Rahat bırakın şu egeyi oturun oturduğunuz yerde ya da antalyaya falan gidin yazlık sahil kasabasına gidile gidile ege de olacak istanbul gibi keşmekeş.
insan öyle zannedildiği gibi geniş zamanlara yayarak değil de hemencecik dinlenir.ortam değiştirince stres de kalkar ortadan. ve hemen ertesinde o alışamadığımızı zannettiğimiz şehir hayatının dağdağasını özleriz farkına varamadan.çünkü şehir ışıkları ve koşuşturmacalarıyla özdeşleşmişizdir. ama bunalan herkesin hayalidir bu bilinmeyen bir köye yerleşme tutkusu..
istanbul'dan bir beklentim kalmadı.kalabalığı, trafiği, dertleri, kederi artık ciddi şekilde yoruyor.
bazen diyorum kız arkadaşımı alayım (gerçi kendisi sevgili olduğumuzu kabul etmiyor biz arada öpüşen arkadaşlarız, olsun gelir o)
gideyim ege'nin bir köyüne.
danaların bostanın arasında yaşayayım.
çimenliklerde yuvarlanırken at bokları bulaşsın üstüme.
dağın tepesine çıkıp poşetle kayarken patikadan düşüp ağzım yüzüm yarılsın.
lakin yoruldum bu şehirden.
piano gitar ve bir film arşiviyle gitmek istediğim köydür.