terör dolu bu ülkeden, gelecek kaygısı dolu bu yerden, seni olduğun gibi kabullenmeyen insanlardan, her şeyden kaçma isteğidir bu. dünyanın bir ucuna kaçıp gidersin. sadece sen varsındır etrafında; sen ve senin işe yaramaz tonlarca fikirlerin, beyninin meşgul eden onlarca düşüncelerin. tüm bunları gittiğin yerde toprağın altına gömüp ilerlersin yavaş yavaş. tüm nefret akıp gider kalbinden, tüm iğrençlikleri unutur beynin. yepyeni bir sen olur kalırsın olduğun yerde, asla geri dönmemecesine.
ergenlerde bolca bulunan istek. nasıl gideceksin, nereye gideceksin lan? bu istek bitince ne yapacaksın amına koyayım. geri mi döneceksin? geri döndüğünde bıraktıklarını bulabilecek misin? otur oturduğun yere.
her insanın hayatında en azından bir kere yapmak istediğidir. ama yapma cesaretini gösterebilen çok azdır. beş milyonluk bir şehir vardır ortada. herkes rahatça yaşayabilirken o şehirde, siz şehrin hiçbir sokağına sığamazsınız. daha doğrusu anılarınız buna izin vermez. defalarca gitmek istersiniz belki ama farkındasınızdır ki siz o şehrin aslında tilkisisinizdir. gitseniz bile günün birinde dönüp dolaşıp yine dönersiniz bir türlü barınamadığınız fakat kurtulamadığınız o şehre.
depresyona girmeden önceki son çıkıştır. bırakıp gidersin ve hayat daha bir yaşanır hale gelebilir... belki..
yada depresyonun zaten en dibindesindir, bi çekip gitsem belki herşey düzelir dersin. ama ne gitmeye mecalin vardır ne de geride bırakacaklarını düşündükçe cesaret toplarsın. sevdiklerin, alışkanlıkların sırtında ağır bir yük haline gelmiş, sen de o ağırlığın altında ezilmişsindir. işte o an öyle bir hisse kapılırsın ki, her şeyi olduğu gibi bırakıp uzaklaşmak istersin çok uzaklara...
fakat bilirsin, yanına aldığın kendin olduğun sürece kaçış manasızdır. çünkü yine bilirsin ağırlığı altında ezildiğin aslında başkaları yada başka şeyler değil kendi varlığındır..
--spoiler--
bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür vardığın çimen yeşilliğince...
--spoiler--
bazen o kadar sinirlendirirler ki seni her şeyi bırakıp çekip gidesin gelir. sonra durursun arkanda kalacakları, yaptıklarını, emeklerinin boşa gitmesini, aileni, arkadaşlarını hatta sevgilini bile düşünürsün ve vazgeçersin çekip gitmekten. bir gün gelir yine aynılarını düşünürsün ve bu böyle sürüp gider.
Bazen öyle bir geliyor o istek en yakın hava alanına ya da otobüs garına gidip her hangi bir yere bilet alıp gitmek istiyorum. Öyle çıldırıyorum. Tam böyle o cesaret ve gazla gidicem aklıma bir sürü şey geliyor. En başta arkada bıraktıklarım ne olucak diyorum. Ne düşünüyorsun basıp gitsene. Yok arkadaş o fikir bir kere aklıma girdimi tamam zincirleme kaza gibi arkasından bir sürü düşünce getirip beni vazgeçiriyor. Ama bir gün bunu yapacağım. Düşünmücem insanlık etmicem yapıcam. Sonra dönüp gördünüz mü öyle gidilmez böyle gidilir diyeceğim.