Her şeyi bilen insan değildir her şeyi bildiğini sanan insandır o. insan çok şeyi bildiğini sansa bile kumsalda ki kum tanesi kadardır bildikleri. Belki ondan bile az.
Zamanın birinde çok akıllı iki kardeş yaşarmış. Etrafındaki ve okuldaki bilgiler kendilerine yetmediğinden, annesi onları, bulundukları beldenin bilge adamına götürmüş.
Kardeşler, bilge adama pek çok sorular sormuşlar ve her defasında kendilerinin tatmin olduğu cevaplar almışlar. Bundan çok memnun olan kardeşler, bir müddet için bilgenin yanında kalıp daha çok şeyler öğrenmek için annelerinden izin istemişler ve bilge adamın yanında kalmışlar.
Bilge adama sorduklarına ve aldıkları cevaplara çok sevinen ve mutlu olan çocuklar bir süre sonra bu işten sıkılmaya başlamışlar. Bilgenin bilemeyeceği bir soru bulmamız lazım diye düşünmüşler.
Kardeşlerden biri, “Buldum” demiş. “iki elimin arasına bir kelebek koyacağım ve bilge adama soracağım. Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü? Ölü derse kelebeği bırakacağım, canlı derse avucumu hafifçe bastıracağım. Her ne derse cevabını bilemeyecek!”
Kelebeği ellerinde tutan kardeşlerden biri, kapalı tuttuğu ellerini bilgeye doğru uzatmış ve sormuş...
“Avucumun içinde bir kelebek var, canlı mı ölü mü?”
Bilge, uzun uzun çocuğun gözlerinin içine bakmış ve cevaplamış:
Ben böyle insan görmedim yav. Dedikleri de doğru biliyor musun çıldıracağım? Ama hayatta başladığın lafı tamamlayamazsın.
De ki, geçen Papua yeni Gine'ye gittim,
+aa Papua yeni Gine'de samtorika şehri var, oranın çarşısında çok iyi bir sokak tatlıcısı var, onlarn tatlısı bizim gibi değil ama, ben oraya çok gittim.
Der. Arattır, samtorika diye bir şehir de çıkar, oradaki tatlıcı da muhakkak vardır.
Yav sen bunları nasıl biliyorsun aq hayattan soğuyorum atanamamış Ayhan sicimoğlu, atanamamış celal şengör, atanamamış Vedat milor.