herkesin degil lan bazilarinin cesedi bulumamiyor, bazilari yakiliyor. bazilarinin gomulecek bir cesedi olmuyor vs. ama sonuc olarak insan o kadar da onemli degil evt bir gun azot dongusune bibyerden katilirsak belki bi ise yarariz.onun disinda hiclige gidecegiz. cok onemsemeyin kendinizi.
işte bu yüzden insan kendini avutacak belli inançlar edinmeli. sonuçta hayatını anlamlı kılacak şeyleri sen var olana indirgersen o var olan bir gün yok olacağını bildiğinde yaşamak sana boş görünecektir. bu da stres yapacaktır. o yüzden daha varlığı indirgenemeyen senden ayrı ve güçlü şeylere inanmak lazım. bu insanın mental dengesi için gereklidir ve insanlar evrimsel süreçte sürekli bir şeylere inanarak kendilerini dengelemiştir.
bu da bir örnek olabilir sonuçta sonrası var olsun veya olması bu önemli değil ancak yaşarken kendini rahatlatmak için belli şeylere inanman lazım ancak bu şeyler senin gibi dünyevi, salt maddeye indirgenebilen şeyler olmamalı olursa onların da senin gibi yok olacağına inanırsın ve bu da seni üzer.
düşün yani bir şeye inanmamayı örnekleyelim. sen tahtaya bir şeyler yazıyorsun ve o yazdığın şeyin aslında hiç var olmayacağını biliyorsun hatta yazını tamamlamadan da ölüyorsun. ne bütünsel bir cümle kalıyor, ne de senin o yazıyı yazdığını bilen ne de sen. bu derin bir duygu evet.
gidip birazcık meditasyon yapıp mental dengemi yerine oturtacağım çünkü bunları düşününce benim dengem kayıyor.
49. Dediler ki: "Kemik ve ufak parçalar haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?!"
50. De ki: "isterse taş veya demire dönüşün,"
51. "Yahut sizce imkansız görünen bir biçime girin, farketmez." Buna karşılık, "Bizi kim geri döndürecek," diyecekler. De ki: "Sizi ilk önce kim yarattıysa O!" Sonra başlarını sallayıp, "Peki ne zaman," diyecekler. De ki: "Belki düşündüğünüzden daha yakın..."
52. Sizi çağıracağı gün, siz ona övgüyle karşılık verirsiniz ve çok kısa bir süre kalmış olduğunuzu anlarsınız.
herkes değil. çünkü insanın ölünce ne yapılacağına faşist, totoliter, şeriat vs olmayan devletler de, insanın vasiyeti karar verir.
misal canım ülkemin yetiştirdiği aydın sanatçılardan meral okay beni öldükten sonra yakın dedi. yakmadılar, gömdüler efenim.
eğer illa bir şey yakılacaksa bu ülke de otellerde insanlar yakılabilir(madımak oteli), otobüslere molotof atılıp çok güzel çoluk çocuk yakılabilir, ormanlar, bağ, bağçe çok rahat yakılabilir, gelecek yakılabilir en temizinden. vs vs.
dolayısıyla, yaşarken vasiyetinin bile meçhul olduğu yerde zaten toprağa gömülü yaşıyorsunuz arkadaşım.
canlılığını yitirmiş bir cesedin onu en iyi harmanlayıp kendine dahil edecek olan topraktan başka ne var ki?
canlıyken düşünmesi ürkütücü, ama cansız haldeyken nasıl olur onu yaşayıp ta anlatabilen yok.
Herkesin bildiği bir gerçek olsa da rahatsız edicidir.
Panik atak hastası hala kişisinin, bir yakının cenazesinde, " n' olur beni gömmeyin, panik atağım var benim ühühühü" diye hunharca ağlama seramonisi gerçeği vardır ki güldürür.
- Kızım deli misin, gömmeyip napalım?!
- Bilmiyorum, kadavra diye bağîşlayın, kedilere, köpeklere atın ama n' oluuur gömmeyin, duramam been!
yalan amk, tibet budistleri gömmüyor yüksek bir yere çıkartıp akbabalara teslim ediyor. onlar da cesedi parçalıyor. yiyorlar yani. toprağın altında çürüyeceğine nasiplensin yavrucaklar diye onlara veriyorlar.
Turkiye ve civar ulkelerde evet.
Ama yakanlar var. Hatta tibet'te göğe gömme diye birsey var. Ölülerini uygun bir yere birakip akbabalara kartallara vs. yem ediyorlar.