ufak tefek belçikalı dedektif. agatha chrıstıe karakteridir efendim. yumurta şeklinde bir kafası, heyecanlandığı zamanlarda parlayan yeşil kedi gözleri vardır,kafası simsiyah kısa saçlarla kaplıdır çünkü onları boyamaktadır.(çok yaşlıdır çünkü)her zaman giyimine özen gösterir, fransız zannedilir sürekli aşırı kibarlığı yüzünden ama o bundan rahatsızlık duyar. soğuktan çok çekinir, hep paltosunu burnunun üstüne kadar çeker. kakaoya bayılır,bir de ıhlamura. daima ayağını sıkan rugan ayakkabılar giyer ve şikayet eder bundan. düzen ve simetri hastalığı ya da hassaslığı vardır. börekleri bile kare şeklinde kesilmesini ister sadık uşağı george'dan. arhur hastings en yakın arkadaşıdır. diplomattır ve savaşta yer almıştır. olayları çözerken kendi deyimiyle 'küçük gri hücreler'ini kullanır. düzen ve metot ilkesine göre hareket eder. sürekli fransızca kelimeler çıkar ağzından. hastings'e sık sık tekrarlar o ünlü deyimini:'küçük gri hücreler mon ami,küçük gri hücreler' en sevdiğim dedektif, ufak tefek dahi dostumdur. candır. canandır.
sherlock holmes'a alternatif olarak takip edilebilecek bir dedektifdir. sherlock holmes kitaplarının serisini bulmak oldukça güç olduğundan dolayı tercih edilebilir.
bir agatha christie karakteridir. 33 roman ve öyküde hayat bulan bir karakter. ayrıca dizi ve sinema filmleri de çekilmiştir.
beynindeki küçük gri hüclerle olayları çözdüğünü söyler. 1.60 boyunda, cılız bir adam olmasına rağmen centilmen bir erkek olmasından dolayı kadınlar tarafından hoş karşılanmaktadır.
cinayetleri çözerken her zaman kafasında sakladığı bir yön vardır ancak bunları sonuna kadar açıklamaz. arkadaşı yüzbaşı hastings ise sürekli bunları öğrenmeye çalışır ve kafası her seferinde karışır. ölüm sessiz geldi romanıyla karşımıza çıkan hercule poirot , ve perde indi adlı eserde hayatını kaybederek karşımıza son kez çıkar.
ölümünden sonra gazetede ölüm ilanı yayınlanır. bu özelliği ile gazetede ölüm ilanı yayınlanan ilk kurgusal karakterdir.
david suchet'in, agatha christie'nin beyninden fırlayıp kamera karşısına geçmişçesine hayat verdiği ufak tefek, belçikalı, takıntılı ve yumurta kafalı dedektif.
sende mi poirot?
dün akşam agatha christie nin doğu expresinde cinayet filminin 2011 versiyonu yayınlandı. filmin başında 1935 lerin Türkiye sinde fransız sokağına benzetilen mekanda örneği afganistanda görülebilecek bir recm sahnesi vardı, amerikalı kadın turist kadını korumaya çalıştı, bizim ünlü hercule poirot uzaktan izlemekle yetindi. trende amerikalı kadın dehşet içindeydi, bende ekran başında sinirlenmiştim, ama esas bomba ünlü dedektifimizin kadına sakin olun, başka kültürlere saygı duyun, ingilterdede idam yok mu? kadın kendi kanunlarını biliyordu kocasını aldattığında başına ne geleceğinde haber vardı şeklindeki yorumu dahada şok ediciydi. Batılı senaristlerin Türk aleyhtarlığına alışmıştık, türkle ilgili her şey kötü zevksiz hatta kebabımızdaki kullandığımız et bile takıldığı şişten lezzetsiz gibi argümanlara aşinaydık. ancak son zamanlarda abd deki reytingi yüksek polisiyelerde(ncis la ve blue bloods) Türkiye teröristlerin hamisi sığınağı, recmin töre cinayetinin yaygın olduğu bir yer olarak kafalara sokulmakta, bir yandan da güçlü arap sermayesi amerikan film endüstrine el atmakta el kaideye karşı savaşan barış sever müslüman imajına yönelik filmler çektirmekte ve aynı dizilerde aslında her arabın terörist olmayacağı sevgi dolu oldukları işlenmekte, yakın zamandada dev prodüksiyonlara imza atacakalr hatat hz. muhammed sesli biel konuşacak halid bin velid gibi eshabtan kişilerin büyük bütçeli filmleri hazırlanacak. belli ki laik türkiye sadece cemaat ve akp tarafından değil, batılı sermaye tarafından da istenmiyor. zengin arap şeyhleri zaten atatürkten nefret ediyor halklarına örnek olmasın diye.
bence en iyi canlandıran albert finneydi, şimdilerde canlandıran David Suchet ise daha sert bir tarz gösteriyor(zaten sert polis ve terörist rollerinde iyidir). Peter Ustinov üstada saygımız sonsuz ama bu ikisinden geride kalıyor.
agatha christie kitaplarının sonunda içlerinde katilinde bulunduğu bütün karakterleri bir odaya toplayarak elde ettiği az sayıda ipucunu birbirine ekleyerek cinayeti bütün çıplaklığı ile anlatır, ve çoğu zaman bu katilde sinir bozucu bir etki yarattığı için dayak yeme tehlikesi geçiren belçikalı, komik bıyıklı, ukala ve o klasikleşmiş küçük gri hücreleriyle övünen dedektiftir.
Zekası, kibar tavırları ve özenle koruduğu bıyık tarzı spesifik damak tadı ve gri hücrelereiyle kendine hayran bırakır. Agatha ablayı da her okuyuşum da daha da sevdirir:) ayrıca o belçikalıdır, fransız değildir anlayın bunu eyy ingiltere halkı.
Reyizdir. Bıyığına kurban onun. Finalde herkesi bir araya toplayıp kelime oyunlarıyla attığı nutuk heyecandan kıvrandırır. Son dakikaya kadar kadim dostu hastings'e en ufak ipucu dahi vermeyip onu çıldırtması sesli güldürür. Mon ami hastings demesi yeter.
içinde yer aldığı en iyi roman büyük dörtler'dir. Doğu ekspresinde cinayet, nil'de ölüm, noel'de cinayet, acı kahve, roger ackroyd cinayeti romanları da mükemmeldir. Briç masasında cinayet ve mavi trenin esrarı'nı da unutmamak gerek.
Edit: ve perde indi'yi unutmuşum. Ulan o değil de cinayet alfabesi ve dersimiz cinayet romanlarını nasıl unuturum. Onlar da mükemmel.
agatha christie kitaplarının bir kısmının vazgeçilmez kahramanıdır. ayrıca ingilizceye gayet ilgili olmama rağmen isminin herkül diye okunduğunu sonradan ayrımsadığım karakter.
Agatha Christie zekasının ürünü, kısa boylu, saçları seyrek, uçları yukarı doğru kıvrılmış gür bıyığı, hafif göbeği ile tıknaz bir görünüme sahip olan polisiye roman karakteridir. 1916 yılında ile ömrünün sonuna kadar yanından hiç ayrılmayacak olan captain Arthur Hastings ile tanışır. Allah herkese hercule poirot zekası ve Arthur Hastings dostluğu etsin.
dünyanın en mükemmel dedektifidir. kendi tabiriyle ''küçük gri hücreler''i sayesinde gerçeğe her türlü ulaşır. yani bir koltuğa oturup gözleri kapatarak düşünmek; sürekli soytarı dedektifler gibi elinde bir büyüteçle ipucu aramaktan daha iyidir. ona göre kılıktan kılığa giren, ağzında pipo ve elinde büyüteçle tazı gibi oradan oraya koşan dedektifler zavallı ve gülünçtür. çünkü ona göre, bazen kafamızdaki gözlerin göremeyeceği şeyleri, beynimizdeki gözlerimiz görür. dış görünümüne son derece önem veren bu amcamızın değer verdiği en önemli şeylerden biri de o eşsiz bıyığıdır. simetri hastasıdır. her şey düzenli olmalıdır. sıcak kakao ve nane likörü içmeyi çok sever. soğuk almaktan korkar, o sebepten yazın bile sıkı giyindiği zamanlar olmuştur. dostu arthur hastings'e genelde ''mon ami hastings'' diye seslenir. ve dünyada, gazetelerde adına ölüm ilanı verilen ''ilk ve tek'' hayali karakterdir.
bu adamı, sherlock denen soytarıyla kıyaslayanlar var bir de. poirot, sherlock gibi durmadan ipucu aramaz. insan davranışlarıyla, psikolojileriyle ve onlarla konuşarak aydınlatır olayı. elbet de ipuçları da kendisi için önemlidir ama önceliği insan davranışıdır. yani şöyle açıklamak gerekirse; ipuçlarının olduğu bir cinayet vakasında olayı poirot da, sherlock da aydınlatır. ama hiç ipucunun olmadığı bir cinayet vakasını poirot gene aydınlatır, ama sherlock nah aydınlatır.
işte böyle şeyler görmek ister gözüm, ne o öyle bre! salak saçma başlıklar, "nalet" olası neo-liberaller, kızıl köpekler, o troller, bu troller. sözlük son dönemde oldukça (2018-2019) saçmalamaya başladı diyordum ki bağlılığım yeniden tomurcuklanmaya başladı.
tanım: Hercule Poirot. Hercule Poirot, Agatha Christie tarafından yaratılan, kurgusal, Belçikalı dedektif karakterdir. Miss Marple ile birlikte, Christie'nin en ünlü ve uzun süreli karakteridir ki 33 romanda ve 54 kısa öyküde boy göstermiştir. Aynı zamanda, Poirot W.Mason'un hayali dedektifine de büyük bir benzerlik taşır. (alıntıdır)