Nasrettin hoca oğluyla pazara gideceklermiş. oğluna demiş ki:
-oğlum sen küçüksün eşeğe sen bin de gidelim.
neyse gidiyorlar yolları üzerinde olan bir köyden geçerken kahvede oturanlar:
-Ne günlere kaldık. gençecik oğlu eşeğe binmiş babasını yürütüyor.
hoca bunu duyunca içine yedirememiş. oğlum sen gençsin. bu defa ben bineyim sen önden git demiş. yolları üzerindeki diğer köyden geçerken köy meydanındaki kahvede oturanlar.
- ne günlere kaldık. sapasağlam adam eşeğe binmiş. Küçücük oğlunu yürütüyor.
hoca bunu da duyunca bu defa oğluna:
- oğlum eşek bizden sağlam ikimizi de pazara kadar götürür.
bunun üzerine ikisi eşeğe binmişler. yine yolları üzerindeki başka bir köyden geçerken kahvedekiler:
- ne günlere kaldık. insafsızlar ikisi bir olmuşlar zavallı eşeğe biniyorlar.
hoca bakmış olmuyor. bu defa oğluna:
-oğlum kasabaya az kaldı. inelim yürüyerek gidelim, eşek de arkamızdan gelsin. bu defa başlamışlar yürümeye. yine yolları üzerindeki başka bir köyden geçerken köy meydanındaki kahvede olanlar:
- ne akılsız insanlar var. binekleri varken kendileri yürüyorlar.
hoca konuşulanları duyunca dayanamamış. oğluna:
- oğlum, demiş. bana sağlam bir odun bul getir. oğlu odunu getirmiş. Eşeği ayaklarından bağlamışlar, sırtlarına alıp yola devam ederken: " oğlum millette bu çene, bizde de bu akıl oldukça daha sırtımıza çok binen bulunur." Demiş.
şimdi bu olay ne alaka. efendim insanlara bakarsanız her şey kötü. türkiye kötü, insanlar kötü, yaşam kötü, istanbul'da veya yozgat'ta yaşanır mı, çay içenler boş beleş, şurda okuyanlar cahil, böyle giyinenler yobaz, o maaşa çalışanlar köle...
Çocukken top oynardık. Saklambaç falan. Hayal kurardık. Futbolcu olmak isterdik.
Sonra biraz büyüdük okuma yazma öğrendik ilk. Sonra matematik türkçe sosyal ingilizce derken bir bakmışsın orta okul olmuşsun.
Sen yine hayal kurarsın. Doktor öğretmen polis olcam dersin. Yarış atı gibi seni yıllar boyu sözde eğitime tabi tutarlar.
Sonra lise. Sonra üniversite.
Vel hasıl anlamazsın nasıl geçtiğini yılların. Aynaya bakarsın ve dersin büyümüşüm.
Sonra çocukluğunu hatırlarsın. Derin derin düşünürsün ve yine aynaya bakarsın.
Bir bakmışsın ki yalnızsın artık. Başaramamışsın senden istenileni.
Adam olamamışsın.
Değişmişsin. Eser kalmamış o çocukça mutluluktan. O çocukluk hayallerin yok olmuş gitmiş. O uğruna geleceğinizi yaktıklarınızda uçmuş gitmiş başka yerlere.
Size elini uzatan kimse kalmamış. En yakınlarınız bile selamı kesmiş.
Medet umduğunuz ne varsa yüzünüzü güldürmemiş. Neye tamam oldu dediyseniz olmadı.
Belki yeterince iyi anlatamadım. Zaten bu duyguyu tam olarak anlatabileceğimide sanmıyorum.