Zarar görülmediyse şansınıza şükredip, gülüp geçin.
10 gün kadar önce başıma geldi.
Bir kafede Sandalyeye oturmamla kendimi yere doğru kaymakta buldum.
Sonunda da yanlamasına düştüm. Sandalye de üstüme düştü.
Meğer sandalyenin ayağı kırıkmış.
Önce korktum sonra bastım kahkahayı. millet de korkuyla bir şey oldu mu diye koşuşturup duruyordu. Neyse bir yerime bir şey olmadı.
Aslında ihmal var ve kızmalıydım belki Ama günümü berbat etmek istemedim.
hazır kıta'da olduğumuz için uyumadan gecenin bir saati alarm verilmesini bekliyoruz. her zamanki gibi gazinoya çıkardılar bizi. oturduk plastik masa ve sandalyelere. günlerdir süren bu uygulama ile o kadar yorgun düşmüşüz ki herkes kafasını yukarıda zor tutuyor. masa kenarında yer kapan, gözlerini kapatıp dinlendiriyor. ben de verilese de alarm yatsak diyorum. kendimden geçmişim yorgunluktan. birdenbire sandalye ile beraber yere düştüm. panikle kalbim yerinden çıkarcasına çarparak uyandım. (uyuya kalmışım sandalyede, nasıl uyuya kaldığımı hiç bilmiyorum) acaba komutanın biri uyuya kaldığım için sandalyeye tekmeyi mi yapıştırdı diyorum kendi kendime. hemen çevreme bakındım, komutan momutan yok. rahat bir nefes aldım o an. çevremdekiler de masalarda, sandalyelerde uyuya kalmış; benim düşme gürültümü bile duymamışlar. hayatımda böylece ilk defa sandalyede uyuya kaldım, uyuya kalarak yere düştüm.
Önce ölmek istediğin sanki sen dusmemissinde yere düşen yuzlugu almak için biraz sert ve hızlı egilmissin gibi yaptığın aynı anda da sağ ve sol cenahtan şahsına bakan gülen bi insan yavrusu varmı diye suzdugun vahim durumdur.
Üniversite fotokopicisinde çalışırken başıma gelen durum. Ders notu, sınav notu almaya gidenler bilir. Boğuk, sıcak, nemli bir kağıt ve mürekkep kokusu. Düşünmek bile midemi bulandırıyor şu an.
Bütün herkes not almaya gelmiş. Baya bir kalabalık yani. 1. 2. 3. 4. sınıflar hepsi bir anda geliyor. Sınav haftası malum. Bizde fotokopi yetiştirmeye çalışıyoruz. Sıra böyle uzamış dışarıya kadar gidiyor. O bağırış çağırış içinde kafa da kalmıyor. Dedim biraderim bana az izin verin böyle olmayacak dışarıda 5 dakika hava alayım. Hem kafamı da dinlerim. Tamam çık sen dedi. Dışarı çıktım, başım nasıl dönüyor ama bilseniz. Sonra dengemi kaybettim, hoop göt üstü düştüm. Çocuklar, kızlar filan hep bir ağızdan gülmeye başladı. Silkelendim düzelttim kendimi, kalktım ayağa azarladım bunları. Ne gülüyorsun komik bir şey mi var diye. Anında suratlar büzülmeye başladı, kusura bakmayın özür dileriz gibisinden laflar ettiler.
Diyeceğim o ki, düşen herkese gülmeyin. Elinden tutun da ayağa kalkmasına yardım edin , belki bir sorunu vardır, hiç de gülünecek olmayan cinsten.