi adamı elbette ki max von sydow canlandırıyor.
hayatından hoşnut olmayan insanın kurtulma çabalarını simgeleyen istektir.
tüm sorunlarının merkezine başkalarını koymak ve insanlardan kaçarak bu sorunlarından sıyrılabileceğini düşünmek insana daha kabullenilebilir gelir. aslında sorunlarının başka insanlar değil kendisi olduğu gerçeğiyle yüzleşmek çok daha zordur; ki bu kabullenildiği takdirde insan bu sefer de kendinden kaçmanın yollarını aramaya başlar.
zaman zaman herkesin hissettiği duygu.
bazen bırakmak ister insan herşeyi ve herkesi, sadece kendiyle baş başa olup düşünmek ister, ütopya gibi gelir aslında ama gerçekten istenirse mümkündür.
üst üste gelen terslikler sonucu hiç kimsenin yanında olmadığını sanmak ve hepsinden kaçıp çok uzaklara gitmek istemek. artık kimsenin hayatına karışmasını istememek karışırlarsa sıkılmak, bunalmak.
artık boğazına kadar batmış nefes almanın güçleştiği zaman insanın aklına gelen ilk düşünce. herkes birşey er söyler akıl veren çoktur olur ama akıl verenler sadece kendi düşünceleri ile hareket ederler söyleyeceklerini söylerler kimse senin ne durum da olduğunu bilmez. kaçıp kurtulmak istersin ama her kaçış bir kurtuluş değildir! kafan da bitiremiş isen sorunlarını ya da bir viçdan azabın varsa nereye gitsen omzun da hep olacak kalıcaktır.
uçan kuşa borçlu şahıs isteği. olacak ki şöyle ıssız bi ada; ne maliyeciler bulabilecek beni, ne mal sahibi, ne icra memurları... ben kendime eğlence bulurum orda, yalnızlık çekmem. çiçeklerle böceklerle konuşurum, rüzgarla sevişirim filan.
var böyle bir duygu. herkese olmaz ama, her zaman da olmaz, zaman zaman gelir.
bazen öyle anlar gelir ki, insan kendini kapana kısılmış gibi hisseder.
yakın uzak ama herkes hayatınıza müdahale etmeye başladığında, onların bencilleştiğini, hayatınız üzerinizde sizden başka herkesin söz sahibi olmaya başladığını düşündüğünüzde ve kendinizin kim olduğunu bilemediğinizde, kolundan bacaklarından, dört bir yanından çekilen bir bez bebek gibi hissettiğinizde.
ne demek istediğimi anlarsınız belki, belki de anlamazsınız. boşverin uğraşmayın.