her şey mükemmel demek ki allah var diyen insan

entry31 galeri0 video1
    1.
  1. allah'in varligini ispatlamakta iman sahiplerinin basvurdugu essiz akil yurutme.

    arkadas diyor ki: "ben cok dusundum, bu kadar atom var, hayat var, gezegenler ahenk icinde, kuslar falan,..." eee? "demek ki bu kadar guzellik, denge ve mukemmel sistemi bir yaratan olmali".

    neresi mukemmel? desen cevap kisisel begeni derecesini asmayacak. zannediyor ki bu imansizlar baska bir evrene bakip ta allah'in varligini sorgulamaya basladilar, saniyorlar ki bu imansizlar onlarin gorebildigi atomu, dna'yi goremiyor. aksine, o imansizlar cikartti o kadar bilgiyi ortaya. imansiz olduklari icin degil; mukemmel ve kusursuz fikrini kabul etmedikleri icin. seylerin nasil calistigini anlamak istedikleri, ve her bulduklari bilgide mekanizmalarin kusurlari oldugunu gordukleri icin.

    o kadar mukemmelse her sey neden cennete gerek var? o kadar mukemmelse her sey neden mutasyon oluyor, yildizlar catir cutur patliyor; neresi mukemmel bu sistemin, sen inaniyor musun bu soyledigine?
    7 ...
  2. 2.
  3. doğru söyleyen insandır. en ufak örnekle uyurken nefes alabiliyorsan, ciğerlerin hala çalışmaya devam ediyorsa bu bir emir sayesindedir, allah'ın emriyledir. her saniye kalbin atıyorsa sen bunun için bir çaba göstermiyorsan ve talimat vermiyorsan bu da allah'ın bir lütfudur. görebilenler için allah'ın nimeti her yerdedir.
    8 ...
  4. 3.
  5. "tüm bunların bir yaratıcısının olmaması mümkün mü?"*
    7 ...
  6. 4.
  7. evrenin eşsiz uyumunu bir yaratıcının varlığı için apaçık bir delil olarak gören kişidir.

    bence moza lisa yı leonardo yapmadı. boyalar böyle kendi kendine döküldü böyle böyle aktı. sonra ortaya mona lisa çıktı. bence leonardo da vinci diye birisi yok. olmadı. leonardoyu böyle bir mucizenin kendi kendine olamayacağına inanan insanlar kıçlarından uydurdular. bu kadar eşsiz bir renk uyumunu her renkten gerektiği miktarda karışarak belli tonların oluşabilmesi bir gerçek ama bunlar tamamen tesadüf eseri oldu.

    bilim. evet bilim. hangi dalını seçersen seç hayatımız için o kadar gerekli olan bilim. kendini insan hayatını kolaylaştırmaya çalışmış insanların (ya da cehenneme çevirmek için çalışanlar. örneğin silah endüstrisi) uğruna hayatlarını adadıkları şey bilim. ama bir o kadar da yetersiz.

    hayatın her yerindedir bilim. hayat kimyadan ibarettir. evren fizikten ibarettir. matematik her yerdedir. bunların birleşmesinden doğan sonuçları çözümlemek için de astronomi, tıp, ziraat, müühendislik dalları vs diğer bilimler günlük hayatımızı yoluna koymaya çalışır. hayatlarımızı kurtaran veya kolaylaştıran makinalar icat ederler bu bilim dallarıyla uğraşanlar. ama 100 değil 1000 sene sonra da olsa Allah'ın ilmine ne kadar yaklaşabileceğiz?

    günümüz teknolojisine ne kadar başdöndürücü diyoruz. ama hala hayatın sırlarını keşfetmeye uğraşıyoruz. milyonlarca bilim adamı yüzyıllardır kafa patlatıp zaten olan şeyleri taklit edip duruyorlar. gözün çalışma prensibi keşfedilerek kameralar yapılmış, kulağın çalışma prensibi taklit edilerek megafon yapılmış, beynin hafıza sistegminin yanına bile yaklaşılamayacak şekilde sabit diskler üretilmiş, kalpteki koroner sistem incelenmiş ve intercooler icat edilmiş, bazı hayvanların kendilerini savunmak için kullandığı yöntemler taklit edilerek silahlar geliştirilmiş ve doğada yüzbinlerce yıldır var olan (kendi kendine. tamamen tesadüfler eseri oluşmuş olan) bu karmaşık sistemler, kusursuz (!) bilim tarafından kopya edilmeye çalışılmış, bir kısmında kısmi bir başarı elde edilmiş, bir kısmı ise sonuçsuz kalmıştır.

    örneğin kalbin çalışma prensibini inceleyen uzmanlar, kendi kendine 60-70 sene ve daha fazla yetebilecek mükemmellikte bir kalbin tasarlanmasının mümkün olmadığını söylemektedir. bugün mükemmel tıbbın hedefi 5 yıl süreyle yetebilecek bir yapay kalbin icadı için kıçlarını yırtmaktadır. elbette önlerindeki en büyük kısıtlardan bir tanesi dinlenme esnasında ortalama 5 litre kan pompalayan bir kalbin spor yaparken bu kapasitesini 30 litreye çıkartabiliyor olması, vüdutta dolaşan kana kap görevi gören kalbin dış yapısının aynı zamanda pompalama görevini de üstleniyor olması, koroner sistem ile kendi kendini sürekli yenilemesi ve beslemesi, bu yenilemeyi ise çalışır durumda yapıyor olması vs. (cep telefonunu kapatıp yatmadan şarja takan bünye bu kendi kendine yetebilirliğe nasıl şaşırmaz anlamıyorum)

    bilimin kusursuz olduğu noktasında ısrarda bulunan şahsa da açık iddiam şudur. bir insanın hangi maddelerden teşekkül ettiği malum. hangi miktarda olduğu malum. verelim istediği gazdan metalden istediği kadar bize bir insan yapsın da hepimiz şaşıralım reddedelim Allah'ın varlığını.

    ya da geçtim gazı tozu. kurban bayramında kesilen koyunun organlarını ve kanını verelim eline. bir şahıs birleştirsin o koyun bir daha melesin sonra da beni kurban etsin.

    ha hemen ufak bir ekleme yapalım burada. imansızlar icat etti her şeyi diyen kişilere ufak bir bakış atalım.

    (bkz: müslümana göre bilim/#5035113)

    peşinen ricamdır. kimse beleşten eksilemesin. eksileyecek olan özel mesaj ile sebebini bana söylesin.
    25 ...
  8. 5.
  9. buna argument from design denir; yani dizaynın mükemmelliğinden yola çıkarak tanrının varlığının iddiası. ama aslında dikkatle incelenirse bireyin kendi kuşkuculuğundan doğan bir iddiadır. çünkü birey açıkça, bir kaçış içerisindedir. kafası bazı şeyleri almamaktadır. almadığı şeyler içinde abunlar mükemmel deyip topu bir üst first movera ya da designer a atmaktadır.

    bir şey var. açıklayamıyorsun. mükemmeldir demek ki çünkü açıklayamıyoruz diyorsun. açıklayamadığın hiç anlamadığını söylediğin bir şeyin mükemmel olduğunu nasıl iddia edebilirsin?

    daha basitçesi, ben açıklayamıyorum, anlamıyorum da demek ki tanrı var demektir. bir şeyin bilimsel olarak açıklanmamış olması açıklanamayacağı anlamına gelmez. 100 yıl önce uçaklar yoktu, 20 yıl önce de internet cep telefonu vs., 150 yıl öncesinin insanı bizi görse hepimize tanrı diye tapardı ve 21nci yüzyılın şafağında "kalp 70-80 çalışırmış olm demek ki tanrı yapmış bunu" geyikleri de basitçe, düşen yıldırımdan korkup yıldırıma tapan mağara adamı tepkisi ile paraleldir.

    çünkü ortada açıklanamayan bir şey vardır ve kişi, henüz açıklanmamış bu şey için sonsuza kadar açıklanamayacağı ön kabulü ile zamanı kendi kafasında sınırlandırıp açıklayamadığı olguların tümünü -buraya dikkat- hiç açıklayamadığı doğaüstü bir başka güce isnat etmektedir. bilim güzel ama var bir yaratıcı lafı da buradan gelir.

    başkaları ise, bunu yapmak yerine bilim yapıyorlar kısaca. yani newton öncesinde yerçekimi bilinmiyor iken, newtonun yerçekimi hakkında "ya amına koyim bu elma da düşüyo da sonuçta düşüyo yani, demek ki bir tanrı var" diyip sallmayıp içmeye gitttiğini düşünsene. buraya kimi koyarsan koy, einstein koy, sikerim ışığını da yolunu da hızını da ya, çoluk çocuk yapıcam açıklayamaıyorum demek ki bir tanrı var dediğini. umarım gördüğü ateiste kısaca pezevenk diyen özürlü kardeşimiz takip edebiliyordur anlattıklarımı. neyse;

    aynı komiklikte bir olay, şimdiye kadar açıklanmamış demek ki açıklanmış olanlar hariç diğer herşeyi tanrı yaptı demek, ben şimdiye kadar seyretmediğim filmi seyretmem demek ve bir kaç cümledir tekrarlayıp durmuş olduğum gibi de, kendi zekasını küçük düşürücü bir kaçış.

    basitçe, bir şeyin karmaşık olması, o şeyin dizayn edilmiş olduğu anlamına gelmez. ikincisi de bunun tamamının dizayn edildiğini ve bilinçli bir şekilde dizayn edildiğini söylemek başka şeydir tasarımcının tanrı olduğunu söylemek başka şeydir.

    argument from design kısaca, "ben aptalım, anlamıyorum hiçbir şeyi, demek ki bir tanrı var" demektir ve ateş elini yakınca korkup ateşe tapmaya başlamış olan uzak atası mağara adamından farklı bir şey ortaya koymamaktır.
    10 ...
  10. 6.
  11. 7.
  12. garip bir başlık.yobaz başlığı

    inançsızlık konusunda inat eden adam, dini tartışmalara kulaklarını tıkayan adam, kuran dan hiç haberi olmayan ama kuran hakkında devamlı olarak, hakaretvari bir duruş sergileyen sözlük yazarının, "din yobazından" farkı nedir?...dini bakımdan saplanmış neye inandığını bilmeyen yobaz da söylediklerini temellendiremez ama "kendi doğrusunu -ki nereye kadar doğru olduğunu kendisi de bilmez-başkalarına diretmek"ten de hiç gocunmaz.

    bu iki tip insan arasında hiçbir fark yoktur. ikisi de "yobaz"dır. birisi "din" yobazıdır, diğeriyse "dinsizlik" yobazı. ama ikisinden de kaçcaksın. bunlar hiçbir halttan anlamadıkları halde her b.ku bildiklerini sanırlar. ama yazdıkları şeyler de b.k kokmaya devam eder. dincilerden olanlarından nefret ederiz, dinsiz olanları en az dinci olanları kadar tiksinti vericidir bu yobazların.

    bi de türkiye ilerleyecekmiş...herkesin yobaz olduğu yerde ilerlenmez, gerilenir. dinlisi de dinsizi de yobaz olan bir toplum,aşırı uç toplumudur. yobaz ın özelliği "kuduz köpek" gibi saldırgan olmasıdır. bu özelliğe sahip her kimse, diğer insanları rencide etmekten ısırmaktan hoşlanan herkimse, aynı konumdadır. adam isterse sarımsaklı yoğurda tapınır, senin görevin- eğer gerçekten iyi niyetliysen- onu incitmemektir. eğer sen bu tolerans duygusuna sahip değilsen, sen bir düşünce teröristisin demektir. madımak oteli olayını yapan adamla aynı kefedesin demektir. sadece sen sadece yazıyorsun, belki elinden gelse, madımakçılar gibi insanları yakmak öldürmek istersin, kimbilir?...seninle onlar arasındaki tek fark, öyle bir şeyi yapabilmene imkan sağlayacak bir zemin olmaması, pekala da olabilir. madımak otelinde inançlı insanlar olsa, belki büyük bir zevkle onları ateşe vermek isteyeceksindir, buraya böyle fütursuzca yazabildiğine göre....

    radikal düşüncelerden doğar terör. bu sözlüğün ekip otosu tarayıp polis öldüren solcu terörist düşüncelerine çok yakın düşüncelerle masaya oturan "klavye militanı" dolu olduğunu görüyor, ve üzülüyoruz. yani teröristler için değil, onların zaten dönüşü artık zor, ama düzenledikleri düşünsel saldırılarla incittikleri insanlar için üzülüyoruz.

    dediğim gibi yobaz sadece dinciden değil dinsizden de olur. yobazı sadece tek taraflı almak doğru olmaz. kemalistin de yobazı olur, dincinin de ,hristiyanında,yahudinin de ve burada gördüğümüz üzre....dinsizin de...

    bunların aralarında hiçbir fark yoktur. bunların derdi devamlı olarak "karşı taraf" olarak gördüklerine saldırı düzenlemektir. çoğu sözlü saldırı da bulunur,ortamını bulan silahlı saldırıda da bulunabilir, ama bu tür yazıların altında yatan düşünce radikalleşmiş ve toleranssızlaşmış olmaktır.
    3 ...
  13. 8.
  14. 9.
  15. her şey mükemmel ama allah yine de yok diyen insandan farklı düşünen insandır.

    gerçek müslüman (kör cahilleri tenzih edersek) ilimi gereksiz gören insan değildir. aksine evrende var olan bütün bilim dallarının allah'ın eseri olduğunu kabul eden insandır. nitekim allah evrendeki her şeyi bir sebep sonuç ve nasıl ilişkisinde yaratmıştır. gerçek müslümanın görevi bu ilişkiye kafa patlatıp neden nasılını ve sebep sonucunu çözme gayreti içinde olması gerekir. nitekim önceki entarimde bakınız attığım bir diğer alıntı entarimde de bunu başarmış müslüman bilim adamlarının gerçekleştirdiği buluşlar listelenmiştir.

    bir inanan olarak şunu söylerim hep allah sonsuz kudreti ile evrendeki tüm fizik kimya matematik kanunlarını yaratmış ve insan da bunu sadece aklını kullanarak keşfetmiştir. keza diğer sebep sonuç ilişkilerini de aynı şekilde. deprem - tektonik katmanların hareketi, kalıtım - kromozomlar, en basidinden elmanın yere düşmesi - yer çekimi, ölüm - kanser, kalp krizi, trafik kazası vs hepsini bir sebep olarak görmekle birlikte allahın takdiri olarak inanır. ama bunu demekle kalmaz. kader anlayışı - kadercilik, sonsuz bir teslimiyet değil önüne geçilebilecek sebepleri elinden geldiğince engellemeye de çalışır. bunu sadece acı deneyimlerinde değil en güzel anlarında da tekrarlar. başarılarını elde ettikleri allahın lütfu olarak görür. asla ben demez. sebepleri karşısına çıkaran rabbine şükreder. hayrın ve şerrin allah'tan geldiğini bilir. bir şey için dua ederken koşula bağlamaz hayırlısı için dua eder. ne de olsa hayır sandığında şer, şer sandığında hayır olabilir. buna inanır. annemin vefatından önce hastalık döneminde şifa için dua edenlere hep hayırlısı için dua etmelerini önerdim. vefatında da hayırlısı için dua ettik bunu verdin demek hayırlısı buymuş deyip şükrettim. hep ettiğim duadır. 100 yıl yaşayıp küfre düşeceksem bir nefes daha almayı nasip etmesin derim. ölümden sonraki yaşamın olduğuna inanmayanlardan bunu anlamalarını da beklemiyorum.

    ben açıklayamıyorum anlamıyorum da demekl tanrı var diye de düşüünmüyorum. bu bir inanç meselesi. ben allah'ın varlığına ve her şeyin onun yarattığı sebepler dahilinde olduğuna inanıyorum. bunu diyen ateist ya da deiste de soruyorum sen sankli aksini açıkladın da inanmadık mı?

    temele soruyorlar siz karadenizliler neden her soruya soruyla cevap veriyorsunuz? temel: niye vermeyecekmişim ki?

    bakıyorum da ateistler fıkradaki gibi her önermeye karşı önerme ile cevap veriyorlar. bir tanesi de mantıki izahatını yapmaya tenezzül etmiyor. kendisinin cevabını bulamadığı soruları bizlere karşı önerme olarak kanıtmış gibi soruyorlar. özet bir örnekle ben diyorum ki allah vardır zira sıçık bir resmin bile ressamı var. bu mükemmel düzen nasıl kendi kendine var olabilir diyorum. adam bana gözümle görmediğime inanmam. allah yok diyor. ya tamam o zaman allah yok leonardo da yok. ispatla bana leonardo da vincinin olduğunu. ben de gözümle görmediğime inanmıyorum o zaman.

    ekleme: saygı çerçevesinde fikir teatisinde bulunan ateistleri her zaman tenzih ederim. inanan insanların kutsallarına saygısızca davranan ve küfreden ateistlere pezevenk dedim. yine de diyorum.
    3 ...
  16. 10.
  17. Kafaya takılmaması ve takıldığında baş ağrısı yapan bir tartışma konusu. (bkz: Şapka)
    0 ...
  18. 11.
  19. işte sözlük dincisini tamamen anlatan insan tipi bu aslında.

    şimdi iddia makamına diyorsun ki, bak bu senin dediğinin adı aslında argument from design ve bunu ilk çıkaran skolastik dominiken papaz aziz thomas -st. thomas aquinas -, somme theologique kitabında yazmıştır. sonrasında descartes falan hep bunu anlatmış ve bunun karşı argumanları da var. zaten bu thomas bildiğin halde hristiyan ortaçağını başlatan adam, o kadar uçta ve sana karşı. sen hem bu adamın izinden gidiyorsun hem de ben sana bu felsefi varlık ispatı karşısında yüzyılalr boyunca ortaya konulmuş karşıt ispatları sunuyorum.

    ne diyor karşılığında sözlük islamcısı; önermeye önerme ile karşılık veriyorsun, yahu hakiki anlamda beyinsel bir arıza yaşamayan kimse böyle bir yanıt veremez, önermeye ne ile karşılık verilir elma mı verelim karşılığında ?

    işte efendim müslüman bilimadamları da şunları bulmuş. okuduğunu anlamamak değil sizinkisi, okuduğunu çok iyi anlamak ve sonrasında lafı çevirmek için taklalar atmak. o kadar çok takıyyeden sonra ilk başladığınız noktayı mı unuttunuz nedir ?

    ben müslüman bilimadamları hiç bir şey bulmadılar bulamadılar demiş miyim? dememişim. ben demişim ki, herşey mükemmel demek ki tanrı var demek, ben açıklayamıyorum anlamıyorum demektir demişim. buradan müslüman bilimadamları aptaldır dediğimi anlamıyorsun da işine gelmediği için lafı çarpıtıyorsun. dön baba dönelim hacılara gidelim yapıyorsun. bunu kimse yemiyor artık bilesin.

    leonardonun var olduğuna inanmama özrgürlüğün var da, benim leonardonun durup dururken varolduğunu ispatlama zorunluluğum yok.

    öte yandan, bence çok komik, allahınız el ilahınız bil gülerdi bu karşılaştırmaya, leonardonun sanmıyorum ben pek ezeliyim ebediyim hepinizi ben yarattım ve bir gün hepinizi yakıcam iddiası yoktur. leonardo var demek ki tanrı da var demek nasıl bir aymazlıktır. nasıl bir ad hominem nasıl bir islamist ergonomisidir allahınızı gözünüzü seveyim bu kadar saçmalamayın, bir şey anlatıcaz derken. hayır o değil ısrarlı bir şekilde de saygılı olanı itham etmiyorum şeklinde bir şey de var. saygıdan anladığınız nedir onu bir bilsek artık. bak hiç küfürsüz hakaretsiz yanıt yazıyorum iki seferdir. sen de tutup saygılı davran demeye devam ediyorsun. ve arkasından pezevenk diyorsun. benim umrumda değil bana ne dediğin de; bu mudur saygıdan anladığın? o ise o noktada sana super yardımcı olabilirim de o yüzden soruyorum.

    ya da aslında kaldıramadığınız yanıtını veren ateist midir? sussa ve hiç konuşmasa mı daha iyi? o mu aslında istediğiniz ve söylemey çalışıp gevelediğiniz?

    felsefi bir giriş yapıp sonra bunu avam çamurunda saklayıp kek yaptığınız için teşekkürler ve mutluluklar.

    unutma bak bir daha yazayım;

    (bkz: st. thomas aquinas)

    (bkz: argument from design)

    (bkz: descartes)

    (bkz: skolastik)

    (bkz: dominiken)

    (bkz: somme theologique)

    bunlar, senin ben bilmiyorum kafamda almıyo demek ki tanrı var demenle ve onunla ilgili yapılmış tartışmalarla ilgili. bunlara da karşıt önerme diyip çıkabilirsin kafan güzel nasılsa. allah bizi korur ve yüceltir. amin.
    3 ...
  20. 12.
  21. 13.
  22. mükemmeli tanımlaması gereken bir insandır. "din afyondur" şöyledir böyledir de derin dini inançlara sahip olunsa da bu kafaya ulaşmak mümkün değil. sadece dinle bu kadar olması insanı dinden soğutuyor.. mükemmel ne onu mu yanlış anlatıyorlar acaba insanlara bilemedim ki şimdi.
    0 ...
  23. 14.
  24. sevgili kardeşim inananların en büyük sorunu ne biliyor musun? neye inandıklarını bilmemeleri. örneğin sen allah'ın varlığına inanıyorsun, kitabı kuran'a inanıyorsun, müslümanım diyorsun. ben de sana diyorum ki: eğer sen inandığın kitabı (kuran'ı) sadece bir (1) kez baştan sona (türkçe'sini) okuduysan kendimi boğaz köprüsünden aşağı atarım. okumadın, adım gibi eminim bundan. sen islamı okuyup araştırıp doğruluğuna kanaat getirdiğin için değil, annen baban, çevren müslüman olduğu için, çocukluğundan itibaren allah, peygamber nidalarıyla büyütüldüğün için, veya fethullah gülen gibi orospu çocuklarının takipçileri beynini yıkadığı için seçtin. şimdi yeme bizi, yok evrende mükemmel bir düzen var, bunun bir yaratıcısı olması gerekir, tamam bilime de saygılıyız ama herşeyi bilim çözemez falan ayaklarını geç. bugün için bilmediğimiz her şeyi mükemmel ve çözümlenemez olarak kabul edersek işimiz var. o zaman muhammed zamanında uzaya uydu göndermekten falan bahsedildiğini düşünsene bir, adama deli derlerdi (gerçi muhammed mirac ayağına göklere yükseldim deyince inanmış gerizekalılar ama). tamam sen allah'a inanabilirsin, öbür dünyaya, cennete inanabilirsin, sonsuz saygı duyarım. ama inanırken, inancını mantıklı göstermeye, bilimsel temellere oturtmaya çalışırsan, inanmayanlara kafir deyip yoldan sapmış olarak değerlendirirsen, evrende herşey çok mükemmel, allah'ın varlığına delildir falan dersen o zaman benim senin inancına olan saygım falan kalmaz. işte en basitinden sordum sana. inandığın kitabı bir defa okudun mu diye. okumadın. ondan sonra bilimin ne olduğunu bilmeden, öğrendiğin üç-beş bilimsel kelimeyle inanç sistemlerini bilimsel kalıplara sokmaya kalkma. sadece de ki: tamam mantıklı bir açıklaması yok ama ben inanıyorum. işte olay bu kadar.
    2 ...
  25. 15.
  26. şimdi burası bir sözlük olduğu için bir başlık altında insanların aklına ilk anda gelmeyecek şeyleri yazmalıyız. amç bu, yani amacımız islamın kutsallığının hakkının islama teslimi değil ve karşıt bir şey de yazmak değil bazen. yani birey a yı aradığında bir çok a olduğunu bilsin görsün.

    dana önce belirttiğim gibi, herşey mükemmel bu durumda bu meükemmelikte bir şeyin kendi kendine ifası imkansızsa demek ki tanrı var, demek argument from design ispatıdır. bu ispat aynı zamanda, ben sınırlı zekamla sonsuz ve mükemmel bir şey hayal edemem demek ki bu hayali birisi kafama koyuyor bu da tanrı olmalı şeklinde de ortaya çıkar, bunu tam olarak design argumanına dahil edip etmemeye karar veremediler. ben de buna zorlama kanıt demeyi tercih ediyorum.

    daha önce belirttim, önce

    bir şeyim mükemmel olması onun dizayn edilmesini gerektirmez.
    bir şeyin dizayn edilmesi de onun diazyn edenin tanrı olduğunu anlamına da gelmez.

    ayrıca bunlar haricinde bu argumana şöyle bir yanıt da var;

    sanat eserinin mükemmelliği sanatçının yeteneği ile ters orantılıdır. yani aslında ilk anda yanlış gibi geliyor. ama örneğin michelangeloyu ele alalım. yaptığı her eser muhteşem. kendisi de inanılmaz yetenekli, doğal olarak yapacağı herşey super olacak. yani michelangelonun yapacağı bir eserin muhteşem olması bizi şaşırtmayacak, ya da bizden örnek verelim, mimar sinanın yapacağı bütün camiler binalar muhteşem olacak bundan eminiz.

    ama eğer elimizde tamamen yeteneksiz bir mimar ya da sanatçı olsaydı ve mimar sinan kadar muhteşem bir eser yapsa idi o zaman onun mükemmeliği daha büyük olurdu.

    bu şu iki yola çıkarıyor bizi, ilki elbette, ben sınırlı zekamla sonsuz bir varlık düşünemem alegorisine, sen ne kadar sınırlı isen, o kadar muhteşemdir aslında senin düşündüğün şey.

    öte yandan bundan sonrasını ben bir kaç okuma da anlamıştım o sebeple umarım anlatabilirim,

    eğer; sanat eserinin mükemmelliği sanatçının yeteneği ile ters orantılı ise ve eğer varolan herşey mükemmel ise bunu da mükemmel bir tanrı yaratmış olmalı, bu durumda en mükemmel tanrı olmayan bir tanrı olacaktır. çünkü olmadığı halde tüm herşey mükemmel ise, dizayn edilmedikleri halde mükemmel iseler o zaman dizayn edilmiş hallerine göre daha mükemmeldirler. bu durumda var olmayan bir tanrının eseri var olanınkenden daha mükemmel olacaktır.

    biraz kafa karıştırıcı farkındayım.

    sözlük islamcıları, sohbetlerde, şıhlarından duydukları şeyleri şıhlarından duydukları şeyler sanıyorlar sanırım. ama şıhları da onları okuyor ediyor ya da başkaları da onalra anlatıyor ama sonuçta bunların hepsi yüzyıllardır, ortada tek tanrılı hiç bir din yokken bile aristo platon okulları ekseninde zeus samplingi ile tartışılan teology isimli alanın tefrikaları. bu tefrikanın a tarafını yazan islamcıya b tarafını yazınca olmaz yanıt bu değil diye mızıkçılık yapması onun islamcı ikiyüzlülüğü ve ergonomisinden başka birşey değil.

    çünkü bu başlık altında şu anda tartışmıyorum, madem bir argumandan bahis açılmış o argumanın farklı çıkışlarını ve karşıt görüşlerini anlatıyorum. o sebeple bana, o zaman buna da yanıt ver demenin anlamı yok.

    ben kendi yanıtımı verdim de geldim buraya zaten. öte yandan iman, tamamı içinde bir hayaller sanrılar iddialar dünyasına kesintisiz inanmaktır. bir müslümanın bir hristiyanın tanrısına inanmak için zorlama kavramlara, miş gibi bilimselliklere, ispatlara, varlık kanıtlarına ihtiyaç duymaz.

    bu sebeple ben bilmek bulmak çözmek zorunda değilim, beni ilgilendirmiyor ben inanıyorum bu haliyle demeniz aslında yeterli.

    ama tutup, bilimsellik, felsefe, sosyoloji, vs konularına girip imanınızı ispatlamaya çalışmaya girdiğinizde karşınızda her zaman, her zaman bir yanıt olacaktır ve bunlar genelde çok çok zorlayıcı olacaktır.

    bu yanıtla karşılaştığınızda da kutsalıma saygı göstermeyen pezevenktir demek zaten çocukluk çünkü kutsalını ofsayta düşürüp kendi kalene gol atan sensin, açılıp bilmediğin denizde dolanınca,dalga çıkınca denize küfretmeye gerek yok.

    al imanını, allaha kitabına meleklerine ve muhammedin onun kulu ve elçisi olduğuna iman et burada sorun yok zaten, ama tutup, bilim ne ki be hala kalbi çözemiyor demek ki tanrı var dersen, sana karşılığında gelecek olan yanıtların hepsine tek tek yanıt verip, ek olarak da bilimsel olarak tanrının varlığını ispata girme iddiası senden geldiği için de varlığı ispatlama zorunluluğun da doğuyor.

    yani aslında normalde kimse senden tanrının varlığını ispatlamanı beklemiyor. o senin imanın. ben çok iyi biliyorum iman etmek ne demektir. ama sen ben imanla yetinmem bilimsel olarak da ispatlarım dersen, ispat beklenir ve yanıt verilir doğal olarak. verildiğinde de sen olmadığını ispatla o zaman denilmesi de komik. iddia eden sensin çünkü.

    nedir sonuç, iman ettiğin çerçevede kalmalısın. çünkü orada bir şey ispatlamak zorunda değilsin. ben müslüman olsam, hiç bir ateist ile derdim olmazdı çünkü ben inandıklarımı ispatlamak zorunda değilim derdim. bilimmiş bilmemneymiş ben iman ediyorum her şeyine der geçerdim.

    sen o alan sana yetmediği başkasına sırnaşmayı tercih ettiğin için bu hale düşüyorsun, kendini bu hale düşürdükçe de başkalarını saygısız olmakla suçlayıp küfrediyorsun. aksine imanına saygısız olan bana kalsa sensin.
    4 ...
  27. 16.
  28. inanmayan bir insanın bir yaratıcı yoktur hipotezinden farklı olarak allah vardır hipotezini ispatlamak üzerine yola çıkan ve kainatta gördüğü her dengeyi bir yaratıcının varlığına delil olarak gören kişinin söylemidir.

    sözlük ortamı olduğu için üstteki entrylere cevap niteliğinde yazmadım hiç. her daim genelleme yaptım. saygı çerçevesini aşan ateistlere söylediklerim de buna dahil, önermeye önerme ile karşılık verilmesine de öyle. ama birileri üzerine alınmış. sen saygılıysan sözüm seni kapsamaz anlamı çıkmaz mı? niye celalleniyorsun ki?

    insanları belli kalıplar içerisine itmek neden? papaz buldu diye neden kullanmayayım (ki kullanmıyorum). arabaya bilmem neye gavur icadı deyip kullanmamamak ne diye?

    inanan insanla inanmayan bir insan arasındaki fark nedir? çıkış yerleri farklıdır. hipotezlerini kurarken bir tanesi allah vardır der. sonra kanıtlarını aramaya başlar. evrende baktığı her noktada bunun kanıtlarını görür. evrenin düzenini görür. ve bir yaratıcının varlığına delil olarak inanır. demogoji yapmaya gerek yoktur. benim üst entrylerde de söylediklerim aynıdır. bu bir inanç meselesidir. tek fark çıkılan hipotez farklıdır.

    ateistlerin söylediği bir diğer şey de "allahın yokluğunu ispat etmek gibi bir zorunluluğumuz yok." e be güzel kardeşim. madem öyle benim yaptığımı yap benim hipotezimle yola çık. ispatları bulamazsan benle de paylaş. ama yine aynı yere çıkıyoruz. bu bir inanç meselesi. sen de olmadığına inanıyorsun. bilimsel araştırmalarda bir durum veya zıttı ispatlanamıyorsa ya da reddedilemiyorsa... yapabilecek delilin olsaydı yokluğunu da ispatlardın. kaçmaya çalışmanın alemi yok.

    ateistleri ve deistleri köşeye sıkıştıran bir şey söylemelerine imkan vermeyen bir argüman olduğundan kızdırır bu "her şey mükemmel demek ki allah var" argümanı. zaten ne zaman bir tanesiyle tartışmaya başlayacak olsam ilk kullandığı cümledir "bak aga her şey mükemmel demek ki allah var diye çıkmak yok." şimdi de arkasına saklandıkları gerekçe bunu ortaçağda bir papazın bulmasıymış peki ben ne demişim daha önce?
    --spoiler--
    bir inanan olarak şunu söylerim hep allah sonsuz kudreti ile evrendeki tüm fizik kimya matematik kanunlarını yaratmış ve insan da bunu sadece aklını kullanarak keşfetmiştir. keza diğer sebep sonuç ilişkilerini de aynı şekilde. deprem - tektonik katmanların hareketi, kalıtım - kromozomlar, en basidinden elmanın yere düşmesi - yer çekimi, ölüm - kanser, kalp krizi, trafik kazası vs hepsini bir sebep olarak görmekle birlikte allahın takdiri olarak inanır. ama bunu demekle kalmaz. kader anlayışı - kadercilik, sonsuz bir teslimiyet değil önüne geçilebilecek sebepleri elinden geldiğince engellemeye de çalışır. bunu sadece acı deneyimlerinde değil en güzel anlarında da tekrarlar. başarılarını, elde ettiklerini allahın lütfu olarak görür. asla ben demez. sebepleri karşısına çıkaran rabbine şükreder.
    --spoiler--
    elbette ki bir papazdan bir mümin olarak davranmasını beklemek saçmalık olur. adam çıkmış "ben" yaptım demiş. ama ben bir müslüman olarak ilmin allah'ın ilmi olduğuna ve bu papazınd abir aracı olduğuna inanıyorsam niye kullanmayayayım. ve bir daha söylüyorum benim yaptığım "argument from design" değil. daha türkçe ve daha geniş ifadeyle ben evrenin mükemmelliğini allah yoluyla anlatmıyorum. allahın varlığını evrenin mükemmelliği delilleri ile anlatıyorum.

    ve tut ki bu argümanı kullanıyorum. bilimsel olarak düşündüğümüzde (gerek fen gerekse sosyal bilimler) bir hipotezin doğruluğu veya yanlışlığı gözlem ve deneylerle ispatlanabiliyorsa kullan aynı argümanı sen de bana bilimsel izahatını yap. allah yoktur hipotezin var ve aynı gözlemlerle sen de bana açıklamayı yapabilirsin ne de olsa.

    yav bırakın işte "ben gözümle görmediğime inanmam arkadaş" deme mertliğini gösteremiyorsunuz. çünkü insan gözünün beyninin ve diğer duyularının ne kadar kısıtlı olduğu yüzünüze söylendiğinde kalakalıyorsunuz öylece. o yüzden bu kadar demogoji.

    ve şunu da biliyorum ki mantıklı izahat yine gelmeyecek yine bu önermelere önermeler gelecek. daha önce olduğu gibi. (elma istemiyorum cevap istiyorum. mantıklı izahat istiyorum. ama anlamadan beyin arızası yaşamakla suçlanıyorum. neyse efendim ya anlayamamışlığına verelim ya da demogojiye)

    ne demişim efendim?
    --spoiler--
    ben açıklayamıyorum anlamıyorum da demek tanrı var diye de düşünmüyorum. bu bir inanç meselesi. ben allah'ın varlığına ve her şeyin onun yarattığı sebepler dahilinde olduğuna inanıyorum. bunu diyen ateist ya da deiste de soruyorum sen sanki aksini açıkladın da inanmadık mı?
    --spoiler--
    sorum açık. önermem açık. ama buna cevap geleceğine yine önermelerle cevaplar verilmiş. olsun efendim alıştık.

    bir diğer tezat ise başlık sahibinin verdiği imansızların icat yaptığı savını müslümanların da icat yaptığına delil olarak verdiğim bakınıza çekirge bir sıçramış iki sıçramış üçüncüsünde "ben müslüman bilimadamları hiç bir şey bulmadılar bulamadılar demiş miyim? dememişim." demiştir. ama asıl tezat, kişilerden bir kişinin verdiği newton einstein örneğinden müslümanlara gönderme yapıp ondan sonra da ben müslüman bilimadamları bir şey bulamadılar demiş miyim" sorusudur. kemal sunal filmindeki maydanoz repliklerine benziyor. - ben demedim. -allah allah ben de demedim. peki kim dedi yav. - ben demedim. - sus lan. sen dedin işte.

    leonardo var demek ki tanrı da var şeklinde özetin özetinin özeti şeklinde bir sonuç çıkartan kişiler aynı zamanda "kuran namaza yaklaşmayın diyor" diyen kişilerle aynı yaklaşımı sergileyen kişidir. maalesef bu düşünce şekli 10 üzerinden 10 verilecek en müthiş filmde başrol oyuncularının sevişme sahnesine kilitlenip kalan ve filmden sonra " x ile y filmde ne güzel sevişti lan" demeye benzer. ya da hayatında daha önce örnekleme ile karşılaşmamış kişidir.

    (bkz: ben örnek gördüm)
    (bkz: babamın örneği var)

    örnekleme ile aslında kastedilen şey nedir peki?
    "şimdiye kadar açıklanmamış demek ki açıklanmış olanlar hariç diğer herşeyi tanrı yaptı." cümlesinin sahibi ise merak konusudur. bu kişiyle tanışma isteği uyandırır insanda. tanışmak ve "hayır açıklanmış olanlar da dahil her şeyi allah yarattı. 2x2=4 dahil olmak üzere dünya üzerindeki bütün bilimler allah'ın eseridir. insanlar sadece bunu keşfetti." demek ister bu bünye bunu diyen kişiye.

    sanat eserinin mükemmeliği sanatçının yeteneği ile ters orantılı mıdır? yoksa değil midir? verilen örnekteki tezat ise her iki durumda da ortada bir sanatçının var olduğunu kabul edip sonra tanrının olmadığı varsayımına ispat olarak gösterilmesidir. mimar sinan örneğinden yola çıkalım. yeteneksiz bir mimar eğer mimar sinanın bir eseri kadar başarılı bir eser ortaya çıkartıyorsa bu daha muhteşem bir şeydir. (mantıklı) ama sonraki örneği buradan açıklamaya çalışırsak sıçtığımızın resmidir. en mükemmel mimar, olmayan mimardır. (hönk)

    ama tutup, bilimsellik, felsefe, sosyoloji, vs konularına girip imanınızı ispatlamaya çalışmaya girmek olarak nitelemek hele de karşılığında her zaman bir yanıt bulmak? ya evet benim de istediğim tam bu. her zaman bunu istiyorum. yanıt bulmak istiyorum. sorduğum sorulara cevap vermeden soruya soruyla karşılık verilmesi beni tatmin etmiyor. bana sorulan sorulara cevap veriyorum da benim orduğum sorular hep cevapsız olarak kalıyor karşılık olarak sadece soru geliyor. istiyorum ki tek taraflı bu soru cevap silsilesine bir ara verilsin. müslümanları mantıklarını kullanmadan körü körüne inanmakla suçlayan ama sorguladığında da sen ne sorguluyorsun lan sorgulamak benim işim. burda soruları ben sorarım. sen inanmana bak. deyip kestirip atan bünyelerden, * mantıklı bir cevap bekler de bekler bu yazar. ama bulamaz. aldığı tek cevap sen böyle böyle sormuşsun ama bir de bunu düşündün mü? yav bu sorumun cevabı değil. sen sorumun cevabını ver ondan sonra sor sorunu be adam.

    sözlüğe bakarsın ezanın gereksizliği, inananların -sanki kendi beyinleri yokmuş gibi- şıhlarının söylediklerini dinleyen, onların söylediklerini yineleyen sözünden dışarı çıkmayan insanlar olarak sınıflandırılması, kurana muhammedin zırvaları diye aşağılanması, hz muhammet'in mezarını havaya uçurmakla ilgili fantezileri olanların başlıklar açması vs vs vs. bunu yazanlar da çıkıp dese küfretmedim dese saygılı olduğu söylenebilir mi?

    saygılı olan bir ateist muhammed oturmuş zırvalamış demez. ben allahın var olduğuna inanmıyorum ve muhammedin de peygamber olduğuna inanmıyorum. kuranı kendisinin yazdığına inanıyorum der. (ki ateist olduğunu bildiğim için bunu demesine bile gerek yoktur. ben öyle düşündüğünü zaten biliyorum.)

    benim fikrime olan saygısından dolayı inanmadığı halde peygamber efendimize Hazret diyen ateist ile oturup tartışma şerefine eriştim. şimdi ben bu adamla bana gerizekalı diyen adamı nasıl aynı kefeye koyayım?

    çok uzun oldu bitirelim artık. kişilerin inançlarını kendi kategorilerine göre kategorize eden kişiler, inancı sadece iman edip gerisine karışmamakla çerçevelemeye çalışan düşünce tarzı, aynı zamanda anneannelerimiz de başörtülüydü ama evde otururdu. sen niye evden dışarı çıkıyorsun, yanımızdan geçişlerini hazmedemiyorum, istikrar senin neyine vesayet diyen düşünce tarzı ile aynıdır. kendisinden farklı düşünce tarzlarına sahip insanların düşünemelerine ve sorgulamalarına müsamahaları yoktur. aslında kendinden farklı düşünenlere tahammülü yoktur. eline imkan versen kurşuna dizdirirler hepsini. inanç ve bilimi (fen ve sosyal olarak geniş anlamda) birbirinden ayrı kulvarlar olarak düşünürler. dahası zıt kulvarlar olarak düşünürler. ispat et lan derler. bilimsel örneklerle konuştuğunda bilim kullanmadan ispat et der. (bkz: yok ebenin amı ali sami)

    edit: anlayamadığım asıl şey şudur. benim dinim bildiğimi yaymakla mükellef kılmış. allah var de, kuran allah kelamı de, inanmayanı davet et diyor. peki inanmayanların derdi nedir? neyi tebliğ eder? hayır ben akıllıyım ondan inanmıyorum demek ispat mıdır? sendeki akıl bende de var. kimbilir benden belki benden zekisindir belki de benim yarım kadar bile zekan yoktur. bilinmez. ama bu zekanın ispatı mıdır? inanmayan insan bunu mu demeye getirir? yav bırak inanmıyorsan inanma arkadaş. cehennemin dibine o zaman. senin inancın sana benim inancım bana. bakıyorsun genelde ateistler provake ediyor. kutsallara sayıyor sövüyor. karşılık görünce hani nerde hoşgörü diyor. peh. (bu edit genelleme içermektedir. kimseyi hedef almamaktadır.)(paranoyak oldum ya kimse üzerine alınmasın diye yazdıklarımı)
    2 ...
  29. 17.
  30. herşeyin mükemmel oldugunu düşünüyosa öncelikle allahın varlğından çok kendi aklının varlığına dikkat etmesi gereken bi kişinin söylemiş oldugu cümledir.*
    1 ...
  31. 18.
  32. ruhsal yapısına özendiğim insandır.
    (bkz: cehalet mutluluktur)
    1 ...
  33. 19.
  34. her zaman söylüyorum, islamcı ergonomisi ve ikiyüzlülüğü diye bir şey var,
    --spoiler--
    sözlük ortamı olduğu için üstteki entrylere cevap niteliğinde yazmadım hiç
    --spoiler--
    birisine pezevenk dediğiniz, bu onun yazdığı, söylediği yaptığı şeyin eleştirisidir. bana en yakın benim de sizlere en yakın olabileceğim nokta entrylerim ise, ve entryler sözlükte tarihe göre sıralanıyor ise, üstte olan entryme yanıt olarak pezevenk denmiştir. bunu diyip üstüne de ben yanıt yazmam demeyi ergonomik buluyorum.
    --spoiler--
    insanları belli kalıplar içerisine itmek neden? papaz buldu diye neden kullanmayayım (ki kullanmıyorum). arabaya bilmem neye gavur icadı deyip kullanmamamak ne diye?
    --spoiler--
    şimdi entrymde basitçe diyorum ki, bu başlık güzel bir başlık, bahsedilen şeyler felsefenin içinde yüzyıllardır varolan şeyler ve karşıt iddialar da var deyip iddianın tarihini sunuyorum. kimseye bu adam hristiyan bir papaz onun iddiasını neden buraya koydun demiyorum. öyle demişim gibi yanıt verilerek sözlerimin alçaltılmasını talihsiz bir ergonomiye bağlıyorum.
    --spoiler--
    ateistlerin söylediği bir diğer şey de "allahın yokluğunu ispat etmek gibi bir zorunluluğumuz yok." e be güzel kardeşim. madem öyle benim yaptığımı yap benim hipotezimle yola çık. ispatları bulamazsan benle de paylaş. ama yine aynı yere çıkıyoruz. bu bir inanç meselesi. sen de olmadığına inanıyorsun. bilimsel araştırmalarda bir durum veya zıttı ispatlanamıyorsa ya da reddedilemiyorsa... yapabilecek delilin olsaydı yokluğunu da ispatlardın. kaçmaya çalışmanın alemi yok.
    --spoiler--
    bir şeyin yokluğunun nasıl ispat edileceğine dair hiçbir fikrim yok. ama fikir yürütebilirim. bunu da burada yapıldığı gibi yaparım. çünkü burada tanrının var olduğunun ispatı için akıl yürütülüp biraz da çekiştirilmiş ucundan.

    iddia şu; her şey mükemmel, demek ki bir tanrı var.

    her şeyin mükemmel olması her şeyin mükemmel olduğu anlamına gelir. bunun kanıtıdır sadece. bu mükemmelliğin dizayn tercihi olduğu anlamına gelmez. hadi diyelim dizayndır o zaman da bu dizayn edenin tanrı olduğu anlamına gelmez. ama bu yine de bir akıl yürütme, ben de benzer bir şekilde akıl yürütebilirim;

    insanlar geçmişte tanrıları için piramitler yaparlardı.
    Allahın için yapılmış bir piramit yok. (uzun süre ortalarda değilmiş)
    Öyleyse allah da yok.

    ya da

    allah dinozorları da yarattı,
    kimse onların şirin ve mükemmel olduklarını iddia edemez
    demek ki mükemmel değillerdi
    demek ki ya onları başkası yarattı (o zaman allah yok)
    ya da allah zaten yoktu

    bu özellikleri açısından doğru ve tam bir akıl yürütme, bu başlıkta incelendiği gibi bir akıl yürütme, öte yandan var olmayan bir şeyin var olmadığının ispatı yalnızca akıl yürütme ve mantık dizileriyle yapılabilir zaten. bak bu var demek ki tanrı yok denilemez. böyle bir kanıt olmaz. zeus gelip dese ki merhaba ben zeus bu bile allahın yok olduğu anlamına gelmez. ama bunu kabul etmiyor islamcı ortaya net bir şey konulmasını istiyor ki, onu koyması gereken kendisi çünkü var diyen o, yok sadece akıl yürütme ile anlatılabiliyor.

    mesela, yahudi tanrısı ve islamın tanrısından birisi varsa diğeri yoktur çünkü ikisi de her şeyi ben yarattım diyor. islam o zaten bizimkisi dese de yahudiler bunu kabul etmiyor sonuçta, bu durumda islam allahın var olduğunu ispatlayabilirse, bu otomatik olarak yahudi ve hristiyan tanrılarının yokluğunun kanıtı olur. islamcının burada, benden bunu istemesini ben bir ergonomi olarak görüyorum.

    Bir de, madem ki bana allah yok diyen sensin, iddianı ispatla diyorsun, o noktada senin daha önce ispatlaman gereken bazı başka şeyler var, çünkü senin aşağıdakilerin yok olduğu iddian benden önce yapılmıştı;

    Mesela; Aphrodite,Apollo,Ares,Artemis,Athena,,Demeter,Dionysus,Eros,Hades,Hephaestus,Hera,Hermes,Hestia,Poseidon,Zeus,Aether,Ananke,Erebos,Gaia,Hemera,Chaos,Chronos,The Nesoi,Nyx,Uranus,The Ourea,Phanes,Pontos,Tartarus,Thalassa,

    sonra mısır var;

    Aken,Aker ,Am-Heh ,Ament ,Ammit ,Amun ,Amon-Ra ,Anat Andjety ,Anubis ,Anuket ,Apep ,Arensnuphis ,As ,,Astarte ,Aten ,Atum ,Auf ,Ba-Pef ,Babi ,Banebdjetet ,Bast ,Bat ,Benu ,Bes ,Buto ,Dedwen ,Denwen ,Ennead ,Fetket ,Geb ,Gengen Wer ,Hapi ,Hathor ,Hatmehyt ,Haurun ,Heh ve Hauhet ,Heqet ,Heret-Kau ,Heryshef ,Heset ,Hetepes-Sekhus ,Hike ,Horus ,Hu ,Iabet ,Ihy ,Imhotep ,Ipy ,Isis ,Iusaas ,Kabechet ,Kek ve Kauket ,Khenmu ,Kherty ,Kephri ,Khonsu ,Maat ,Mafdet ,Mahaf ,Mahes ,Male ,Mandulis ,Mehen ,Mehet-Weret ,Menhit ,Mertseger ,Meskhenet ,Mihos ,Min ,Montu ,Mut ,Nefertem ,Nehebkau ,Nekhbet ,Neith ,Nephthys ,Nun ,Nut ,The Ogdoad ,Thueris ,Onuris ,Osiris ,Pakhet ,Panebtawy ,Peteese ve Pihor ,Ptah ,Qadesh ,Ra ,Renenutet ,Reshep ,Sah ve Sopdet ,Satet ,Satis ,Sebiumeker ,Sefkhet-Abwy ,Seker ,Sekhmet ,Selket ,Sepa ,Serapis ,Serqet ,Seshat ,Set ,Shay ,Shesmetet ,Shesmu ,Shu ,Sia ,Sobek ,Yamm

    sümer, viking, hint, ortaasya türk, maya ? müslümanların önce bunları ispatlaması beklenir o zaman. o sebeple saçmalamayın. bir şeyin yokluğu nasıl ispatlanır? eğer ispatlanacağına hala inanıyor ve bekliyor iseniz, o zaman yukarıdakilerin yokluğunu ispatlarsanız sevinirim ve eğer izin verirseniz aynı yöntemi ben sizin tanrınız için de kullanmak isterim.

    bilimselliği de götünden anlamaya gerek yok, bilim varlığı gözlemlenebilen bir şey için, bir iddia sunar önce, der ki bu iş bence böyle oluyor. sonra bu iddiasını tekrarlanabilir benzer değerlerle ölçülerle denemelerle kontrol eder, tutuyorsa böyleymiş evet der, tutmuyorsa acaba nasıl deyip başka bir iddiaya yönelir.

    dikkat edilmesi gerek nokta; var olduğu net bir şekilde görülebilen bir şeyin "nasıl" olduğunu araştırmasıdır."neden" değil. örnek verelim de; yerçekimi var. her şey düşüyor. bir şey var ki düşürüyor. bu nasıl olabilir, yer çekiyor ya da gök itiyor. olay bu yani. var olduğu gözlemlenen şeylerin nasıl olduğu. bunun ne tanrısallıkla ilgisi var ne de yok olan bir şeyin yokluğunun kanıtı ile ilgisi var.

    bu konuda bir şey söylemeyeceğim, yazarımızın bilimin ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmadığı belli çünkü.

    devam edelim;
    --spoiler--
    elbette ki bir papazdan bir mümin olarak davranmasını beklemek saçmalık olur. adam çıkmış "ben" yaptım demiş. ama ben bir müslüman olarak ilmin allah'ın ilmi olduğuna ve bu papazınd abir aracı olduğuna inanıyorsam niye kullanmayayayım. ve bir daha söylüyorum benim yaptığım "argument from design" değil. daha türkçe ve daha geniş ifadeyle ben evrenin mükemmelliğini allah yoluyla anlatmıyorum. allahın varlığını evrenin mükemmelliği delilleri ile anlatıyorum.

    ve tut ki bu argümanı kullanıyorum. bilimsel olarak düşündüğümüzde (gerek fen gerekse sosyal bilimler) bir hipotezin doğruluğu veya yanlışlığı gözlem ve deneylerle ispatlanabiliyorsa kullan aynı argümanı sen de bana bilimsel izahatını yap. allah yoktur hipotezin var ve aynı gözlemlerle sen de bana açıklamayı yapabilirsin ne de olsa.

    yav bırakın işte "ben gözümle görmediğime inanmam arkadaş" deme mertliğini gösteremiyorsunuz. çünkü insan gözünün beyninin ve diğer duyularının ne kadar kısıtlı olduğu yüzünüze söylendiğinde kalakalıyorsunuz öylece. o yüzden bu kadar demogoji.

    ve şunu da biliyorum ki mantıklı izahat yine gelmeyecek yine bu önermelere önermeler gelecek. daha önce olduğu gibi. (elma istemiyorum cevap istiyorum. mantıklı izahat istiyorum. ama anlamadan beyin arızası yaşamakla suçlanıyorum. neyse efendim ya anlayamamışlığına verelim ya da demogojiye)
    --spoiler--
    birincisi kimseye papazın iddiasını neden kullandın demedik, papazın başlattığı bir argüman dedik. bravo dedik, burada bu geniş bir konu kısaca geçmeyelim karşıt iddiaları bunlar dedik.

    her neyse bunu daha önce de belirttim. ama şu var anlamıyorum,

    """mantıklı yanıtlar istiyorum.
    önerme istemiyorum."""

    ikisi aynı anda olamaz. sanırım yazarımız mantık ve önermeyi de yanlış anlamış. aslında bu yanıtı boşuna kasıyorum. çünkü ısrarlı bir şekilde verilen her yanıta, "hayır hayır bu yanıt değil hayır yanıt değil" deme var. çok komik buluyorum. yüzeysel bir islamcı ergonomisine veriyorum. tanrı var deyip maddi kanıt değil önerme sunup iddia da bulunuyorsun o önermeyi benim maddi kanıtlar ile yanlışlığını kanıtlamamı istiyorsun. bu özür dilerim hakaret değil amacım ama aptalca. eğer bu konuda genel geçer bir maddi ispat olacak olsa bunu iddia sahibi olarak sizin sunmanız gerekirdi. her neyse mantıklı izahat nedir içinde mantık bulunduran izahattır, ben sizin kurduğunuz mantık içerisinde sizin yaptığınız ontolojik iddiaya ontolojik yanıt veriyorum.

    yani iddianız ben seni futbolda yenerim demek olacak, ama benden yanıtı basketbol oynayarak vermemi bekleyeceksiniz. bu ikiyüzlülük.

    insan gözü örneği çok super olmuş tebrikler.

    şimdi yazarımızın ana iddiası;
    --spoiler--
    herşey mükemmel
    --spoiler--
    alt iddiası;
    --spoiler--
    çünkü insan gözünün beyninin ve diğer duyularının ne kadar kısıtlı olduğu yüzünüze söylendiğinde kalakalıyorsunuz öylece. o yüzden bu kadar demogoji.
    --spoiler--
    burada bariz bir çelişki var; hani her şey mükemmeldi?

    neyse benim iddiam ise her şeyin mükemmel olmadığı idi zaten.

    ama burada yazar aynı anda başka birşey söylüyor, gözün mükemmel olmadığını kabul edemezsiniz diyor; aslında ben gözün mükemmel olmadığını hem de yazarın istediği şekilde ispatı ile birlikte iki gün önce söylemiştim.

    (bkz: allah ın sanrı olduğu gerçeği/#8681056)
    --spoiler--
    ben açıklayamıyorum anlamıyorum da demek tanrı var diye de düşünmüyorum. bu bir inanç meselesi. ben allah'ın varlığına ve her şeyin onun yarattığı sebepler dahilinde olduğuna inanıyorum. bunu diyen ateist ya da deiste de soruyorum sen sanki aksini açıkladın da inanmadık mı?
    --spoiler--
    güzel kardeşim; allah vardır, ve ben buna iman ediyorum dedin de yok mu dedik, inananı kesmek mi istedik, yoksa inanmayanı kesmeyi mi istediniz? ben aksi olduğuna inanıyorum. bir tanrının var olamayacağına inanıyorum. yüksek ihtimalle bir yaratıcı olmadığını düşünüyorum (ateizm böyle der aslında, probably there is no god;) bu sizin için neden sorun olsun. senin var demen benim için sorun değil ki, kırmayalım birbirimizi, sorun senin beni inancın için tehlike görmen ve benim için bu noktadan sonra hayati bir tehlike olman. bunun tanrı varlığı ile ilgisi yok.
    --spoiler--
    bir diğer tezat ise başlık sahibinin verdiği imansızların icat yaptığı savını müslümanların da icat yaptığına delil olarak verdiğim bakınıza çekirge bir sıçramış iki sıçramış üçüncüsünde "ben müslüman bilim adamları hiç bir şey bulmadılar bulamadılar demiş miyim? dememişim." demiştir. ama asıl tezat, kişilerden bir kişinin verdiği newton einstein örneğinden müslümanlara gönderme yapıp ondan sonra da ben müslüman bilim adamları bir şey bulamadılar demiş miyim" sorusudur. kemal sunal filmindeki maydanoz repliklerine benziyor. - ben demedim. -allah allah ben de demedim. peki kim dedi yav. - ben demedim. - sus lan. sen dedin işte.

    leonardo var demek ki tanrı da var şeklinde özetin özetinin özeti şeklinde bir sonuç çıkartan kişiler aynı zamanda "kuran namaza yaklaşmayın diyor" diyen kişilerle aynı yaklaşımı sergileyen kişidir. maalesef bu düşünce şekli 10 üzerinden 10 verilecek en müthiş filmde başrol oyuncularının sevişme sahnesine kilitlenip kalan ve filmden sonra " x ile y filmde ne güzel sevişti lan" demeye benzer. ya da hayatında daha önce örnekleme ile karşılaşmamış kişidir.
    --spoiler--
    bu iki paragraf tümden bir ergonomi. unutma hastalığı. sus ulana yanıt vermiyorum, cümle o şekidle güzel bağlanmış tebrikler. yazar kendisi önce leonardo görmedim demek ki yok diyor, ben de ben bilemem yok diyen sensin diyorum, ardından da leonardo var demek ki tanrı var diyen kişler diyip beni acuse ediyor işaret ediyor da ben leonardo fikrini ortaya atmadım, saçma bir fikir olduğunu da ben söyledim. ayrıca komiktir ki, einstein sikerim ışığı diyip evine mi gitseydi yani demenin nesi müslüman bilimadamaları yoktur demektir anlamına getirildiğini anlamadım. bu yüksek bir atlama gibi.

    madem öyle belki anlatma sorunu bendedir. ben anlatamadım şöyle anlatayım. newton einstein ibn-i sina kuşçu eşref, hepsi bir tanrıya inanıyorlardı ama yine de abi her şey mükemmel tanrı var demek ki ben de araştırmiim ya demediler. araştırdılar. bu sebeple ya açıklayamıyoruz demek ki siktir edelim gidelim tanrı var demeyi anlamıyorum diyorum.

    aslında var olan buluşların icatların hepsini müslümanlar yapmış olsa keşke, bu benim savımı destekler sadece. adamlar seninle aynı allaha inandıkları halde tutup, biz bunu anlamadık nasıl oluyor acaba diye yerine senin gibi yapıp anlamıyorum tanrı var hadi gidelim buradan dememişler iyi ki diyorum.

    bunu çarpıtmayalım dilersek. anladınız ve işinize gelmedi.
    --spoiler--
    sözlüğe bakarsın ezanın gereksizliği, inananların -sanki kendi beyinleri yokmuş gibi- şıhlarının söylediklerini dinleyen, onların söylediklerini yineleyen sözünden dışarı çıkmayan insanlar olarak sınıflandırılması, kurana muhammedin zırvaları diye aşağılanması, hz muhammet'in mezarını havaya uçurmakla ilgili fantezileri olanların başlıklar açması vs vs vs. bunu yazanlar da çıkıp dese küfretmedim dese saygılı olduğu söylenebilir mi?
    --spoiler--
    (bkz: hz muhammed in kabrini havaya uçurmak/#8689755)

    sanırım yeterli bir yanıt olmuş, o konuda ki bireysel fikrim budur. saygılı değilim, ama saygısız hiç değilim, aradaki farkı anlayabileceğiniz umuyorum. sizin bahsettiğiniz ateizm değildir. sizin şikayetçi olduğunuz şey ateizm değildir. onun adı tanrıya tahta kılıcını kaldırıp yoksun ulen demektir, bana çok saçma gelmiştir her zaman. satanizm mesela; aptallıktır, ille bir şeye tapacaksam, kardeşine değil de abisine tapardım diye düşünürüm. yani tanrı var ve ben onun ayarı verdiği adama tapıyorum demek bence aptalca.

    ateizmin de farklı türleri var sanırım 4 adet, ben kendimin negatif bir ateist olduğumu biliyorum. bunlara bakabilirsiniz.
    --spoiler--
    saygılı olan bir ateist muhammed oturmuş zırvalamış demez. ben allahın var olduğuna inanmıyorum ve muhammedin de peygamber olduğuna inanmıyorum. kuranı kendisinin yazdığına inanıyorum der. (ki ateist olduğunu bildiğim için bunu demesine bile gerek yoktur. ben öyle düşündüğünü zaten biliyorum.)

    benim fikrime olan saygısından dolayı inanmadığı halde peygamber efendimize Hazret diyen ateist ile oturup tartışma şerefine eriştim. şimdi ben bu adamla bana gerizekalı diyen adamı nasıl aynı kefeye koyayım?
    --spoiler--
    ben bana, muhammed epilepsi krizleri neticesinde kuranı yazmış olabilir dediğimde; (buna inanıyorum), "seni doğuran anaya yazık götünden sikeyim onu" mesajı atanları ile de karşılaştım. bunlar bireysel örnekler, yaptığımız tartışma da bir şeyleri ışıklandırmak için kullanmayalım bana kalırsa.

    saygı konusunda;

    (bkz: sözlük hoşgörü kampanyası/#8671850)

    sanırım yine anlatabiliyorumdur derdimi;

    uzatmayalım *

    ben, kendi adıma, islamı çok inceledim ve bunu diğer 2 dinle de karşılaştırdım, gördüğüm sonucu yazacağım açıkça, diğer 2 dinde tebliğ yetkesi yok, bu tebliğin reddi durumunda ne yapılacağı yok, din üzerinde kurulmuş bir emperyal devlet yok. (yahudi devleti var ama yahudilerin tebliği yok) bunları koyunca üst üste islamın inanmayana dair bir tepkisi var ve bu fazlası ile negatif bir tepki, yalnız bu tepki her zaman çok vahşi sonuçlar doğurmuş değil, yine de ortalama islam inanırı kafasında bunu yönlemlendirebilecek kapasitede değil, bu ortalama hristiyan için de böyle aşağılamıyorum tüm insanlığın ortalaması böyle, ve bu ortalama da islamın cihad yapısının diğer toplumlar ve insanlar için bariz tehlikesi ortada.

    benim tebliğ yetkem yok, öyle bir arzum da yok, ama burası bir sözlük ve hepimiz yazıyoruz ben bildiklerimi yazıyorum, açıkçası benim yazdıklarımı okuyup dininden çıkacak müslüman olduğunu sanmıyorum. çıkmış olanın ise geri dönmesine engel olacağımı biliyorum, bu beni sevindirmiyor, üzmüyor, çok umurumda olan bir şey değil.

    islamın yanlış olduğuna olan inanışım islamın yanlış oluşu ile ilgili değil, genel olarak dinlerin hepsinin insan özgürleşmesine engel olması ile ilgili. ben özgür olmak istiyorum, sorunumuz da aslında bu özgürlüğü nasıl tanımladığımız da yatıyor aslında.

    ben özgürlüğü; söylemek istemediğim şeyleri söylememek olarak algılıyorum. söylemek istediğim herşeyi söylemek değil bakın. onları söylemesem de düşünebilirim yazabilirim,bu değil.

    ben muhammede hz demek istemiyorum. ben her gördüğüm insana selamün aleyküm demek istemiyorum, ama bunu benden zorla söylememi bekleyip söylemedim diye saygısız olduğumu iddia edenler var, bunu benim özgürlüğüme bir tehdit olarak görüyorum, ama kendi yaptığım saygısızlık olarak görmüyorum, çünkü ben onun hz muhammed demesine engel olmuyorum, muhammed epilepsi hastasıydı demesi için baskı kurmuyorum,

    umarım saygı/saygısızlık kapsamında bakışımı anlatabilmişimdir. bana saygısız olmanız umurumda değil, ama bana zorla saygı göstermeye zorlamanız umurumda. beni zorla saygılı yapmaya çalışmanız özgürlüğüme engel olmanız demek. ama bana saygısız olmanız böyle bir sonuç doğurmuyor.

    bu sebeple, islamı eleştirdikten sonra yanıt veren kimseye hiç bir zaman, saygılı ol demedim saygı beklemedim, ben islamı eleştirme hakkımı istiyorum, o da bana her zaman küfredebilir, ben saygı beklemiyorum göstermeyeceğinizi de biliyorum.

    pezevenk sözüne dair eleştirim ise, buradan kaynaklanıyor, benim pezevenk deme hakkım var ama senin muhammed deme hakkın bile yok dersen pezevenk derim demek bana ergonomik geliyor ikiyüzlüce geliyor.

    konuya geri dönersek, benim savım;

    > herşey mükemmel demek ki allah var bir iddiadır. ontolojik bir iddiadır bir mantık ve akıl yürütmedir.

    > bu akıl yürütme tarih boyunca çok kez yapılmıştır, burada tanrı yerine allah koymak bunu islamileştirmez. öte yandan çok kez yapılmış olması da islami olarak kullanılamayacağı anlamına gelmez. sonuçta iddia adından bağımsız olarak tek bir yaratıcı ispatı iddiasıdır.

    > tarihsel bir arka planı olduğu için de, tarihte yine buna verilen yanı düzlemde, ontolojik, mantık, akıl yürütme ile yapılmış karşıt iddialar vardır.

    > bunlar aynı yöntemle yapıldıkları için söylenmesinde sakınca yoktur. öte yandan iddiayı kanıtlamaya ya da tersini kanıtlamaya yetmez, çünkü zaten iddianın aslı da bir şeyi ispatlamaz. çünkü

    iddia açıkça;

    1. herşey mükemmeldir
    2. bu kadar mükemmel bir şey ancak dizayn edilmiş olabilir
    3. bu dizayn bilinçlidir
    4. bu bilinç tanrıdır

    demektedir.

    ama;

    1. herşey mükemmel değildir, complextir, karmaşıktır ama mükemmel değildir. (göz konusunda yazdıklarım karmaşıklığı anlatıyor ama mükemmellik sıfır)
    2. hadi mükemmel olsun, dizayn edilmiş olmasını gerektirmez. zaten dizayn edildiğine dair bir işaret yoktur (made in china)
    3. dizayn edilmiş olması bilinçli olduğu anlamına gelmez (kafam güzel resim yapayım)
    4. bilinçli bir dizayn olması ve bir dizayn eden olması, bunun tanrı olduğu anlamına gelmez ( (bkz: demirgious), (bkz: katarlar), )

    öte yandan, birşeyin yokluğu ispat edilemez. hadi size güzel bir şey söyleyeyim; birşeyin kanıtının yokluğu, o şeyin yokluğuna kanıt değildir. bu tanrının varlığının kanıtlanamıyor oluşu yok olduğu anlamına gelmez demek, zaten "there is probably no god, büyük ihtimalle yok" denilmesinin ve negatif ateizmin sebebi de budur biraz.

    ama madem ki bir ısrar var, yok diyorsan kanıtla diye, o noktada islamın yok dediği binlerce tanrının da yok olduğunun kanıtlanması lazım önce, çünkü zaten iddia benden 1400 yıl önce ortaya atılmış durumda, hübelden başlanabilir, lat ve uzzadan başlanabilir.

    farkındayım bunların hepsi karşılıklı iddialar, ama zaten negatif bir ateist olma sebebim de bu, probably ilkesi. bu ilkeyi, akıl, dilbilgisi ve bilimsel yordama olan saygı olarak alınması doğrusudur aaaa probably dedi ya tanrı varsa diye götünden korkusu var olarak almayın, bu hem ergenlik hem saçmalık olacaktır. çünkü evrimin teorisinin de kanıtı yok ama orada da, kanıt yok demek evrim yok demek değildir diyorum zaten,

    bir de çok komik birşey var inanılmaz bir kaos olurdu herhalde; ne yazık ki yanıldığımın, söylediklerimin tümünün yanlış olduğunun, bir tanrının varlığının ve herşeyi yaratmış olduğunun tek bir kanıtı olabilir.

    tanrının gelip hey insanlar ben varım demesi.

    bu benim yanıldığımı gösterir, ama kötü olan şu ki, bu sizlerin de tüm islami isevi yahudi şeriatınızı ve imanınızı da yok eder, çünkü imanınız size tanrınızın böyle bir şey yapmayacağını söyler, sizin inandığınız allah bunu yapmaz.

    yazıyoruz ama kimse okumayacak nasılsa.

    edit: çok fazla, harf hatası vardı düzelttim.
    4 ...
  35. 20.
  36. allahın var olması için herşeyde mükemmellik arayan adamın sevincidir. üreticiyi ıspatlayan şey üretilenin kusursuz olması değil; onun var olması üreticinin varlığı için yeterlidir. microsoft bazen öküzce hatalar vermektedir. şimdi kalkıp bil geyts kardeş yok mu diyelim?
    1 ...
  37. 21.
  38. an itibariyle son entry mi girdiğim; daha önce söyleyeceğimi fazlasıyla söylediğim halde söylemediklerimi (ve hatta düşünmediklerimi dahi) söylemişim (veya düşünmüşüm) gibi gösterilen; söylediklerimin bazısı es geçilen, aradan cımbızla laflarımın seçildiği; iki farklı durum için söylediğim iki farklı şey sanki tek bir ifadeymiş gibi bana tekrar sunulan ve tüm bu sebeplerle fikir teatisi prensiplerine uymadığı için daha fazla vaktimi harcamayı gereksiz gördüğüm önerme.

    1. öncelikle bazı şeyleri açıklığa kavuşturmakta fayda var. islamcı nedir? islam mı alır islam mı satar? din bilimlerinde uzmanlaşan ve kendisine islam dinini çalışma sahası olarak seçen bilim adamı mıdır? nedir islamcı vıdı vıdısı? amiyane tabire de inecke olursak islami konuda hassasiyeti yeterli ölçüde yerleşmemiş kimselerin islami şeriat kanunlarını geri getirmeye uğraşanlara yakıştırdığı tabir midir? eğer söz konusu kişi kendisine bir çerçeve belirlememişse, kişi yapar tanımını, ve karşısındaki söz konusu kişinin bu tanıma yakın olduğunu belirtir ve başına "bence şöylesin" veya "bence şu tanım ayakın hareket ediyorsun" der. karşısındakine de cevap hakkı tanır. karşısındaki söz konusu kişiden de onay alırsa bu tabiri kullanmaya devam eder.

    yukarıda kendi bilgim dahilinde yapmaya çalıştığım islamcı tanımlarına göre ben bir islamcı değilim. ben Allah'a inanan ve "Elhamdülillah müslümanım." diyen liberalizme yakın bir düşünce yapısı olan bir bireyim. (liberalizmin kökü olan liberty yani özgürlük kökünden yola çıkarsak özgürlüğün tanımı karşısındakinin özgürlüklerine müdahale ettiği noktada özgürlük biter diyebilirim. bu tanım geçerli sayılmak şartıyla kendim için liberal diyebilirim. yine de kendimi çerçeveleri belirli dünya görüşlerinden herhangi birisini seçerek sınırlandırmak istemediğimden dolayı liberal demiyorum diyemiyorum. zira elimden geldiğince her görüşe veya en azından ifade edilmesine açığım.)
    (#8489654)
    (#8673721)
    (#8508405) (körü körüne din ile ilgili her şeyi savunmadığımı kanıtlamak adına)
    (#8563662) (allah rahmet etsin. yapanların da cezasını versin)

    2. kimilerinin ergonomi sözcüğünün anlamını öğrenmeye acilen ve şiddetle ihtiyacı var.

    3. ben istisnasız her lafımın arkasındayım. ne demişim?
    --spoiler--
    tanıdığım ve karşılıklı saygı çerçevesinde tartıştığım ateist arkadaşlarım oldu ama bu sözlükteki kadar pezevenk ateisti bir arada görmediğim için nasıl karşılık vereceğini bilemiyor insan.

    ne? saygılı mı olayım? saygılı ol saygı gör. efendi ol efendi bul.

    ateistler için edited by teyology: kullandığım ifade son derece nettir. sözlükteki tüm ateistlere laf atmıyorum. saygı sınırlarını aşanlar için kullanıyorum.
    --spoiler--
    yazım 15 temmuz 2010 tarihli. gönül isterdi ki edit tarihini de görebilelim ama heyhat. bazı entrylerde bu sözün kendisini hedef almışçasına yazılmış olduğunu düşünenlerin olduğunu gördüğümde aklımda yanlış kalmadıysa 16 temmuz tarihinde değiştirdim (herhangi bir ifadeyi değiştirmeden ekleme yaptım.
    --spoiler--
    ekleme: saygı çerçevesinde fikir teatisinde bulunan ateistleri her zaman tenzih ederim. inanan insanların kutsallarına saygısızca davranan ve küfreden ateistlere pezevenk dedim. yine de diyorum.
    --spoiler--
    karşılığında aldığım yanıt ise şu oluyor.
    --spoiler--
    umarım gördüğü ateiste kısaca pezevenk diyen özürlü kardeşimiz takip edebiliyordur anlattıklarımı.
    --spoiler--
    bense inatla diyorum ki ben şahısları hedef almam. (lafım ortaya diyorum. kalabalığa metin diye bağırıyorum. adın metin değilse sen dönüp bakma diyorum. adın metin değilse niye bakıyorsun diyorum. amiyane tabirle yarası olan gocunur diyorum.) bunu ne şekilde demişim peki?
    --spoiler--
    ekleme: saygı çerçevesinde fikir teatisinde bulunan ateistleri her zaman tenzih ederim. inanan insanların kutsallarına saygısızca davranan ve küfreden ateistlere pezevenk dedim. yine de diyorum. (14 numaralı entrymin sonunda)
    --spoiler--
    bunun arkasında durduğumu da 20 numaralı entrymin ilk paragraflarında söylediğim şu cümle ile perçinlemişim.
    --spoiler--
    sözlük ortamı olduğu için üstteki entrylere cevap niteliğinde yazmadım hiç. her daim genelleme yaptım. saygı çerçevesini aşan ateistlere söylediklerim de buna dahil, önermeye önerme ile karşılık verilmesine de öyle. ama birileri üzerine alınmış. sen saygılıysan sözüm seni kapsamaz anlamı çıkmaz mı? niye celalleniyorsun ki?
    --spoiler--
    aynı entrymin sonuna ise şunu eklemişim.
    --spoiler--
    yav bırak inanmıyorsan inanma arkadaş. cehennemin dibine o zaman. senin inancın sana benim inancım bana. bakıyorsun genelde ateistler provake ediyor. kutsallara sayıyor sövüyor. karşılık görünce hani nerde hoşgörü diyor. peh. (bu edit genelleme içermektedir. kimseyi hedef almamaktadır.)(paranoyak oldum ya kimse üzerine alınmasın diye yazdıklarımı)
    --spoiler--
    yav bu kadar ısrarla "ben sana ona buna nokta atışı demedim onu. ben lafımı ortaya yazıyorum. insanların hassasiyetlerinin olduğu noktada kutsal saydığı şeylere karşı terbiye sınırlarının dışına çıkan, kutsalları çiğnemeye çalışanlar pezevenktir." dememe rağmen ısrarla "sen bana pezevenk dedin. çünkü bunu benim entryimden hemen sonra dedin" diyen varsa ya provoke edip, kızdırıp üslubumu yanlış bir hale getirmeme çalışmaktadır, ya da benim yazdığım her şey boşunadır. kişi bir düşünceye saplanınca başka şeyi görmemektedir.

    4. gelelim tezatlara

    a)
    --spoiler--
    şimdi iddia makamına diyorsun ki, bak bu senin dediğinin adı aslında argument from design ve bunu ilk çıkaran skolastik dominiken papaz aziz thomas -st. thomas aquinas -, somme theologique kitabında yazmıştır. sonrasında descartes falan hep bunu anlatmış ve bunun karşı argumanları da var. zaten bu thomas bildiğin halde hristiyan ortaçağını başlatan adam, o kadar uçta ve sana karşı. sen hem bu adamın izinden gidiyorsun hem de ben sana bu felsefi varlık ispatı karşısında yüzyılalr boyunca ortaya konulmuş karşıt ispatları sunuyorum.
    --spoiler--
    özellikle "hristiyan ortaçağını başlatan adam, o kadar uçta ve sana karşı. sen hem bu adamın izinden gidiyorsun hem de ben sana bu felsefi varlık ispatı karşısında yüzyılalr boyunca ortaya konulmuş karşıt ispatları sunuyorum." kısmına dikkat!

    şimdi benim buradan çıkarttığım mana şu. bu dediğini falanca kişi kişisi demiş.(evet?) sonrasında filanca fişmekanca kişiler de bunu anlatmış ve karşı argumanları da var. (tamam?) zaten bu kişi hıristiyan ortaçağını başlatmış birisi ve fanatik ve sana karşı (peki?) sen hem bu adamın izinden gidiyorsun hem de ben sana karşı ispatlarını sunuyorum (aha film koptuuuuu.)

    benim buradan çıkarttığım manalardan bir tanesi de benim bana karşı düşüncedeki birinin düşünce sistemini onaylıyor olmama gönderme yapılmış olduğu.

    ben söylediğimin yine arkasında durmuşum ve demişim ki "insanları belli kalıplar içerisine itmek neden? papaz buldu diye neden kullanmayayım (ki kullanmıyorum). arabaya bilmem neye gavur icadı deyip kullanmamamak ne diye?"

    karşılık olarak "şimdi entrymde basitçe diyorum ki, bu başlık güzel bir başlık, bahsedilen şeyler felsefenin içinde yüzyıllardır varolan şeyler ve karşıt iddialar da var deyip iddianın tarihini sunuyorum. kimseye bu adam hristiyan bir papaz onun iddiasını neden buraya koydun demiyorum. öyle demişim gibi yanıt verilerek sözlerimin alçaltılmasını talihsiz bir ergonomiye bağlıyorum. (yine ergonomi) (lütfen okuduğunu anlayabilme yetisine sahip 100 kişiye bu başlıkta entrylerin geldiği gibi orijinal haliyle okut. önden herhangi bir bilgilendirme yapma. yönlendirme olmasın. 100 kişiden bir kişi bile benim dediğim mananın çıktığı düşüncesine kapılmazsa ben senden özür dileyeceğim yanlış anladığım için.)

    b)
    spoiler verilirken bir paragrafım atlanmıştır (cımbızla diğer kısmı çekilmiştir.) ne demişim burada?

    "inanan insanla inanmayan bir insan arasındaki fark nedir? çıkış yerleri farklıdır. hipotezlerini kurarken bir tanesi allah vardır der. sonra kanıtlarını aramaya başlar. evrende baktığı her noktada bunun kanıtlarını görür. evrenin düzenini görür. ve bir yaratıcının varlığına delil olarak inanır. demogoji yapmaya gerek yoktur. benim üst entrylerde de söylediklerim aynıdır. bu bir inanç meselesidir. tek fark çıkılan hipotez farklıdır."

    arkasından eklemişim (önceki paragraftaki tanım atlanırsa bu paragraf askıda kalacak olduğundan dolayı diğer kısmı es geçilmiştir.)

    ateistlerin söylediği bir diğer şey de "allahın yokluğunu ispat etmek gibi bir zorunluluğumuz yok." e be güzel kardeşim. madem öyle benim yaptığımı yap benim hipotezimle yola çık. ispatları bulamazsan benle de paylaş. ama yine aynı yere çıkıyoruz. bu bir inanç meselesi. sen de olmadığına inanıyorsun. bilimsel araştırmalarda bir durum veya zıttı ispatlanamıyorsa ya da reddedilemiyorsa... yapabilecek delilin olsaydı yokluğunu da ispatlardın. kaçmaya çalışmanın alemi yok."

    bu cümle cımbızlandıktan sonra ikinci paragrafına cevap olarak şu cevap gelir ki benim söylediğim şey bu değildir. ya anlaşılmamıştır ya da demogojiye getirilmeye çalışılmıştır. (demogojiye kısaca laf salatası diyecek olursak bu salatanın limonu ve tuzu unutulmuş)
    --spoiler--
    bir şeyin yokluğunun nasıl ispat edileceğine dair hiçbir fikrim yok. ama fikir yürütebilirim. bunu da burada yapıldığı gibi yaparım. çünkü burada tanrının var olduğunun ispatı için akıl yürütülüp biraz da çekiştirilmiş ucundan.
    --spoiler--
    güzel de ben allah'ın yok olduğunu ispat et demiyorum ki kimseye. benim hipotezim allah var. baktığım her şeyi buna delil olarak görüyorum. (sanırım ergonomi sözcüğünden sonra hipotez kelimesinin de anlamına bakılması şart.) bilimsel manada düşünürsek bir sorunun cevabını bulmak için (fen bilimleri alanında da sosyal bilimlerde de) hipotez bir önermenin doğruluğu veya yanlışlığını ispat etmek için olmazsa olmazdır. herhangi bir ateist allah yoktur demesin. alsın benim hipotezimi kullansın. (güya desin içinden) allah var desin. sonra buna kanıt aramaya başlasın. allahın varlığını kanıtlamaya çalışsın. inanan insanların kanıt olarak gördüğü noktalardaki farklarını sunsun. al sana allah'ın olmadığının kanıtı.

    c) çok uzun bir önerme var ki arasından cımbızlama yapmak istemiyorum. yoksa eleştirdiğim hatayı kendim yapmış olurum hepsini de alıntılamak sözlüğe gereksiz yük bindirecğei gibi entrynin de okunurluğunu alıp götürecektir gereksiz yere uzatarak. adım adım yanıtlayalım.

    hepsinden önce mükemmel kelimesinin tanımıyla kavram karmaşası yaratılmaya çalışılmaktadır. 50 gram ağırlığındaki bir tabancanın üzerindeki reseptörle güneş ışığını topladığını ve depoladığını, 5 saniyelik güneş görmesiyle elde ettiği enerjiyi depoladığında bile bu enerjinin 5 ay boyunca yetecek enerjiye karşılık geldiğini, bu tabancanın herhangi bir cephane sorunu olmadığını çünkü havadaki gazlardan kendisine cephane ürettiğini, bu cephanenin atımında bir geri tepme olmadığını, atılan cephanenin atıcının gözleriyle güdümlendiğini, hedef bir tank dahi olsa vuurlduğunda imha ettiğini, hedef imha edildiğinde ortaya herhangi bir şarapnel sorunu çıkarmadığını sadece hedefi imha ettiğini varsayalım. (ütopik bir silah değil mi) bir silah olarak ondan beklenen her şeyi karşıladığına göre bu silah mükemmeldir. kendisinden beklenilen görevi kusursuz bir şekilde yerine getiren her araç mükemmeldir. şirin olmasına, güzel olmasına insanlık için ulvi değerler taşımasına gerek yoktur. bir arı da mükemmeldir. bilim adamlarının arının uçmasını fiziksel olarak açıklayamıyor olması mucizevi bir şifa kaynağı olan balı üretmesi çiçekleri taşıdığı polenlerle döllemesi ve doğadaki dengeyi sağlaması, yuvalarını talan eden eşek arılarına karşı kanatlarını çok hızlı çırparak ürettikleri ısıyla eşek arısını öldürmeleri vs mucizevi olaylardır. arılar bir tasarım harikasıdır. mükemmeldir. ama arılar da sokar. insanlara zarra verebilir. bu mükemmelliklerinden zerre kadar bir şey götürmez. kendisinden beklenilen görevler bellidir. evet inekler de uçamaz. ama süt verirler etinden faydalanılır. kuşlar uçar ama süt vermez. ama yine de hepsi mükemmeldir. kendisinden beklenilen görevleri yerine getirirler.

    kabenin tarihçesine bakalım.
    --spoiler--
    Kuran'daki açıklama, Kabe'nin yapılışı hakkındaki rivayetlere göre, Hz. Adem ile Havva cennetten çıkarıldıkları vakit yeryüzünde Arafat'ta buluşurlar, beraberce batıya doğru yürürler.Kabe'nin bulunduğu yere gelirler. Bu esnada Hz. Adem, bu buluşmaya şükür olmak üzere Rabbine ibadet etmek ister ve cennette iken, etrafında tavaf ederek ibadet ettiği nurdan sütunun tekrar kendisine verilmesini diler. işte o nurdan sütun orada tecelli eder ve Hz. Adem, onun etrafında tavaf ederek Allah'a ibadet eder. Bu nurdan sütun Hz. Şit zamanında kaybolur, yerine bir taş kalır. Bunun üzerine Hz. Şit, onun yerine taştan onun gibi dört köşe bir bina yapar ve o siyah taşı binanın bir köşesine yerleştirir. işte bugün Hacerül Esved diye bilinen siyah taş odur. Sonra Nuh tufanında bina kumlar altında uzunca bir süre gizli kalır. Hz. ibrahim Allah'ın emri ile Kabe'nin bulunduğu yere gider. Oğlu ismail, annesi ile birlikte orada iskan eder. Sonra ismail ile beraber Kabe'nin yerini kazar. Hz. Şit tarafından yapılan binanın temellerini bulur ve o temellerin üzerine bugün mevcut olan Kabe'yi inşa eder. Ayette “Beytullah'ın temellerini yükseltiyor” cümlesi bunu ifade eder.” (Bakara Suresi – Ayet no: 127)
    --spoiler--
    piramit mi yok Allah için yapılmış. al sana kabe.

    yanlış bilinen durum ise piramitlerin tanrılar için yapıldığı zannıdır. piramitler firavunların ve devletin diğer önde gelenlerinin mezarlarıdır.

    dinozorlar sevimli değillerdir. ama kendilerindne beklenilen sevimli olmaları değil dünyadaki dengeyi sağlamalarıdır. (sinek de sevimli değildir. ama sinek populasyonu biterse zincirleme şekilde birbirine giren dünya üzerindeki yaşam.)

    islam inanışına göre islam, hıristiyanlık, yahudilik dinlerinin inandıkları ilah aynıdır. o da allah'tır. bu konuda demogoji yapmaya değilmiş gibi göstermeye çalışmaya gerek yoktur. komik duruma düşülür sadece.

    yunan mitolojisinde ve mısırda inanılan çoklu tanrı inancındaki tanrıların yokluğunu ispatlamak için uzunca bir kitap yazmak lazım. ama çok özet bir şekilde şu denilebilir. (hipotezimiz bu tanrılar var) çok kısıtlı bir hayal gücüyle bu tanrılar insan suratinde tasvir edilmiştir. insanlar gibi yemek yeme içme ihtiyaçları vardır. aralarında cinsellik yaşarlar. doğururlar. (hadi diyelim ki buraya kadar sorun yok) aralarında iş paylaşımı yapmışlardır. dünya üzerindeki toplumların kendi içlerinde ve aralarındaki ilişkileri,(aşk, savaş, ticaret, tarım, doğum, ölüm, sağlık vs vs) bazı doğa olaylarını (nil nehri, yağmur, rüzgar, vs. vs) tanrılar idare etmektedir.

    ama bu çok tanrılı dinlerin açıklayamadığı şey başlangıcı olan bir şeyin sonu da olacağıdır. hadi bunu es geçtik. bu tanrılardan herhangi birisini ele alacak olursak doğumuna kadar dünya üzerinde onun yetki sahasındaki ilişkiler nasıl gerçekleşmekteydi. hadi diyelim o da oldu. doğan ama ölmeyen ve sürekli olarak çoğalan bir tanrı populasyonu doğru olsaydı bugün kişi başına 5-10 tanrı düşerdi ki aralarında nasıl anlaşacaklardı?

    ya onu da geçtik bu tanrılar insanlarla da cinsellik yaşadıklarına göre (herkülün doğumu) dünya yaşanmaz bir yer haline gelecekti.
    geçelim.
    --spoiler--
    bilimselliği de götünden anlamaya gerek yok, bilim varlığı gözlemlenebilen bir şey için, bir iddia sunar önce, der ki bu iş bence böyle oluyor. sonra bu iddiasını tekrarlanabilir benzer değerlerle ölçülerle denemelerle kontrol eder, tutuyorsa böyleymiş evet der, tutmuyorsa acaba nasıl deyip başka bir iddiaya yönelir.
    --spoiler--
    --spoiler--
    bu konuda bir şey söylemeyeceğim, yazarımızın bilimin ne olduğu konusunda hiçbir fikri olmadığı belli çünkü.
    --spoiler--
    bu paragraf baltanın taşa vurulduğu paragraftur aslında. yüksek lisans diplomasına sahip bir yazar olarak şunu iddia edebilirim ki (eğer iddia sahibi kişi doktora mezunu değilse,) bizzat içinde görev aldığım veya yazımında görev yapmış olduğum bir kaç ona tane proje, makale, kongre sunumları vs ile, çorbada tuz miktarında da olsa yardımım olan başkalarına ait yayınlarda yardımcı olmam ve okuduğum 1000lerce bilimsel makale sayesinde iddia sahibinden daha fazla bilgi sahibiyimdir bilim ve çalışma algoritması hakkında.

    bilim başta hipotezini kurar. der ki bu böyledir. deney ve/veya gözlemlerle ispatlamaya çalışır. doğrularsa evet der bu doğrudur. doğrulayamazsa çalışılan konunun durumuna göre yalanlayabilir ya da en azından bunun böyle olduğu her zaman açıklanamaz der. (olasılık koyar ama reddetmez.) bilim budur.
    geçelim.

    bilimin var olduğunun net bir şekilde görülebilen şeyleri araştırdığını sanmak bilgi eksikliğinden kaynaklanmaktadır. sosyal bilimler (her zaman) elle tutulan gözle görülen "varlıkları" araştırmaz. suret aramaz. kavramı tartışır. (özetle felsefe de bir bilimdir.)

    tdk der ki:
    neden: Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep.
    nasıl: Bir işin ne biçimde, hangi yolla olduğunu belirtmek için kullanılan bir söz.

    bilim bir şeyin sadece nasılını değil nedenini de açıklar. aynı yer çekimi örneğini kullanırsak sadece nasılı açıklanmış olsaydı yer mi çekiyor gök mü itiyor sorusunun cevabı yer çekiyor denmesiyle sona ererdi. ama nedenine girildiğinde tüm kütlelerin birbirini çektiği, dünyanın kütlesinin üzerindeki kütleleri çektiği yorumuyla nedenine de girilmiş ve ancak bu şekilde açıklanmıştır.

    asıl yazarımız bilim hakkında ufacık da olsa bilgisi olsaydı benim ne demek istediğimi anlardı. ben ısrarla aynı şeyi söylüyorum. "hipotez" diyorum. benim hipotezim bir yaratıcı vardır. sonra gözlemlere başlıyorum. kainattaki eşsiz dengeyi, bir ağacı bir kuşu bir arıyı bir sineği, insanın ufacık bir tek hücreden karmaşık bir organizmaya dönüşmesini, aynı hücreden oluşan dokuların, yapılarının ve görevlerinin farklılık arz etmesi, her bir organın çalışmasını ayrı ayrı ele aldığımızda bunun tesadüfle olamayacak kadar karmaşık olması, hücreye girdiğimizde hücrenin çalışma prensibi, düşünme yetisi olmayan bir tek hücre içinde dahi bir irade varmışçasına karmaşık organel işlevleri ve bunların tesadüflerle açıklanamayacak kadar karmaşık olması (örnekler sonsuza götürülebilir)

    eğer ki kişi tanrının yokluğu ispatlayamıyorsa o zaman bilimsel olarak varlığını yalanla. tanrı vardır hipotezini al, onbinlerce örnek içerisinden benim yukarıda saydığım 8-10 örneği başka yollarla açıkla bitir işi. ben seni futbolda yenerim diye iddia ediyorsam ispatını futbol yoluyla ararım. ki istediğim de budur. ama ben seni futbolda yenerim önermesine bana ben de seni basketbolda yenerim önermesiyle karşılık veriliyorsa sorun kimde? önce futbol maçımızı yapalım, basketbol da oynarız.
    geçelim.

    mükemmellik üzerine kavram karmaşasına yukarıda değindiğimize göre gözün kısıtlı olmasının onun mükemmelliğinden hiç bir şey götürmediğini söyleyebiliriz. zira göz ondan beklenilen görevi kusursuz yerine getirmektedir. kaldı ki bir insanın gözü ile bir kartalın gözü ve bir köstebeğin gözü bir değildir. bir insanın kulağı ile en ufak bir tıkırtıya irkilen tarla faresinin kulağı bir değil.
    --spoiler--
    sorun senin beni inancın için tehlike görmen ve benim için bu noktadan sonra hayati bir tehlike olman. bunun tanrı varlığı ile ilgisi yok.
    --spoiler--
    inanılmazsın. müthişsin.

    yobaz kelimesinin anlamına baktığımızda saplantılı fikri olan kişi demektir. beni yobazlıkla suçlayan kişi yobazlık yapmaktadır. ben özgürlükçü düşünelim inanan inansın inanmayan da inanmasın. sadece karşılıklı saygılı olsunlar diyorum, kişi benim için hayati tehlikesin diyor. (aslında gece siyah pelerinimi ve maskemi takıp sokak sokak ateist kesiyorum. şimdilik 358 leşim var.)
    --spoiler--
    ben demedim. -allah allah ben de demedim. peki kim dedi yav. - ben demedim. - sus lan. sen dedin işte.
    --spoiler--
    yukarıdaki konuşmanın tamamı kemal sunal filminde geçmektedir. sus ulana yanıt vermiyorum demenin alemi yoktur çünkü bunu kemal sunal filminde söylemiştir. kayınbiraderi rolündeki dinçer çekmez e söylemiştir. ha eğer sen dinçer çekmez isen de muhatap kişi ben değil kemal sunaldır.

    ]
    --spoiler--
    yazar kendisi önce leonardo görmedim demek ki yok diyor, ben de ben bilemem yok diyen sensin diyorum, ardından da leonardo var demek ki tanrı var diyen kişler diyip beni acuse ediyor
    --spoiler--
    peki aslında ne olmuştu?
    1. ben geniş bir örnek verdim. ironi yaptım leonardo yok resim kendi kendine oluştu dedim. sonra da örneği genişlettim. dedim ki bir resmin dahi kendi kendine oluşacağına inanmayan ateistler o resimden milyarlarca kez daha karmaşık olan evrendeki her bir olgunun kendi kendine yürüdüğüne ve dahası oluştuğuna inanmaktadır dedim.
    2. bana cevaben bir suçlama geldi. bu ne aymazlıktır leonardo var demek ki allah da var dediğim öne sürüldü.
    3. ben de dedim ki o kadar geniş örnek veriyorum arasından kişi sadece bunu anlayabilmiş demek dedim.
    4. şimdi de leonardo var tanrı da var diyen kişiler diyormuşum ben başkalarını suçluyormuşum. (acuse etmek nedir ya? illa ingilizce yazılacaksa iki c ile accuse diye yazılabilir ki accuse etmek yine olmuyor.)

    çarpıtma, demogoji, cımbızlama had safhada.
    neyse ya geçelim.

    bir tezat daha:
    oluş sıralamasına göre şu şekilde gerçekleşmiştir.

    yapılan ek açıklamayla yüksek atlama derdinden kurtarıldığım için teşekkür etmek isterim. (yutmadık ama hadi neyse)
    --spoiler--
    aslında var olan buluşların icatların hepsini müslümanlar yapmış olsa keşke, bu benim savımı destekler sadece. adamlar seninle aynı allaha inandıkları halde tutup, biz bunu anlamadık nasıl oluyor acaba diye yerine senin gibi yapıp anlamıyorum tanrı var hadi gidelim buradan dememişler iyi ki diyorum.
    --spoiler--
    pes diyorum.

    peki ben aslında ne demişim (hem de kaç sefer)

    1.gerçek müslüman (kör cahilleri tenzih edersek) ilimi gereksiz gören insan değildir. aksine evrende var olan bütün bilim dallarının allah'ın eseri olduğunu kabul eden insandır. nitekim allah evrendeki her şeyi bir sebep sonuç ve nasıl ilişkisinde yaratmıştır. gerçek müslümanın görevi bu ilişkiye kafa patlatıp neden nasılını ve sebep sonucunu çözme gayreti içinde olması gerekir. nitekim önceki entarimde bakınız attığım bir diğer alıntı entarimde de bunu başarmış müslüman bilim adamlarının gerçekleştirdiği buluşlar listelenmiştir. (bu başlıkta 14 numaralı entry)
    2.ben açıklayamıyorum anlamıyorum da demekl tanrı var diye de düşüünmüyorum. bu bir inanç meselesi. ben allah'ın varlığına ve her şeyin onun yarattığı sebepler dahilinde olduğuna inanıyorum. bunu diyen ateist ya da deiste de soruyorum sen sankli aksini açıkladın da inanmadık mı? (14 numaralı entry)
    3.inanmayan bir insanın bir yaratıcı yoktur hipotezinden farklı olarak allah vardır hipotezini ispatlamak üzerine yola çıkan ve kainatta gördüğü her dengeyi bir yaratıcının varlığına delil olarak gören kişinin söylemidir.(20 numaralı entry)
    4. inanan insanla inanmayan bir insan arasındaki fark nedir? çıkış yerleri farklıdır. hipotezlerini kurarken bir tanesi allah vardır der. sonra kanıtlarını aramaya başlar. evrende baktığı her noktada bunun kanıtlarını görür. evrenin düzenini görür. ve bir yaratıcının varlığına delil olarak inanır. demogoji yapmaya gerek yoktur. benim üst entrylerde de söylediklerim aynıdır. bu bir inanç meselesidir. tek fark çıkılan hipotez farklıdır.(20 numaralı entry)

    ya bu kişi hala bana diyorsa ki "anlamıyorum tanrı var diye düşünüyorsun" pes diyorum.
    geçelim.

    bir konudaki fikrini saygı sınırları içerisinde belirten bir ateiste ağza alınmayacak küfürlerle karşılık veren dengesiz şerefsizin önde gidenidir. ayıbı kendisini bağlar. bunu yapan kişiye aynı karşılığı veririm. ama sonra da atesit kişiye de döner iddiasının bir dayanağı bir ispatı olup olmadığını da sorarım. fikirlerine katılmam ama fikirlerini söylemesini de sonuna kadar desteklerim.

    yahudilik zaten son derece yozlaşmış bir ırk dinidir. kökenleri israiloğullarına dayanan ırktan başkasını yahudi olarak görmezdikleri gibi diğer tüm insnaları da kendilerine hizmet etmesi için gönderilmiş varlıklar olarak ele alarak hayvanlarla bir görürler. tebliğ tabi ki yoktur.

    hıristiyanlıkta tebliğ yoktur diyen kişiye ise galilei nin hikayesini okumasını söylerim. bunu diyen kişi ispanyadaki yahudilerin hayatlarını 1492 yılındaki elhamra kararnamesini bilmediği aşikardır. haçlı seferleri neyin nesidir peki.

    aslında bir bakıma doğrudur. hıristiyanlıkta da tebliğ yoktur. imha vardır.

    cihad demek toprakların fethedilmesi ve oradaki halka tebliğ edilmesinden ibaret. tebliği kabul etmeyen kişilerin akibeti de malum. osmanlı toprakları içerisinde yaşayan onca gayri müslim yüzyıllarca hiç bir sorun yaşamadan hayatlarını idame ettirmişlerdir.

    peygamberime hz diyen ateisti saygının had safhası noktasında bir örnnek olarak verdim sadece. ben kimseye muhammed diyemezsin hz diyeceksin demedim. selamun aleykum diyeceksin de demedim. demeyen demesin umrumda da değil. zaten saygı/saygısızlık da bundan ibaret değil. ben kimseyi hedef de almadım onlarca kez de bunu söyledim. ben lafımı ortaya söyledim. saygılı kişi de üzerine alınmasın. ateizmi savunma modunda ateizme toz kondurmama adına ateizm milliyetçiliği yapmaktaysa bunu da açıkça söylesin kişi. ama olayı şahsi baza indirmesin.

    yine de bir liste yapalım.

    1. kafası bazı şeyleri almamaktadır. almadığı şeyler içinde bunlar mükemmel deyip...
    2. sözlük dincisi
    3. sözlük islamcısı
    4. yahu hakiki anlamda beyinsel bir arıza yaşamayan kimse böyle bir yanıt veremez
    5. ... okuduğunu çok iyi anlamak ve sonrasında lafı çevirmek için taklalar atmak. o kadar çok takıyyeden sonra...
    6. bunlara da karşıt önerme diyip çıkabilirsin kafan güzel nasılsa.
    7. sözlük islamcıları
    8. sen o alan sana yetmediği başkasına sırnaşmayı tercih ettiğin için
    9. her zaman söylüyorum, islamcı ergonomisi ve ikiyüzlülüğü diye bir şey var,

    sadece bu başlıkta 3 entryde bulduğum ve tekerrürlerini yazmadığım hakaretler. daha ince arasam daha fazla da bulurum sadece göz gezdirirken gözüme çarpanlar bunlar.

    bak hiç küfürsüz hakaretsiz yanıt yazıyorum iki seferdir. sen de tutup saygılı davran demeye devam ediyorsun. ve arkasından pezevenk diyorsun. benim umrumda değil bana ne dediğin de; bu mudur saygıdan anladığın?

    komik.

    ha hemen şunu da belirteyim:
    --spoiler--
    (bkz: sözlük hoşgörü kampanyası/#8671850)
    --spoiler--
    herkesin uyması gereken bir üslup. tebrik edilesidir.

    yine yeni yeniden eleştiri yapma özgürlüğü ile hakaret etme özgürlüğünü karıştırdığımızda özgürlüğün tanımı adama yumruğunu atar. özgürlük başkalarının özgürlüğüne müdahale ettiği yerde son bulur. islamı eleştirme hakkını istemeye gerek yoktur. islamı ben dahil herkes eleştirir. ama eleştirmek için önce bilmek ondan sonra da objektif olarak irdelemek gerekir. tezat bulduğunda eleştirirsin. ha ben bunları yapmıyorum bilimsel yöntem kullanmıyorum yine de eleştirmek istiyorum dersen keyif yine senin. tek ve yeter şart saygı çerçevesi ve hakaret edilmemesi. bunu yapan kimse zaten benim "pezevenk" olarak tanımladığım kişilerden değildir.
    geçelim.

    kavram karmaşası yaratılan nokta şu:
    tümden gelim:
    tüme varım:
    her şey mükemmel demek ki allah var.
    allah var o yüzden her şey mükemmel.

    bir tanesinde baştan körü körüne allah var dersin gördüğün her şeyi (mantıklı mantıksız) allahın işine akıl sır erdirilmez dersin (cahil işi)
    diğerinde de hiotez kurarsın. allah var mı yok mu sorusuna mantıklı cevap ararken gördüğün her şeyin olağanüstü bir teknoloji gerektirdiği, bunların kendi kendine tesadüfler sonucu oluşamayacağına kanaat getirirsin. hadi diyelim ki kainat tesadüfler dahilinde dengede duruyor. canlılar zaten var olan elementlerin birleşiminden kendi kendine oluştu. madde nasıl oluştu sorusunu cevaplayamazsın.
    --spoiler--
    1. herşey mükemmel değildir, complextir, karmaşıktır ama mükemmel değildir. (göz konusunda yazdıklarım karmaşıklığı anlatıyor ama mükemmellik sıfır)
    2. hadi mükemmel olsun, dizayn edilmiş olmasını gerektirmez. zaten dizayn edildiğine dair bir işaret yoktur (made in china)
    3. dizayn edilmiş olması bilinçli olduğu anlamına gelmez (kafam güzel resim yapayım)
    4. bilinçli bir dizayn olması ve bir dizayn eden olması, bunun tanrı olduğu anlamına gelmez ( (bkz: demirgious), (bkz: katarlar), )
    --spoiler--
    1. mükemmeliğin tanımını kavram karmaşası dışına çıkartarak kendisinden beklenilen görevleri yerine getirmek anlamında düşünürsek (yukarıda verdiğim silah örneği) gözün hem karmaşıklığını hem mükemmelliğini anlatır.
    2. dizayn edildiğinin alternatifi ateizm tarafından sunulmamıştır bugüne kadar. tesadüflerle açıklamaya çalışır. ama daha önce verdiğim resmin tesadüfen oluşmasına inanılmayıp kainatın kendi kendine bu kadar kusursuz olmasına yanıt vermekte yetersiz kalır.
    3. dizayn edilmiş olması bir dizayn edenin varlığının ispatıdır. bunda nasıl bir bilinçsizlik aranır anlamadım.
    4. bilinçli bir dizayn olduğunu ve bir dizayn edenin olduğunu kabul ettik diyelim. bu tanrı değildir. dedik. alternatif yanıt gerektirir. ben yanıt vermiyorum ispat etme zorunluluğum yok diyen olursa da bu yol yol dğeildir. bu kişinin ateist olması mümkün değildir. (en azından ateizm akıl yoluyla açıklamaya çalışır. hem açıklayamayıp hem ateizmi savunan kişinin içinde aslında inanç vardır da inkar eder. inattır bu sadece)(kimse hedef alınmadı genelleme yapıyorum)

    aslında mükemmel bir hipotez. adım adım
    tanrının hey insanlar ben varım diyerek ortaya çıkadığı müddetçe varlığına inanmamak benim zaten en başından beri söylediğim şeydir. (20 nolu entry)
    --spoiler--
    yav bırakın işte "ben gözümle görmediğime inanmam arkadaş" deme mertliğini gösteremiyorsunuz. çünkü insan gözünün beyninin ve diğer duyularının ne kadar kısıtlı olduğu yüzünüze söylendiğinde kalakalıyorsunuz öylece. o yüzden bu kadar demogoji.
    --spoiler--
    oldukça uzun bu entryi girerken 2 sekmede birinde okuyup diğerinde yazdım. bitirmeme yakın yanlışlıkla yazdığım sekmede başka site açıp geri döndüğümde ilk şeyreğinin saklandığı sonrasının olmadığını görünce epeyi hayal kırıklığına uğradım. ama oturdum bir daha yazdım.

    herhangi bir hususu atlamadığımı zannediyorum. aradan cımbızlamak kesme birleştirme yapmadım. objektif bir anlatım kullanmaya özen gösterdim.yeniden bu başlıkta yazmayacağımı bildirmemin sebebi yazılan diğer entrylerde bu ilkeye uyulmaması. uyularak verilen cevaplar baştacı olacaktır.
    3 ...
  39. 22.
  40. kendisine gayet makul bir yordam ile yazdıklarını kopyalayıp tek tek yanıt vermek olan bu yordamı sözlerimi çarpıtmak olarak alan kafalar oldukça sözlükçe işimiz zor.

    üstüne de verilen cevabın yeterliliği sadece kendi veriyor olduğu önermenin yöntemi ile bile yeterl iiken hayır hayır cevap vermiyorsunuz demek de saçmalık ama yine de:

    herşey mükemmel demek ki tanrı var demek tanrının varlığına kanıt değildir, ontolojik bir argumandır, tarihsel dir yanıtları da tarihseldir.

    öte yandan herşey mükemmel demek ki tanrı var demek tanrıya dair bir kanıt ise; basitçe herşeyin mükemmel olmadığını göstermek tanrının var olmadığına kanıttır.

    herşey mükemmel dedikten sonra göz de kusur var şunda bu var bşu var demek zaten herşey mükemmel değil demektir ki yazarın da söylediği bu.

    bir de cidden mükemmel değil hiç bir şey.

    basitçe, bizim eskidi/eskiyor dediğimiz olay aslında, entropidir. bir şekilde düzenli belki mükemmel bir düzende dizilmiş olan atomlar düzensizliğe savrulurlar ve bu da eskimek dediğimiz şeydir. evren, herşey maksimum düzensizliğe özenir. ve zaman içinde de bu kaosa ilerler, mükemmellikten uzaklaşır.
    2 ...
  41. 23.
  42. 24.
  43. platon bir gün kolunda bir ornitorenkle bara girer.
    1 ...
  44. 25.
  45. insan vücuduna mükemmel değil diyen, nedenini sorunca; "çünkü dirseğimi yalayamıyorum, kulağımı ısıramıyorum." gibi saçma cevaplar veren insandan daha akıllı olan insandır.*
    cok sevdiğim bir hocanın, sohbetinde bir öğrenci ile arasında gecen diyalog:

    -hoca:Allah ateşe hz. ibrahimi yakma emri verdi."ey ateş! serin ve selametli ol! (enbiya:69)"
    -öğr: hocam öyle iş mi olur? biz kimya dersi görüyoruz, ateş insanı yakar.
    -hoca: evladım Kur'an da yazıyor.
    -öğr: ben Kur'an a da inanmıyorum o zaman, hocam.
    -hoca: ben sana ateşin yakmayacağını ispatlarım.
    -öğr: o halde ispatlayın.
    -hoca: şu masanın üzerinde bir yanan bir mum olsa, üzerine bardak koysak ne olur?
    -öğr: mum söner hocam.
    -hoca: öyleyse ateş hava olmadan yanmaz.
    -öğr: evet.
    -hoca: havanın içinde ne var?
    -öğr: azot, oksijen, hidrojen.
    -hoca: en yanıcı olan hangisidir?
    -öğr: oksijen hocam.
    -hoca: demek ki hava da değil, oksijen yakıyor.
    -öğr: evet.
    -hoca: oksijen nedir peki?
    -öğr: canlıların yaşaması için gerekli olan bir elementtir.
    -hoca: oksijenin içinde ne var?
    -öğr: atomlar var.
    -hoca: atomun içinde ne var?
    -öğr: bir çekirdek etrafında dönen elektronlar var.
    -hoca: demek ki elektronlar çekirdeğin etrafında dönmese bu iş olmaz.
    -öğr: evet hocam
    -hoca: peki o elektronlara dönecek kudreti veren Allah, onları isterse durduramaz mı?
    -öğr: em üm kem küm.***
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük