öyle bir his vardır ki bazılarımızda, ahmet uluçay'ın da dediği gibi, zamansal ve mekansal bir gurbette olma hissi. aynştayn ve saz arkadaşları zaman makinesini bulamadıkları için tek çare mekan değiştirmek olur. ama o da zordur tabi. bulunduğumuz yer bir kafes gibidir ve çıkmak ölüm gibi gelir... tek çare diğerlerinin yaptığı gibi kabullenmek oluverir.
hayal dediğin nedir ki? özgürlük, aşk filan... en iyisi sıkılmamak için adımlarını saymak durmadan.
yapın bunu. kesinlikle yapın. bir ergen hayalidir diyenlere aldırmayın. tabii bunun altından kalkabilecek olan var, kalkamayacak olan var. çok güçlü olmanız lazım belki de biraz yetenekli olmanız lazım. evet kolay değil ama ihtiyacınız ise yapın.
asla çözüm olmayandır. kendini, ruhunu duyabildiğin sürece; kaçtığın yer her neresiyse, orası sana mutluluğu vermeyecektir.
ama her şeyi bırakıp, sevdiğinle farklı şehirde baştan başlamak, kesinlikle güzel bir çözümdür. kendi ruhun dışında duyabildiğin bambaşka bir ruh, bambaşka bir tenle "biz" olmak, tüm dünyalara bedeldir.
tüm acılar ve kederler seninle gelmeyecekse ve tüm mutluluklar yanında olacaksa neden olmasın?
böyle bir şey olmayacağına göre, yapılması çok gereksiz olacak olandır.