insanların kendilerini diğer insanlardan farklı hissetmesi, bunu diğer insanlara belli etmek istemesi. anormal olmaktan mutluluk duymak.
insanı hiç mi normal kalmadı diye düşündüren.
aslında insanın kendini bilmesinden kaynaklanan durum. yani, kendi huylarımızı ve olaylara tepkimizi biliriz; diğer insanların tutumlarıyla ilgili pek bir fikrimiz olmadığı için kendimizi farklı hissederiz.
Her ne kadar inkar edilse de herkesde var bu durum.
Hatta bende de vardı bi ara. Bi ara ben de böyle sanırdım kendimi. Ama artık sanmıyorum farklı filan degilim ben. Kimse de farklı değil. Herkes aynı. Kimse boşuna kendini özel sanmasin.
Bilinç sahibi olmaktan gelen durumdur. insan bilinci, kendini önemli sanar. Bir köpek bilinci ise, alanına yabancı sokmaz. Bununla ilgili birşeyler okuduğumu hatırlıyorum. Ama parça parça. Yazdıklarımda; hatırladıklarım olabilir. O kadar hatırlamıyorum yani. idare.
Hadi bi de felsefi açılımını yapayım:
Pascal boşuna “yapayalnız ölürüz” dememiş akrabam. Her insanın kendi nefsinde yaşattığı bir hakikat var ve herkesin hakikati kendine. Kimse bir diğerinin acısını bizatihi aynı şekilde yaşayamaz; her insan, kendi öz benliğinde bunu duyar, bilir ve yaşar.
Zaman dahî herkes için farklı işler, çünkü o hepimizin içindedir. “üzerinde bulunduğumuz iş”in zamanı içindeyizdir... Kısacası herkesin öz nefsinin sadece kendisine ait bir hususiyeti var ve bu bizi, yani herbir insanı farklı kılar...
Asıl paradoks yani başlıkta geçen “sorunsal” şu ki, böylesine kendine ait hususiyeti olan bir varlığın maymunlar gibi olur olmaz herşeyi taklit ederek şahsiyetini yok saymasıdır. Bu sebebten olsa gerek “moda şahsiyetsizliğin örneği” denmiştir...