metronun camından kız kesme hareketini her türk genci yapmıştır...bilir ama çok kimse birbirine anlatmaz bunu...
(bkz: metronun camından karşındaki kızı kesmek)
aslında biz birbirimizi sevmiyoruz. evet bu cümle bir çoğumuzun bildiği ama az düşündüğü bir gerçektir ve biz bunu birbirimize veya başka bir şekilde söylemeyiz. sevmesekte birbirimize ihtiyacımız vardır çünkü. misal;
ben burda ki bir çok yazarı sevmediğimi söylesem, bundan sonra gireceğim en iyi entry için bile artı oy alamayacağım. artı oy ne kadar önemlidir orası tartışılır ama sadece bir örnekti bu. acaba birbirimiz hakkında, birbirimize gerçekleri söylesek kaç arkdaşımız kalırdı veya kaç dostumuz? gerçekten sevdiğimiz ve uğruna bir şeyler feda edebileceğimiz kaç kişi var? ve kaç kişiyi seviyor gibi görünüyoruz? ve kaçımız gerçekleri söyleyebilecek kadar cesur? sanırım bu cesurların sayıları çok azdır. bakın bende o korkaklardan biriyim mesela..
shyamalan harikası the village' de; toplum korkusu. toplumla köy arasına hayali canavarlar girmiştir. bu yüzden köydekiler, canavarlardan, dolayısıyla toplumdan ' hakkında konuşmadıklarımız ' şeklinde bahseder.
derste hoca sınıfa sırtını dönmüş tahtaya bişeyler yazarken, sınıftaki bir fırlamanın abuk subuk ses bir ses çıkarması, hocanın arkasını dönüp hanginiz yaptı diye sorması ama kimsenin birşey söylememesidir.
genellikle dost dediğimiz insanların yaptıklarıdır. hata yaparsın ama onlar üzülme diye söylemezler. sonra sen o hata için ömür boyu kahrolursun. dost acı söyler ifadesi de tamamen uydurmadır.
misafirlikteyken, "biz kalkalım artık şekerim." denildiğinde verilen, "ay kalsaydınız biraz daha, bu olmadı bir daha beklerim." cevaplarının aslında samimiyetsiz olduğunu, ev sahipleri kişilerin de gerçekte "bence de siz gidin artık." gibi şeyleri içlerinden geçirdiğini herkes bilir, ama kimse söylemez.
herkesin bildiği ama söylemediği gerçekler olmasını istemediği gerçeklerdir..varolmayan gerçeklik ismii alır dile dökülmedikçe histe kalır..somut olmayan yoktur.