Çocuğu okula bırak, işe koştur, toplantılara yetiş, raporları yetiştir, onu bunu motive etmeye çalış, insanları idare et, üstüne gelenleri alttan al, müşterilerle görüş, çocuğu okuldan al, eve gel, yemek yap, çocuğu yatır, 2 sayfa kitap okumaya çalış, 1 fincan kahve iç, duş al, uyumaya çalış.
Ertesi Sabah haydi baştan...
Değer mi?
Ömrü böyle tüketmeye değer mi?
Birkaç gündür öyle kafamı kurcalıyor ki?
Öyle bir gidesim var ki. Online yapabileceğim bir iş, iki katlı ufak bahçeli bir ev, sakin bir kasaba...
Yazması, düşünmesi bile huzur veriyor.
Üstümdeki bezmişlik ve tükenmişliği atmam lazım.
Kasaba piçleriyle sizi muhatap bırakacak ikamet. Bunun yemesi içmesi, bir iki selam sabahı, aidiyet uyuşmazlığı, yabancılık ve senkron uyuşmazlığı var. Her kasaba yeni birinin gelmesiyle hikayesine bir karakter daha ekler. Hikaye'nin neresindesiniz? Size biçilen kostüm ile sufle sizlik mi? Hikayenizi yazmaya gitmişsiniz ve bir hikaye içinde kıytırık bir cümle ya da sonu ünlemli yahut soru kipli bir cümle oluyorsunuz.
Toplumsal zaafiyet ve uyum problemlerimizi, sıkıntılarımızı, doğaçlama gelişen hayat alışkanlıklarımızı, daralan ufkumuzu genişletecek bir kasaba yoktur. Sadece hayal kurarız. Balıkçı kasabası... Deniz kum ve bahçe... Ağaç gölgeliği ve hamak. Ya karşı komşunun yaşam alanına girmişsiniz gibi gudubet bakışlarına ne demeli? Emekli dul muhittin bey'in meraklı bakışları, imam efendi'nin zevcesinin cıks cıkslı bakışları...
Balıkesir, bursa gibi memleketlerin hoş kasabalarını gözüme kestiriyorum ufaktan, "ilerde, ilerde..." diyerekten.
En olmadı Allah ömür verirse bürücek yaylasına çıkacağım zaten temelli.
Çocukluktan beri kalabalık sevmem, gürültü sevmem, trafik sevmem, beton yapılara baka baka beton gibi katı ve gri olduk.
Mavi ve yeşile bakarak ölmek varken, sikeyim şehir hayatını.
30 yaşımda 80 gibi hissediyorum. Yıldım.
O iş olmaz, belli alışkanlıklar kazandıktan sonra ömrünün son demlerinde hayat tarzını değiştiremezsin. Daha çok konfor ararsın. Ha şimdi dağa çıkacaksan çık hayat düzeni kurabilirsin. Ama en kolayı yaylacı olmak yazın Yayla kışın Çukurova.
eskiden bu köye yerleşmek doğal yaşam vs diye planlanırdı. şimdi kasaba olmuş. sonra her şeyi bırakıp küçük şehre yerleşme planları kurulur. o da olmadı ilçe değiştirmek de bir seçenek.