ki gidilecek bir yer yok ve belki de trajik olan bu. bizim aklımızı çelip, ruhumuzu coşturan, kalbimizi kanatlandıran şey bu. of hiç birşey yok ve hiç bir toprak parçası kalbimizden daha büyük değil
halı altına atmanın yetmediği durumlarda, içinde bulunduğun durumu ancak terk-i diyar eylemek kurtaracaksa, reçetene kendi ellerinle yazdığın durumdur. yapacak cesaretin yoksa, bünye her istediğinde kendini yumruklarsın aslında.
sık sık beliren istek. Hayatın sana gider yaptığını düşündüğünde, etrafındakilerin seslerine tahammülün azalıp kendinle kalmak istediğinde yoğunlaşan ama bir türlü gerçekleşmeyen istek. Gitmeye karar verdiğinde hep birşeyler engeller seni. Ya bir olay olur ya da geride bırakacaklarına kıyamazsın bazen. Kendine kıyarsın, kendini unutursun, gitmezsin oturursun oturduğun yerde, çekmeye devam edersin. Ama birgün ne olursa olsun elbet yapacağını düşündüğün ya da umut ettiğin istek.
sıkıntıların doruğa ulaştığı, her şeyin üstüste geldiği, olayların dalga geçercesine aleyhinize işlediği zamanlarda kabaran bir istektir. aslında memnun olmadığınız bir yaşantınız, değiştirmek istedikleriniz vardır. ama ortalama bir hızda devam edersiniz yaşamınıza, gidişat iyi olmasada çok ta kötü değildir. işler tersine döner bazen, şans tasını tarağını toplayıp uzaklaşalı zaten çok olmuştur. neden böyle bir yaşamı devam ettiriyorumki dersiniz. değiştirilmesi gereken bir senaryonuz vardır elinizde. ama düşündükçe bir şey gelmez aklınıza nasıl bir sonla biteceğini bilmediğiniz bir bilinmeze dair düşlerle yorulursunuz. cesaret gerekir evet, fazlasıyla dirayet ve tabiki kararlılık. zaten havadaki kararsızlık değil midir bu yağmurun, fırtınanın sebebi?
her şeyi bırakıp çekip gitme isteği bir türlü zihnimizden çekip gitmeyen bir varlık gösterir. vasfi bir özellikten ziyade karasteristik şekilde tüm insanlarda, görmediği yerlerin kokusunu bile özletecek kadar tetikte bekler.