Bence aynısını veya benzerini yaşar ya da kefaretini bir şekilde öder. Ama bu adil midir? Zulüme uğrayan veya zarar gören bundan olumsuz etkilenmiştir bir kere. Sabredip Erdemli davranarak ve imkanı olmasına rağmen yaşadığını yaşatmayarak sınavda başarılı olur.
Zira çoğunlukla yaşantılarımız kendi seçimlerimiz doğrultusunda ilerler. Hatalı seçimleri kader olarak tanımlamak da sorumluluğu üstümüzden atmaktan fazlası değildir çoğu zaman.
Bir danışanım var, eşinin ailesiyle yaşadığı sorunlar sebebiyle terapiye başvurdu. Tamamen haksızlığa uğradığını, çabalarının görülmediğini ve değersiz hissettiğini söylüyordu. En nihayetinde yaşananları değerlendirdiğimizde sorunun, kadının annesinin, babasının köken ailesiyle fazla meşgul olması sonucu kendi ailesini ve elbette kızını ihmal etmesi olduğunu gördüm. Kadın da tam olarak annesinin davranış örüntüsünü benimsemişti.
7. Seansta kadın halen gerçeği görmemekte ısrarcıydı ve şu cümleyi kurmuştu "kızlar, annelerinin kaderini yaşar."
Kader mi ?
Belki de, başımıza gelmesinden korktuğumuz fakat başımıza gelmemesi için bir sorumluluk almaktan kaçındığımız o mutlak kötü sonu, tüm deneyimlerimiz ve çarpık inançlarımızı doğrulamasını dilediğimiz o felaket senaryosunu birlikte hakkıyla yaşayabileceğiniz insanları bilinç dışı bir dürtüyle bizler çekiyoruzdur yaşamlarımıza ve en nihayetinde kurban durumunda oluşumuza sarılarak teselli buluyoruzdur.
Yaşamaz. Ne bu dünyada ne de ahiret yok zaten onu söylemeye gerek bile yok. Herkesin yaptığı yanına kar kalacak. Ama insan gibi yaşayıp anıları ile anılanlardan olmak gerektiğini düşünüyorum. O kötü şeyler yaşatanların anasını sikeyim çünkü.