depresyon hırkası giyen bünyenin yegane isteğidir kimi zaman. kişi kendine yorgun, bitkin, bıtkın, tükenmiş bir hal içerisinde görebilir. olan olmuştur bir kere. hayat ile kişi arasına bir mesafe girmiş ve hayatın tüm pislikleri gözler önüne dökülmüştür ve artık görünenin katlanılmaz acısı karşısında tek çaredir çekip gitmek.
sonuçları kişi ve duruma göre değişse de değişmeyecek bir şey vardır ki o da kişinin bu süreçten ziyansız çıkamayacağıdır. sebep bazen kişisel bir yetersizlikken, bazen de terkediliş gibi klasik olabilir. ayrıca güçlü ve bilinçli bir bünyeye müspet katkıları olduğu kanısındayım. yıllar sonra belki bir tebessüme de neden olabilir... ***
düzgün kafa ile yapılabilmesi mümkün olmayan eylem.
kimi zaman ceviz kabuğunu doldurmayacak şeylerde bile ortaya çıkıveren, hortlayan düşüncenin ta kendisidir.
çekilmez patronunuzun sabah sabah size verdiği ayar... sevgilinizin yok yere attığı tripler... annenizin "oğlum aklını başına topla artık" serzenişleri... ile hesapsızca ve umarsızca beyninizin ta ortasında bitiveren "umutsuzluk" ve "bıkkınlık" hislerinin yapamayacağınızı bile bile hayal dünyanızda "ulan her şeyi çekip bırakıp gitmek vardı be" öfkesi ile kustuğunuz sözdür.
nereye gidebilirdiniz peki ? çekip gidebileceğiniz neresi var ? dünyanın neresine giderseniz gidin aynı sorunlarla, aynı keşmekeşle karşılaşmıyacağınızı mı sanıyorsunuz ?
Gitmek. Bir hançeri inceltip
Okyanusa daldırmak isteği
Ya da düşebilmek atlasların
Dışına ki ey kalbim
Yalnızsın bu yolculukta da
Gitmek. O kaos duygusu, aklın
Sarsıntılarla yorgun düşüşü
Bilincin kamaşması belki de.
Rehin bırakılacak bir şey yok
Unuttuklarından başka.
Gitmek. Bir büyü gibi saran
Ağrılar yumağı, kışkırtılmış
Düşlerdir ki sen şimdi
Esirgeme kendini kalbim
Kederin o derin yalnızlığından.
gitmeyi gerektirecek nedenleri de bırakabiliyorsa insan gittiği yerde harika bir yaşam sürebilir ama aklındakileri bırakamadığı sürece gitmenin hiç bir anlamı yoktur.
Herkesin zaman zaman çok istediği bir durumdur. ancak bu çekip gitmek, mersin'de oturan halaları bir haftalığına ziyaret edip, sonra ezik gibi geri dönmek olmamalıdır.
Şimdi susuyorum, sonu belli olmayan bir sürece giriyorum. Ortada dolaşan bütün hakları sana teslim edip sessizce çekiliyorum hayatından... Ve yine inanıyorum ortada bir ayrılık varsa ne gidendir yaşayan ne kalan. ortada bir ayrılık varsa iki cesettir onca yaşanılandan arda kalan...
kisinin kendisinde bunu yapabilecek gucu bulmasi, onu ozgur kilar. illa cekip gitmek zorunda olmasa da, yeri geldiginde bunu yapabilecegini bilmek insanin ozguvenini arttirir, icini rahatlatir.
tüm çabasına rağmen anlaşılmayan, toplumun taviz vermezliğinde iyi niyet sergilemekten bitmiş tükenmiş insanın sessiz yardım çığlığına cevap alamamasını takiben, herşeyini ardında bırakıp doğup büyüdüğü yere gitmesi. dizimax' ta gösterilen ed adlı dizide işlenen konu.
şehir insanı için asla amacına ulaşamayan eylemdir. nitekim hayatın içindeki mana uzak topraklarda ya da yaşanılan buğranlar insanı saran duvarlarda değildir; ruhtan yükselir ve her terkedilen otel odası veya her terkedilen sıcak yuva, insana yeni bir çıkmaz yaşatır.