Öncelikle, insanların inandıkları şeylerden korktuklarını düşünüyorum. Adını bile söylemeye korktuğumuz üç harfliler (adını söyleyince lanetlenme korkusu tengricilikte erlik han için vardır. Yine türk inancı.) hakkında çekilen filmler gerim gerim geriyor. Bende de bu inanç var, şia ile birleşmiş şekilde. Tengrici bir arkadaşımın tespitini aktarayım (sevgili aytekin, okursan sevgiler): müslüman türkler cinden korktukları kadar allah'tan korkmazlar. Doğru. Cin çok ciddi bir korku temasıdır. Bunun ifriti var, maridi var. Tövbe estağfurullah! Destur!
Felak ve nas gibi iki güçlü silahımız olsa da, savunmasız hissediyoruz. Aslına bakılırsa kuran'da tasvir ediliyorlar ama "çarpılma" mevzuu yine kadim türk inancıyla ilgili. Genetik kodlarımızda var adeta. Araplar bu kadar takık değil mesela bu konuya. Türk insanı korkar abi.
Ecnebilerin kanlı, bağırsak deşmeli, zombili, hayaletli, manyak katilli, sapık bilim adamlı, rahibeli, küçük kızlı korku filmleri çerez gibi geliyor. Çünkü inanmıyoruz. inanmadığımız için komik buluyoruz. Bu memleketin ateistlerinden bazıları bile "cin" lafını duymaya dayanamıyorsa, bunun kültürel bir tema olduğunu söyleyebiliriz.
Gişe yapmak için doğru seçim. Ama benim gibi hassas bünyeler izleyince 4-5 gün uyuyamıyor, gece lambayı yakıp zangır zangır titriyor. Çok uğraşmamak gerek böyle şeylerle.