doğruluğu kesinlikle göreceli ve büyük bir oranlada yalan olan söylemdir.
türkiyedeki fakirlik ve işsizlikten hepimiz haberdarız. meksika da söylenen bu sözler aynı bir annenin çocuğuna sarfettiği kamçılayıcı övgü sözleri gibidir. genellikle okul çağındaki çocuğuna yapar bu devşirmeyi anneler.
" sende süper zeka kafası var, ah biraz çalışsan ne var ? türkiye birincisi olursun ! " sözleri yankılandı kafamda birden.
annem bunları hiç bir güçlük çekmeden, yanlış mı doğru mu, olabilir mi olamaz mı ? diye düşünmeden söylemişti. diğer anne ve çocukları hesaba katmadan bir gram üzülmeden. ve ben hala bu lafa çok şaşırırım, egoist bir kişilik olmama rağmen daima kendi dengimde ve daha üstün birileri olduğunu bilerek yaşarım.
şimdi diyeceksiniz ki " zürafa ne alaka dediklerinle türkiye'nin istikrarı amk ? "
şu alakadır...
anne doğruluğundan emin olmadığı bu sözleri bir gram gariplik hissetmeden sarf edebiliyorsa, sayın başbakanın bu sözlerinde ben bir çelişki ararım.
çünkü annenin sevdiği, mutlu olmasını istediği yegane bir varlık vardır ki çocuğudur, o yüzden böyle bir yola başvurur.
peki burada her an her dakika şehitler verilen ve kaos ortamı yaşanan bir ülkede, meksik da bu sözleri sarf eden zihniyetin bu denli değerli varlığı nedir acaba ?
kafamı kurcalayan ve çoğu kişinin dikkat etmesi gereken nokta budur.
neye güvenerek ? kime güvenerek ? neden ?
zamannda düğünlerde falan böyle gizli saklı masa altından içki götürürdük. başbakan' ın içmediğini bilmesem tekilaları gizli saklı götürüyor diye böyle götten sallayasım var amk!
