kitaptan bazı notlar ve kitabın yazılış amacı şöyle ;
kızlarını ölüm orucu direnişinde kaybeden babadır,kitabın yazarı olan ahmet kulaksız.
işte,yolda, mitinglerde, yürüyüşlerde ve her yerde "ben aha şuramda üç tane yürek taşıyorum." diyecektim ve herkes de anlayacaktı sözlerimi." herkes anladı sözlerini. sözlerin sahibinin sözettiği üç yürekten biri kendi yüreğiydi; ötekisi ise, kendi elleriyle toprağa verdiği iki kızının yüreği. canan ve zehranın. o yüzden, ahmet kulaksız neredeyse, canan ve zehra da oradaydı.
kitabın yazarı ahmet kulaksız, mahir çayanın mezarı başında yaptığı konuşma gerekce gösterilerek gozaltına alındı ve tutuklandı. aylarca tutsak kaldı. (bu kitabı da esas olarak sincan f tipi hapishanesinin hucrelerinde yazdı.) tahliye edildiğinde hic tereddutsuz, yeniden kızıldere'ye gitti. kızıldere, siyasal olarak bir bakıma "her şeyin başladığı yerdi". buyuk direnişlere uzanan gelenek, kızıldereden başlıyordu. buyuk direnişleri yaratan siyasal cizginin manifestosu kızılderede yazılmıştı. cananlar,zehralar, kızılderedekiler gibi direnmiş, kızılderedekiler gibi kucaklamışlardı olumu. oligarşinin sözcüleri, bilindiği uzere kızıldere icin "son" demişlerdi. ama işte ahmet kulaksızın kitabı da bir kez daha tarihe not duşuyor; orası, "herşeyin başladığı yer"di.
oligarşinin hücre ve tecrit saldırısı, bir anlamda bu kitabın başlangıcını oluşturuyor. kitabın girişinde
de denildiği gibi, ahmet kulaksız "büyükk direnişi anlatma konusunda en ağır yükü omuzlayanlardan" biridir.
o, bu yükü inançla, kararlılıkla kaldırıyor.bu kitapta, kızları gün gün ölüme yürüyen bir babanın,kızlarının şehitliği karşısında yaşadıklarını, kendi icinde nasıl bir hesaplaşma yaptığını da okuyacaksınız. onun satırları, aynı zamanda tum babalar ve anneler icin birer ders niteliğindedir...
direniş sürerken, kızlarını şehit verirken o kendine şöyle diyordu:
"hiç kimse zayıf olduğumu, çöktüğümü göremeyecekti. hiçbir haber kanalı, hiçbir gazete ölen kızın babası bitkin görünüyordu. bu eyleme lanet okudu. diye haber yapamayacaktı. umduklarını bulamayacaktı."
bu hem kendisine hem de kızının şehitliğine karşı duyduğu bir sorumluluk olacaktı. en kesin muhasebe ise kitapta şoyle anlatılıyordu:
"canandan sonra sen de gidince ne yapacağımı düşündüm. bir kenara cekilip sizin ozleminizle yaşamak vardı,bir de sizin yüreklerinizi alıp sizsiz ama sizinle kaldığınız yerden devam etmek. ben ikinci yolu tercih ettim."
bu kitap, işte bu yolun, bu ikinci yolun tercihinin sonucudur. böyle bir kitabı ancak, böyle bir tercihte bulunan
bir baba yazabilirdi.