herkes uyuyordur, bir sebepten siz sabahlayacaksınızdır. evdeki o bulunmaz sessizlikle evin tek hakimi sizsinizdir. çalışırsınız, sıkılır bir iki sözlüğe takılırsınız, dizi-film izlersiniz... sonra hava serinlemeye başlar üşürsünüz, bi de bakarsınız ki etraf tatlı bir maviye boyanmış. ilk dolmuşun motor sesini duyarsınız vs... yeni doğan güne kafanızı camdan çıkarıp etrafı izlerken merhaba dersiniz ve sonra yatağınıza kıvrılır, yaz günü bile insanı üşüten o sabah ayazında nevresiminize yada pikenize sımsıkı sarılırsınız, cam sonuna kadar açıktır içeri günün ennn ama en temiz ve berrak havası dolar. ve öylece uykuya dalarsınız.
alışılınırsa da bağımlılık yapar.
edit: bu saatte başlığımı artı oyuyla selamlayan sabahcıya da benden selam olsun.
güzel bir duygu verir insana. tam bir karanlık sonra hafif bir mavilik ve pembelik ve sonra sessizlik içinde ama kendini göstere göstere gelen güneş. beynen rahatlamanın yollarından biri.
Ötüşen kuşlar ile senkrona giren otobüs kornalarını dinlemek ve kaldırımlardan nasibini alıp, 2-3 ağaçla sınırlı kalan şehir yeşilliğine bakarak; bilinen her şeyi unutmaktır, bazen.