Bir tarafta kuyruk diğer tarafta evlat acısı olduğu müddetçe her şeyin tatlıya bağlanması zordur.
Fıkra:Günün birinde bir adam ormanda gezerken bir yılan görür. Bu yılan ile arkadaş olur. Yılan dostuna yaşadığı yeri tarif eder, der ki her gün akşam şu saatte buraya geleceksin, beni bekleyeceksin, ben sana her gün 1 altın vereceğim onu alıp kullanacaksın.
Bu adam her gün anlaştıkları saatte gelir. Yılan yaşadığı yerden ağzını uzatır, bir altını dostuna verir tekrar yerine geri yuvasına döner.
Yıllarca bu böyle devam eder.
Bir gün bu adam hastalanır, yatağa düşer.
Oğluna durumu anlatır.
Oğlu bir gün, iki gün gidip altınları alır akşam eve döner.
Her gün git gel ile bu iş olmaz, her gün gitmekten ise yılan yuvasından çıktığı zaman öldüreyim bir defada bütün altınları alayım diye düşünür.
Aklına kurnazlık gelir.
Yine bir gün akşam yılan yaşadığı yerden kafasını uzatıp altını verirken oğlan elindeki kürek ile yılanın kafası yerine kuyruğuna vurur.
Kuyruk kopar.
Yılan kuyruk yarası ile oğlanın boğazına saldırır ve oğlanı öldürür.
Aradan bir müddet geçer
Baba iyileşir
Tekrar yılanın yanına gelir.
Yılana eski dostluğunun devam etmesini ister.
Yılan dostuna döner,
Bende bu kuyruk yarası, sende de bu evlat acısı olduğu müddet dostluğumuzun devam etmesi imkânsız der.