şaşırtıcıdır.. yani o da insan, ben de insanım, nasıl aynı olaya bakıp bu kadar zıt durumlar öngörebiliyoruz, anlamıyorum.. eğer onun dediği gibi yaşayacak olsaydım, günlerimi dört duvarı yastıkla kaplanmış bir odada kamışla sebze çorbası içerek ve şiir yazarak geçiriyor olacaktım..
rapper ninja/ anne ben akşam geç gelicem, tamam mı merak etme sakın..
jazzer samurai (onun da nicki buymuş, öyle dedi)/ ayy maç mı yapıcan?..
rn/ evet anne..
js/ ay ya ayağın kırılırsa..
rn/ anne niye kırılsın durup dur..
js/ aman tamam.. kalın giyin hava serin..
rn/ anne ağustostayız..
js/ hayır yani, sonra ben uğraşıyorum hasta hasta..
rn/ tamam alırım yanıma bi svetş..
js/ yani hem ayağın sakat hem de maç yapıyorsun.. kırılır tabii.. (hayda, anında kırdı ayağımı)
rn/ anne 4 sene önce bir bağlarım zedelendi diye yatalak mı olayım?..
js/ iyi git peki.. üstüne bişi al..
rn/ peki..
rn/ anne ben akşam arkadaşlarla çıkacam, telefonun şarjı yok, ulaşamazsan merak etme..
js/ oğlucuğum, polis yakalar falan, sonra nasıl ulaşırım..
rn/ anne niye polis yakalasın beni?..
js/ ne olur ne olmaz.. nereye gidiyorsun, arkadaşlarından birinin numarasını ver..
rn/ anne ilkokulda mıyım ben ya vermem numara falan bir kere 15 dakka geç kaldım diye bütün msn listemi paniklettin ''oğlum nerde'' diye millet tekyürek, tekvücut seferber oldu beni aradılar.. devamlı ararsın kızı..
js/ haa kız bir de..
rn/ ya kız da var erke..
js/ oğlum bak sakın ha kızı tek başına eve bırakma, al şu parayı taksi falan tut en kötü..
rn/ ayıp ettin anacım ben yapar mıyım zaten öyle şey.. alayım parayı da yine ne olur ne olmaz..
js/ sakın ha içki içen arkadaşının arabasıyla ralli yapmayın.. (seneryoya bak, lost ekibine katılsa sırıtmaz) bak daha yeni iki çocukcağız ölmüş, gazete yazıyor..
rn/ anne sadece bir caddeye yemeğe çıkalım ded..
js/ ben söyliyim de..
rn/ peki anne..
js/ arkadaşının numarasını bırak yoksa msnini açarım..
rn/ peki..
js/ oğlum nasıl geçti vizen..
rn/ çalışmamıştım ya, kötü geçti.. olsun ama yüzde 20 zat..
js/ olsun canım uzatırsın bir sene okulu olmazsa, ne yapalım..
rn/ anne niye uzasın okulum durup dururken..
js/ hayır yani sıkma canını en kötü diyorum ben.. (canım)
rn/ peki..
rn/ anne ben akşam arkadaşta kalıcam..
js/ ne yapacaksınız?..
rn/ poker oynıycaz..
js/ ... (hiç hoşlanmaz bu işten)
rn/ anne asma suratını öyle biliyorsun benim limitimi 5-10 bişiyle oynuyoruz işte zevkine..
js/ oğlum ben aylığını bitirme diye korkuyorum bir gecede.. (oha, sanırsın kıbrıs'a kaçıyorum bir gecelik)
rn/..
js/ arkadaşının numarasını ver..
rn/ peki..
js/ ne yiyorsun?..
rn/ panço..
js/ ben seni 45 yaşında kolestrolden çökünce görücem..
rn/ sigara içmiyorum, alkol ayda yılda bir.. bir panço yedim diye mi hayatım kayıyor?.. ha pardon bir de işte haftada bir altınvuruş yapıyorum tuvalette haha..
js/ sen daha dalga geç.. sigara içkiden daha zararlı yemek alışkanlığın..
rn/ ann..
js/ tamam ye şimdi onu ama akşam da dolma yiceksin o zaman..
rn/ peki anne..
rn/ annecim ben bi baskete çıkıyorum, gelirim bir-iki saate..
js/ çıkma ya bir gün, ya çatışma çıkarsa sahilde..
rn/ ..
js/ sıkıldım bugün evde ya..
rn/ peki..
eski türk filmi tutkusu olan ve buna mukabil 10 dk gecikmeyle bile bir felaket senaryosu yazabilecek donanımda olan annedir.
örnek olarak bir bara gitmek için izin alırsınız ama evden çıkana kadar nasihatler sürer:
-aman evladım içkin kapalı gelsin sen önünde aç . o kalabalıkta ben bunu garsona söylesem şişeyi zaten kafamda kırar denmiyor, baş sallanıyor. *
-kimse seni eve bırakmasın, bak buraya paraya koyuyorum taksiye bin gel. hani kaçırır falan diye tedbir.
-bankaya fatura yatırmaya gidip, bir tanıdıkla ayaküstü 10 dk sohbet sonucu eve gecikilmesi ile annenin başucunda 1 kutu ağrı kesici görülmesi ile yaşanan dumurdur. senaryo ise şöyledir: bankaya hırsız girdi, sizi rehin aldı, telefon açamadın, ben seni niye oraya yolladım ki zaten diye devam eder.
her olaya bu kadar negatif yaklaşır anneneler ama en önemli sınava giderken de cesaretlendirmeyi ihmal etmez:
sen yapamayacakasın da kim yapacak çocuğum!! gel de inan.
serap ezgünün, esra ceyhanın etkisidir efendim.. öyle korkuttular ki anneleri.. herseyin kötüsü sizin cocugunuzun basına gelir.. internetten arkadas edinmesinler kacarlar edindikleri arkadasla gider evlenirler.. yalnız bırakmayın sokakta cocuklarınızı araba durur yanında kacırırlar.. aman cafelere göndermeyin gazozuna ilac katarlar.. anneleri böyle böyle bu hale getirdiler.. paranoyaklastırdılar resmen.. yahu bu memlekette iyi şeyler yapan genclerde mi yok diye cıkıp bagırınası geliyor insanın.. öyle iğrenc bir genclik anlatıyorlar ki annelere.. yırtınıyoruz biz de akıllarındakileri değiştirmek için.. burdan anneme sesleniyorum..
-evden kacmıycam anne vallahi bak!
-anne kız arkadaşımla dışarı çıkıcam bugün sıkıldım.
+sıkıldın mı? gel biz oyun oynayalım bana o girdiğin yeri öğret internette hem.(sıkıldım diyoruz internet öğret diyor)
-ayda yılda bir yere gidicem anne ya.
+yavrum ama o kız seni alır kötü yerlere götürür.(asıl onu bozan kim acaba)
-anne erkeklerle işimiz yok bizim.
+yoksa o kız.. kızım o kızın gözü göze benzemiyo. kolana bir şey atarlar.
-anne ne diyosun ya.
+tamam kızın annesinin numarasını ver.
-napcan annesini puff.
+pufleme atarlar bir yere ölünü bile bulamayız. ver ver.
-korkutma beni aa..
+bu devirde babana da güvenmiceksin. babana güvende lafın gelişi yani.
-kız geldi anne iyi davran .
+tamam tamam. hoşgeldin kızım.
*hoşbulduk bilmemne teyze.
+üşütmez misin üstün açık.aa etek giymişsin bir de..
*...
-çıktık anne.
+nası giyiniyorsunuz taksiciler alır kaçırır..
-...
*....
+insan annesini öperde gider. nerdeee??
had safhada kuşkucu, korumacılığı abartı düzeye getirmiş, dünyadaki herkes kötü ve çocuğunu incitecekmiş gibi düşünen annedir, candır canandır ama boşuna endişelerine cevap vermekten aciz bırakandır.
annem/ duur içme o kolayı!..
ben/ amaaaan, anne n'oluyor ya ödüm patladı nereden çıktın birden öyle sen?..
annem/ ver şu kolayı bana bir..
ben/ al.. n'apıosun kolama?..
annem/ tepesini silicem..
ben/ niye kutu kolanın tepesini sileceksin peki?..
annem/ mail geldi bana geçen gün hep fareler böcekler geziyormuş fabrikalarında bunların.. kutuların ağız taraflarına mikrop bulaştırıyorlarmış..
ben/ haydaa.. anne boğaziçi mezunu kadınsın, nasıl inanıyorsun böyle şeylere coca cola fabrikasına fareler baskın yapıp kutu kolaların açma halkalarını mı yalıyorlar?..
annem/ ne olur ne olmaz oğlum.. al sildim bitti bile.. bundan sonra her kutu kola aldığında sileceksin ağzını..
ben/ anne nasıl sileyim bakkaldan ald..
annem/ söz ver!..
ben/ peki anne..
çok fazla türk filmi izleyen anne kızını üiversiteye yollar, ama kafasında binbir türlü felaket senaryosu oluşmuştur artık. her gün kızını arayan anne;
- kızım rüya gördüm dolmuştan iniyordun, üç kişiydiler dikkat et kendine.
- kızım aman bak çok kötü etraf kimsenin elinden bişey içme, iki kişi sana bişey içirip ....
+ söyle anne bu defa kaç kişiydiler!!.
- kızım kimsenin elinden bişey içme
+ tam tecavüze uğruyodum sen aradın anne!!!
bi ayarı yoktur velakin. özellikle bahar aylarında kafası çok karışıktır. hazırladığı valizden eksi 20 dereceye uygun asker botuyla, 43 dereceye uygun tişört çıkabilir, dikkat etmek lazım tabi.
anne kaç seni tanıdılar.
anne kaç seni tanıdılar klişesini kullanmamı sağlayan annem. Bir insan her şeyin en kötü durumunu düşünür, bu ihtimaller için kendini paralar mı?
bir keresinde her gün yürüyeceğim yokuş için sen yürümesini bile bilmezsin burdan hergün kayar düşersin demişti.
ne kadar her şeyin "en kötüsünü" konduramasa, dili varmasa da öyle düşünendir.
bunun yanı sıra, cep telefonunuzla her zaman ulaşılıyor olmanızı istemektedir. bir yere giderken "cep telefonun yanında mı? şarjı dolu mu? kontörün var mı?" diye şöyle bir araştırma yapar. eğer "aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor" gibi bir uyarıyla karşılaşacak olursa, eve gelince kıyameti koparacaktır. ama kendine gelince öyle değildir, "cep telefonundan anlamam ben" ayaklarına yatar. bir yere giderken "dikkatli ol, gecikme" dediğinizde, "aman kocaman kadın kayıp mı olucam?" diye dalga geçer.
anlaşılmaz kişidir.
* oğlum bak çok içki içersin, sarhoş sarhoş bi kızın koynuna girersin. Sakın korunmadan yapma olum.
- oha anne ya.
* bak vallahi olum bilmezsin kendini, tedbirini al olum. Vallahi aids olursun bak.
- Anne ne diyosun ya.
* Bak vallahi çocuğun olur. Sakın olum sakın.
- Yuh be anne vallahi yuh.
Saat 18-19 gibi olursa, evinde bir kızı var ise, bu kız bahsi geçen saatte dışarda ise (Dershane dağılış saati), anne kişisi pencerede yolu gözlüyor ise, yapılacak tek bişey var; verin annenin eline kağıdı kalemi yazsın senaryoyu, oscar almazsa şerefsizim.
yirmi beş senelik hayatında ne sigara ne alkol kullanmışlığı olan evlâdının arkadaşına attığı "sağol, maili aldım." mesajını "sağol, malı aldım." diye okuyup kahırlara garkolabilen, canım anneciğimdir.
eve biraz geç kalınır ve anne senaryo yazmaya hemen başlar, geç kaldı bak kesin çantasını çaldırdı, telefonunu da açmıyor (otobüste yasak çünkü bu annelere anlatılamıyor) kesin çaldırdı, yanında başka parasıda yok, kaldı sokakta ya da polise gitmiştir belki polis birazdan getirir. yoksa... ya tinerciler saldırdıysa ya başına bişeyle vurup bayılttılarsa.. şeklinde eve gelinene kadar da senaryo yazmaya devam eder.
ancak bazen en iyileri de düşünürler.örneğin biz pikniğe gidiyoruz diye içmeye gitmiştik bizzat annem kendisi götürecekti beni nerdeyse.neyse ben sırtladım masa örtüsü vb falan sonra eve geldiğimde bir de baktım ki itin teki şarabın yarısını dökmüş bembeyaz güzelim örtüye.
halısahaya gidince hep kol yada bacağın kırılacağını düşünen annedir. bir kerede düşünmezki bu çocuğu alex ferguson görüp yarın sabah kulüp binasına gel diyecek.