evde kavga gürültü olunca isterim genelde. ya da içim içime sığmayınca. genelde hissettiğim duygudur aslında bu. bir yere ait olamamanın verdiği ağırlığın yanında promosyon olarak gelir. kendinden kaçmak istersen yapamazsın, işe yaramaz. benliğini bırakıp gidemezsin.
zor durumda olanların ortak arzusudur. çekilmez, bitmez.
Herşeyi ama herşeyi geride bırakarak, alıp başını gitmeyi hangimiz istemedik ki?
Herkesten, herşeyden uzak o meçhul yeri hayal etmedik ki?
Özlem duymadık ki?
Hiçbirimiz gidemedik. Yapamadık. Olmadı...
Sevdiklerimizden uzaklaşmayı göze alamadık, belki onca emek verdiğimiz kariyere acıdık, belki alışkanlıklarımızdan, konforumuzdan vazgeçemedik.
Bizi, farkında olmadan sımsıkı sarmış Çelik halatlardan kurtulamadık.
Gücümüz yetmedi...
Gözümüz yemedi...
durağan bir hayattan sıkılma durumu. olduğun yerde dururken çevrenin değişmesini beklemek bir süre sonra bunaltıcı bir hal alır. sonrasında bu istek çıkagelir karşına. fakat çoğunlukla sadece düşünce olarak kalır. çünkü kaybetme korkusu çok güçlü bir duygu olduğundan daha ağır basar. ama korktuğun şeyleri kaybetmeye başladığında bu düşünce daha da güçlenir. işte o anda da insan iradesi devreye girer eyleme dönüştürmek insanın elindedir artık. tabii bu durumun tam tersi de mevcuttur. daha fazla kaybedecek şeye sahip olmak bu isteği daha da köreltir.