hayatta hemen hemen her insanın aklına bir kereliğine de olsa düşmüş bir fikirdir, daha doğrusu bir istektir. buhranlı zamanlardasınızdır, köşeye sıkışmış hissedersiniz kendinizi, sığınacak bir yer, birisini ararsınız da, uzattığınız eliniz havada kalmış gibi hissedersiniz hani...neresi olduğu hakkında en ufak bir fikrinizin bile bulunmadığı yerlere gitmek istersiniz. bıkmışsınızdır ya da ne istediğinizi bilmiyorsunuzdur. böyle bir şeydir işte...zordur.
denildiği gibi hayatta aşağı ukarı herkesin aklından bir iki kere geçmiştir bu fikir. ama mesele o değildir. mesele fikri gerçekleştirebilmektedir.
öyle ya da böyle bir şeyler yaşamışsındır. bezmişsindir. peki şimdi ne yapacaksın. dünya üstündeki her şeyden vazgeçip, gideceksin. arkana bakmadan giceksin hem de... dönüp bakarsan kaybedersim...
her şeyden vazgeçmek mümkün değildir. intihar edenin bile vazgeçmediği bir şey vardır, ölümden vazgeçmemektedir o.
bu noktada "madem her şeyden vazgeçmek mümkün değil, neden kalkışayım böyle bir şeye?" diye düşünmek, kalınan yerden devam etmek, hayata dört elle sarılmak gerekir.
tamiri mümkün olmayan derin hayalkırıklıkları yaşanan zamanlar ve tüm şartların aleyhinizde olduğu anlarda hissedilen isteksizlik ve boş vermişlik hali.
vazgeçmek, daha büyük bir mutluluk ya da daha büyük bir ego uğruna diğer şeylerden vazgeçerken, o büyük mutluluk veya egoyu seçmektir.
kendin ya da sevgilerin adına seçtiğin her bir vazgeçim tercihiyle evet; vazgeçmek, vazgeçmeyi seçmektir.
o halde vazgeçmek, her seçimin ardından gelen trajik çaresizliktir ve sadece seçimlerin arkasından gelmesiyle ünlenir. intihar eden bir yürek bile, daha fazla acı çekmemeyi tercih etmiştir. işte bu da, her şeyden vazgeçilmeyi imkansız kılan bir çelişkidir.
herhangi bir şey uğruna kenara atılanlar her ne olursa olsunlar, o seçilen şey amaçlarda beslendiği sürece hiçbir vazgeçim, her şeyden vazgeçim olamaz.
hayal kırıklılıklarının tavan yaptığı noktada ortaya çıkan durum. ama her zaman yeni bir oluş mutlaka vardır ve olmalıdır cünkü olmadığı sürece vazgeçilmişlikler içinde devam ediyorsun demektir.
son demi candan vazgeçmektir. olur ki et kemiğe dayanır ama arkandan ağlayacakları düşünürsün. allah inancı da varsa eğer, başlarsın ya sabır çekmeye. sonra sonra anlarsın ki; meğer seni öldürmeyen, güçlendiriyormuş..
kiminin okulunu yahut işini bırakarak, kiminin herkesle iletişimini keserek, kiminin intihar ederek gerçekleştireceğini düşündüğü; aslında hiç de o kadar kolay olmayan ve göt isteyen bi' hadisedir. çok aşamalıdır; ha deyince hiçbir şeyden vazgeçemezsin; bu olsa olsa bi' kaç gün hayatın akışından kendini soyutlamaktır. bu soyutlama, pazartesi gününe kadardır. sonra her şey bıraktığın yerden devam eder; her şeyden vazgeçtiğin an hiçbir şeyin devamlılığı yoktur.