herkes tanrının bir parçasıdır aslında. tanrı derken illa ki bir şekil biçim, form olcak değil. ya da bir şeye tapınmak anlamı değil semboliktir biraz belki. ama o belki de onun içerisinde sen şekil kazanırsın, o belkinin içersinde ömürler yaşamlar şekillenir, kendini anlamlandırırsın. belki dedim çünkü belki sihirli değenek gibidir. istediğin olabilirsin inandığın ve ya inanmadığın olabilirsin. oyun hamuru gibidir avuçlarını ısıtan. bu yüzden herkes yaratıcıdır aslında; tanrı dediğimiz sıfatın, kendisidir. sadece uykuda uyuyan prensler, prensesler gibi horlamaya devam ediyoruz. farkındalık gerçekleştiğindeyse bu uyku hali kaybolur gider yerini açık bir bilince, algıya bırakır.
vahdet-i vücud anlayışıdır. ibn arabi ile başlayıp hallac-ı mansur'un derisinin yüzülmesine sebep akımdır. hacı bektaş-ı veli ve yunus emre vu düşünüşün temsilcileridir. en-el hak!