her şey mükemmel demek ki allah var diyen insan

entry31 galeri0
    6.
  1. 5.
  2. buna argument from design denir; yani dizaynın mükemmelliğinden yola çıkarak tanrının varlığının iddiası. ama aslında dikkatle incelenirse bireyin kendi kuşkuculuğundan doğan bir iddiadır. çünkü birey açıkça, bir kaçış içerisindedir. kafası bazı şeyleri almamaktadır. almadığı şeyler içinde abunlar mükemmel deyip topu bir üst first movera ya da designer a atmaktadır.

    bir şey var. açıklayamıyorsun. mükemmeldir demek ki çünkü açıklayamıyoruz diyorsun. açıklayamadığın hiç anlamadığını söylediğin bir şeyin mükemmel olduğunu nasıl iddia edebilirsin?

    daha basitçesi, ben açıklayamıyorum, anlamıyorum da demek ki tanrı var demektir. bir şeyin bilimsel olarak açıklanmamış olması açıklanamayacağı anlamına gelmez. 100 yıl önce uçaklar yoktu, 20 yıl önce de internet cep telefonu vs., 150 yıl öncesinin insanı bizi görse hepimize tanrı diye tapardı ve 21nci yüzyılın şafağında "kalp 70-80 çalışırmış olm demek ki tanrı yapmış bunu" geyikleri de basitçe, düşen yıldırımdan korkup yıldırıma tapan mağara adamı tepkisi ile paraleldir.

    çünkü ortada açıklanamayan bir şey vardır ve kişi, henüz açıklanmamış bu şey için sonsuza kadar açıklanamayacağı ön kabulü ile zamanı kendi kafasında sınırlandırıp açıklayamadığı olguların tümünü -buraya dikkat- hiç açıklayamadığı doğaüstü bir başka güce isnat etmektedir. bilim güzel ama var bir yaratıcı lafı da buradan gelir.

    başkaları ise, bunu yapmak yerine bilim yapıyorlar kısaca. yani newton öncesinde yerçekimi bilinmiyor iken, newtonun yerçekimi hakkında "ya amına koyim bu elma da düşüyo da sonuçta düşüyo yani, demek ki bir tanrı var" diyip sallmayıp içmeye gitttiğini düşünsene. buraya kimi koyarsan koy, einstein koy, sikerim ışığını da yolunu da hızını da ya, çoluk çocuk yapıcam açıklayamaıyorum demek ki bir tanrı var dediğini. umarım gördüğü ateiste kısaca pezevenk diyen özürlü kardeşimiz takip edebiliyordur anlattıklarımı. neyse;

    aynı komiklikte bir olay, şimdiye kadar açıklanmamış demek ki açıklanmış olanlar hariç diğer herşeyi tanrı yaptı demek, ben şimdiye kadar seyretmediğim filmi seyretmem demek ve bir kaç cümledir tekrarlayıp durmuş olduğum gibi de, kendi zekasını küçük düşürücü bir kaçış.

    basitçe, bir şeyin karmaşık olması, o şeyin dizayn edilmiş olduğu anlamına gelmez. ikincisi de bunun tamamının dizayn edildiğini ve bilinçli bir şekilde dizayn edildiğini söylemek başka şeydir tasarımcının tanrı olduğunu söylemek başka şeydir.

    argument from design kısaca, "ben aptalım, anlamıyorum hiçbir şeyi, demek ki bir tanrı var" demektir ve ateş elini yakınca korkup ateşe tapmaya başlamış olan uzak atası mağara adamından farklı bir şey ortaya koymamaktır.
    10 ...
  3. 4.
  4. evrenin eşsiz uyumunu bir yaratıcının varlığı için apaçık bir delil olarak gören kişidir.

    bence moza lisa yı leonardo yapmadı. boyalar böyle kendi kendine döküldü böyle böyle aktı. sonra ortaya mona lisa çıktı. bence leonardo da vinci diye birisi yok. olmadı. leonardoyu böyle bir mucizenin kendi kendine olamayacağına inanan insanlar kıçlarından uydurdular. bu kadar eşsiz bir renk uyumunu her renkten gerektiği miktarda karışarak belli tonların oluşabilmesi bir gerçek ama bunlar tamamen tesadüf eseri oldu.

    bilim. evet bilim. hangi dalını seçersen seç hayatımız için o kadar gerekli olan bilim. kendini insan hayatını kolaylaştırmaya çalışmış insanların (ya da cehenneme çevirmek için çalışanlar. örneğin silah endüstrisi) uğruna hayatlarını adadıkları şey bilim. ama bir o kadar da yetersiz.

    hayatın her yerindedir bilim. hayat kimyadan ibarettir. evren fizikten ibarettir. matematik her yerdedir. bunların birleşmesinden doğan sonuçları çözümlemek için de astronomi, tıp, ziraat, müühendislik dalları vs diğer bilimler günlük hayatımızı yoluna koymaya çalışır. hayatlarımızı kurtaran veya kolaylaştıran makinalar icat ederler bu bilim dallarıyla uğraşanlar. ama 100 değil 1000 sene sonra da olsa Allah'ın ilmine ne kadar yaklaşabileceğiz?

    günümüz teknolojisine ne kadar başdöndürücü diyoruz. ama hala hayatın sırlarını keşfetmeye uğraşıyoruz. milyonlarca bilim adamı yüzyıllardır kafa patlatıp zaten olan şeyleri taklit edip duruyorlar. gözün çalışma prensibi keşfedilerek kameralar yapılmış, kulağın çalışma prensibi taklit edilerek megafon yapılmış, beynin hafıza sistegminin yanına bile yaklaşılamayacak şekilde sabit diskler üretilmiş, kalpteki koroner sistem incelenmiş ve intercooler icat edilmiş, bazı hayvanların kendilerini savunmak için kullandığı yöntemler taklit edilerek silahlar geliştirilmiş ve doğada yüzbinlerce yıldır var olan (kendi kendine. tamamen tesadüfler eseri oluşmuş olan) bu karmaşık sistemler, kusursuz (!) bilim tarafından kopya edilmeye çalışılmış, bir kısmında kısmi bir başarı elde edilmiş, bir kısmı ise sonuçsuz kalmıştır.

    örneğin kalbin çalışma prensibini inceleyen uzmanlar, kendi kendine 60-70 sene ve daha fazla yetebilecek mükemmellikte bir kalbin tasarlanmasının mümkün olmadığını söylemektedir. bugün mükemmel tıbbın hedefi 5 yıl süreyle yetebilecek bir yapay kalbin icadı için kıçlarını yırtmaktadır. elbette önlerindeki en büyük kısıtlardan bir tanesi dinlenme esnasında ortalama 5 litre kan pompalayan bir kalbin spor yaparken bu kapasitesini 30 litreye çıkartabiliyor olması, vüdutta dolaşan kana kap görevi gören kalbin dış yapısının aynı zamanda pompalama görevini de üstleniyor olması, koroner sistem ile kendi kendini sürekli yenilemesi ve beslemesi, bu yenilemeyi ise çalışır durumda yapıyor olması vs. (cep telefonunu kapatıp yatmadan şarja takan bünye bu kendi kendine yetebilirliğe nasıl şaşırmaz anlamıyorum)

    bilimin kusursuz olduğu noktasında ısrarda bulunan şahsa da açık iddiam şudur. bir insanın hangi maddelerden teşekkül ettiği malum. hangi miktarda olduğu malum. verelim istediği gazdan metalden istediği kadar bize bir insan yapsın da hepimiz şaşıralım reddedelim Allah'ın varlığını.

    ya da geçtim gazı tozu. kurban bayramında kesilen koyunun organlarını ve kanını verelim eline. bir şahıs birleştirsin o koyun bir daha melesin sonra da beni kurban etsin.

    ha hemen ufak bir ekleme yapalım burada. imansızlar icat etti her şeyi diyen kişilere ufak bir bakış atalım.

    (bkz: müslümana göre bilim/#5035113)

    peşinen ricamdır. kimse beleşten eksilemesin. eksileyecek olan özel mesaj ile sebebini bana söylesin.
    25 ...
  5. 3.
  6. "tüm bunların bir yaratıcısının olmaması mümkün mü?"*
    7 ...
  7. 2.
  8. doğru söyleyen insandır. en ufak örnekle uyurken nefes alabiliyorsan, ciğerlerin hala çalışmaya devam ediyorsa bu bir emir sayesindedir, allah'ın emriyledir. her saniye kalbin atıyorsa sen bunun için bir çaba göstermiyorsan ve talimat vermiyorsan bu da allah'ın bir lütfudur. görebilenler için allah'ın nimeti her yerdedir.
    8 ...
  9. 1.
  10. allah'in varligini ispatlamakta iman sahiplerinin basvurdugu essiz akil yurutme.

    arkadas diyor ki: "ben cok dusundum, bu kadar atom var, hayat var, gezegenler ahenk icinde, kuslar falan,..." eee? "demek ki bu kadar guzellik, denge ve mukemmel sistemi bir yaratan olmali".

    neresi mukemmel? desen cevap kisisel begeni derecesini asmayacak. zannediyor ki bu imansizlar baska bir evrene bakip ta allah'in varligini sorgulamaya basladilar, saniyorlar ki bu imansizlar onlarin gorebildigi atomu, dna'yi goremiyor. aksine, o imansizlar cikartti o kadar bilgiyi ortaya. imansiz olduklari icin degil; mukemmel ve kusursuz fikrini kabul etmedikleri icin. seylerin nasil calistigini anlamak istedikleri, ve her bulduklari bilgide mekanizmalarin kusurlari oldugunu gordukleri icin.

    o kadar mukemmelse her sey neden cennete gerek var? o kadar mukemmelse her sey neden mutasyon oluyor, yildizlar catir cutur patliyor; neresi mukemmel bu sistemin, sen inaniyor musun bu soyledigine?
    7 ...
© 2025 uludağ sözlük