yol. düz ve eğri.
yemlik burçak bulduklarında öküzler mutlu olur demek gerekirdi.
güneş her gün yeni.
yol. aşağı ya da yukarı.
tek ve aynı.
güneş olmasaydı geceyi diğer yıldızlar yapardı.
ortaktır daire çemberinde başlangıç ve son.
günlerin hepsi bir.
insanların karakterleri, onların kaderlerinden bağımsız değildir. bu yüzden insanlar layık oldukları hayatları yaşarlar."
"Mutluluk bedensel hazlardan kaynaklanmış olsaydı,öküzler yemek için burçak bulduklarında,onlara mutlu varlıklar derdik."
Herakleitos canlıların ateşden değişmeyle meydana geldiğini,ateşden gelip ateşe gideceğini böylece akışın yeniden başlayacağını düşünüyormuşşş!! Adam ermiş demekkii sonunda cehenneme gideceğini önceden biliyomuş..
hem okuduğu alanın hem de tuttuğu takımın asil renklerinin bizi aynı çatı altına soktuğu yazar. kim bilir belki daha neler var insanları bir birine yaklaştıran.
gece gece dertlendirdiğim yazardır efendim. dertleri ve dertlerinin dermanıyla var olsun. güleç kalsın. *
bazılarının sandığı gibi 17 yaşında değil 22 yaşında olan ve hukuk okuyan yazardır. çok bilmiş bazı boş, muhalif yazarları susturacak derecede inatçıdır ve inci sözlük' e sempati duyar. sabrının da bir sonu vardır elbet.
"Boşuna arınmaya çalışıyorlar kendilerini yeni bir kanla kirlenerek, çamura batanın çamurla yıkanması benzeri. Ve şu yontulara yakarıyorlar evlerle konuşur gibi. "
Herşeyin değişebilir olduğunu iddia eder kendisi.Evet hemen hemen bütün filozofların boktan hayatları vardı ama peşinde oldukları onları hayatta tutandı.Benim merak ettiğim bu ilkçağ insanı hiçbirşeyin mutlak olmadığını,herşeyin değişebileceğini,farklı boyut kazanabileceğini düşünürken yaşama sevincini nerden alıyordu.Adam noktayı koymuş olayı çözdüğünü iddia etmiş.ne sorulursa evet öyle ama değişir demiş.ne sıkıcı hayat.
dunyada bır bırlık olduğunu ve bu bırliğin "karşıtlardan" meydana geldiğini savunan demokritos'un ardından en etkılı doğa filozofu.
ona göre akıl yanı logos dağıtılırken azınlığa çok çoğunluğa ise az pay düşmüştür. dolayısıyla azınlık herzaman çoğunluktan daha iyidir. bu düşünceleri herakleitosu aristokrasi savunucusu durumuna getırmektedir.
efes'te doğmuş, pek çok yer gezmiş ancak yine efese geri gelmiş filozoftur. Peri tu Pantos* adlı kitabını Artemis Tapınağı'na saklamıştır. Bu yapıtı o kadar anlaşılmaz bir biçimde yazmıştır ki bu yüzden ho scotenios* adıyla nitelendirilmiştir.
herakleitos'un felsefesi mutlak anlamda hiçbir şeyi kabul etmez.
yani şöyle anlayabilirsiniz ne
mutalak iyi vardır ne de mutlak kötü...
herakleitos,
her şeyin değiştiğini daha doğrusu değişmek zorunda olduğunu vurgularken
sınıfsal ideolojisiyle çelişkiye düşer.
yani hiçbir siyasal ve toplumsal kurumun kalıcı olmadığı sonucuna ulaşır.
üstadın bir öğrencisi daha aşırıya gitmiş aynı ırmağa bir kez bile girilemeyeceğini söylemiş. değişim o kadar yoğun onu anlatmak istiyor çömez. yine birisi bişey söylediğinde parmağını ağzına götürüp sallarmış. e tabi karşısındakinden çıkan söz ona gelene kadar değişime uğrar. boynuz kulağı nasıl geçer alın size
kalabalığa prim vermez üstad. eşekler samanı altına tercih eder der. bize kalan fragmanlarındaki üslubu sadece bir filozof gibi değil bir şair adeta bir peygamber edasındadır. gaybtan haber veriyo gibi hissettim bir ara: "ölümde insanları ummadıkları, hayal edemedikleri şeyler bekler" demiş, gitmiş görmüş ve bize anlatıyor.
logos , kosmos, ölçüler içinde değişme vb bilgemizi anlamak için hazmedilmesi gereken kavramlar.
değişimin filozofuna bazıları melankolik yakıştırması yapmış. bir kahin gibi konuşuyor: kapalı ve bulmacacı, süssüz ve karışık.
bir fragmanla bitirelim
"umut edilmeyeni umut etmezsen, onu bulamazsın. çünkü ne bir iz vardır ne de bir yol."