ergenlerde bolca bulunan istek. nasıl gideceksin, nereye gideceksin lan? bu istek bitince ne yapacaksın amına koyayım. geri mi döneceksin? geri döndüğünde bıraktıklarını bulabilecek misin? otur oturduğun yere.
terör dolu bu ülkeden, gelecek kaygısı dolu bu yerden, seni olduğun gibi kabullenmeyen insanlardan, her şeyden kaçma isteğidir bu. dünyanın bir ucuna kaçıp gidersin. sadece sen varsındır etrafında; sen ve senin işe yaramaz tonlarca fikirlerin, beyninin meşgul eden onlarca düşüncelerin. tüm bunları gittiğin yerde toprağın altına gömüp ilerlersin yavaş yavaş. tüm nefret akıp gider kalbinden, tüm iğrençlikleri unutur beynin. yepyeni bir sen olur kalırsın olduğun yerde, asla geri dönmemecesine.
aşk, koşullar git dese de gitmemektir. bırak dese bırakmamak, vazgeç dese vazgeçmemektir. aşkın kendisi gibi aşık olunan kişinin de bunları demesi nice olmalıdır. gerçek aşktır bu zira.
bir keresinde gerçekleştirmeme ramak kalmış istekti. hayatta ilk defa resti çekip otogara gitmiştim. (yaş 21) arkama bile bakmamıştım. tabii yarım saat sürdü ve ardından pişmanlık çöktü üstüme. bir hafta sonra geri döndüm, hiçbir şey olmamış gibi devam etmeye çalıştım.
2 hafta önce yaptığım eylem. bunca yıldır biriktirdiğim herşeyimi bırakıp gittim. annem gitme dedi kapıdan çıkarken, gideceksen beni de götür dedi. sarıldım öptüm saçlarından. o an anladım sahip olduğum tek varlığın annem olduğunu.
uzaklara gittim. yemin ederim aklımda yine sadece annem vardı. her konuşmamızda ağladı. bende ağladım, ama telefonu kapatınca. gücüm bitmedi, hatta gücüme güç kattım bir hafta boyunca. kendimi tanıdım. allah' ı daha yakından tanıdım. ve çaresizlerin ne durumda olduğunu hayat bizzat kendisi öğretti bana.
umutlarım tükendi sona doğru, işte asıl beklediğim bu umutsuzluğa kapılma isteğiydi. çünkü en tehlikeli insan, kaybedecek birşeyi olmayan insandır. en tehlikelisi oldum biranda tüm ülkenin. bunu şimdi anlıyorum ne yazık ki.
sonra birgün baktım ki kaldığım evin önünde annem. ağlayarak yanıma yaklaşıyor. hayal gibi. o çelik gibi iradem sevgiye yenildi. aldı götürdü beni. yine aynı yere döndüm. meğer dünyayı ortadan kaldırmak benim değil başka bir delinin göreviymiş.