Sessiz bir gece, yorgun adımlarım
Hiç haberi yok gibi, ıslak kaldırımların
Kimse görmüyor mu? Kimse duymuyor mu?
Durup önünde kalbinin, kimse durdurmuyor mu?
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, her şey biter mi?
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, herkes gider mi?
Elinde cennetin kayıp haritası
Kalbinde hazineler, yüzünde anahtarı
Kimse görmüyor, kimse bilmiyor
Ve sen hâlâ üşüyorsun..
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, her şey biter mi?
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, herkes gider mi?
Hâlâ yalnız mısın?
Sadece özgür.
Peki mutsuz?
Sadece alışmış.
Peki ya aşık?
Sadece eksik.
Peki ya sen?
Hâlâ bekliyor musun?
Beklemek, şimdi hiç duymayan birine,
Dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız.
Peki ya umut?
Umut, şimdi hiç görmeyen birine,
Gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Yağmur diner mi? Yağmur diner mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam
Yağmur diner mi? Yağmur diner mi?
Söyle bana küçük adam, söyle bana küçük adam.
-peki ya aşık?
-sadece eksik; peki ya sen; hala bekliyor musun?
-beklemek şimdi hiç duymayan birine dünyanın en güzel şarkısını söylemek kadar anlamsız;
-peki ya umut?
-umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.
Gider ve biter,
Hayatından siler ve yener seni,
Güçlüyüm sanmıştın hep, bin ton gibi onsuzluk ezer seni,
Duvarlarla konuşursun, anlaşamaz insanlarla vuruşursun,
Öyle bir çaresizliğe düşersin ki, onu sonsuzluk sanarda tutuşursun,
Elinde bir şey kalmaz ondan ötürü, bi kaç selam bi kahkaha belki anı götürür uzun zaman yalnızlığı anlatamaz hatırladıkların silinir gittikçe uyuşursun,
Unutmak ceza mıydı lütuf mu, yoksa ceza birine körü körüne tutulmak mı, bunları düşünürsün,
Yine gelmez, geri yine sevmez seni, yine gülmez sana, yine sensizliğin onu yaraladığını söyleyip muhtaç olmaz sana, bilmiyorum bekliyorsun içimdeki ben içimdeki sen öldün, içimdeki sen, çok naralar attım sanki altı patladı, bu gece bunu yazmadan önce kafamda bir 6 patladı, okuyunca gülme ordan evet yoksun ve şizofrenim, en azından haysiyetim hayydır senin gibi şeref yoksulu değilim şerefsizim...,
Gidince de insan kendini hep yarım hisseder artık; baktığın her manzara, yediğin içtiğin her lezzet, dinlediğin her müzik, yaşadığın her güzel olay, ilerleyen her vakit hüzün verir paylaşamadığın için; hep bi eksiklik vardır içinde.
Herkes gider. Anlatayım. Çok sevdiğim bir kız vardı kızı çok seviyordum şöyle söyleyim kız ne dese yapıyordum. Ama işte yapmamalıymışım. Kışın ankara soğuğunda 5 saat bekledim dışarda. Elimde bir hediye. Sonra ne oldu dersiniz? Kız geldi hediyeyi aldı ve gitti. bu kadar.. Şimdi ne oldu derseniz üniversiteyi farklı ilde kazandıktan sonra araya bir soğukluk girdi nasıl bitti tam anlamadım ama bitti işte. Kendinizi fazla kaptırmayın, pişman olursunuz.
Herkes gider, fakat bu geri dönmeyeceği anlamına gelmez, gitmeler den ve kalmalar dan bazen biz sorumluyuzdur. Yanımızdayken değerini bilmeyiz, yokken de her zaman ararız, bu bir insanın nasıl 2 le me düştüğünü gösterir, varlığın ve yokluğun insana nasıl ızdırap çektirdiğini görürüz ama her seferinde de aynı hatayı yaparız ve hiç bir zaman da akıllanmayız, duygularımız mantığımızdan da ağır basar ve sonu yine hüsranla biter.