asıl önemli olan da budur zaten.
kötü giden hayatınla uğraşmayı bir kenara bırakıp iyisiyle kötüsüyle, en samimi halinle tanrıya sığınabilirsen en büyük sınavı geçmişsin demektir kanımca. insan fanidir, ölüm de onun içindir, dert de, sevinç de. ama asıl mesele bu derdin, kederin arasında o'nu bulmaktır. her şeyin o'ndan geldiğine, o'nun takdirine olan inancını bir an olsun kaybetmemektir.
öyle olur, her şey kötü gittiğinde Allaha dua edilir, yardım istenir.
ama işler iyiye gittiginde hiç şükredilmez, her şey kendi başarısi gibi kabul görülür. iste bu durum din çaresizlerin dini sözünü desteklemektedir.
insana güç verir.
öyleki dünya karşında olsun umrunda değildir çünkü allah kalbindedir seninledir.zaten önemli olan da o dur.
inanırsınki her karanlık gecenin aydınlık bir sabahı vardır.
yaşanan her kötü olay belki de günahlarına kefaret olmaktadır.
bilirsinki allah sevmediği kuluna dünyanın tüm nimetlerini verir.
dolayısıyla onun da seni sevdiğini anlarsın.
islamın en önemli şartlarından biri "allaha sığınmaktır" fakat bunun çok önemli değinilmesi gereken yüzyıllık bir ayarı vardır.. "yapılabilecek her şeyi yaptıktan, yaptığına emin olduktan sonra" kadere hayır ve şer'in allahtan olduğuna inananarak ona sığınılmalıdır.
yani sonuç olarak karşılaşılan ilk zorlukta bir bok yapmadan direk allaha sığınırsanız siki tutarsınız.
bu mesaj çok açık ve nettir.
Mesele isler iyi gidince de "irtibati koparmamak"tir. er kisinin kari da budur. isler kotuyken ateist bile "ilahi bir guce" siginir.
Malum, kendini allah yerine koyan firavun bile son nefesinde iman etmistir ama ne fayda!
"ah ne fayda ah ne fayda
kefen beyaz ah ne fayda..."
zaten başka ne yapabiliriz diyeceğim önermedir. elden bişey gelmediğinden bir nevi tevekküldür. Bana acıyan herkese düşman olurken sadece onun acımasına muhtaç olduğum tanrımın , sığınacak devasa bir liman olduğunu bilmemdir.
yazması ne kadar doğru bilemem ama herşey kötü giderken insan ister istemez Allah'a sığınmış vaziyette buluyor kendini. Az önce ağladığımı farkettim bu sebeple. Herşeyin üst üste gelmesi, azar azar dolman ve duyduğun ezan sesiyle ağlaman. Ağlarken huzur bulman, bir tek Allah'a sığınabileceğinin farkına varman. Anlatılamaz bu.
hani bir laf vardır ya; "batan gemide ateist olmaz" diye, bana onu hatırlattı. aslında herkes zor zamanlarında allah'a sığınır sanırım. yalnız kimi bunu itiraf etmez, kendisine bile...ama fıtri bir durumdur. insanın gücünü aşan durumlarda, gücü yetene sığınırsın. bu da müthiş bir huzur verir.
--spoiler--
şaşarım müminin haline, onun her işi hayırdır. kendisine bir nimet erişince şükreder bir belaya uğradığında da sabredip tevekkül eder
--spoiler--
dini ne olursa olsun hatta dinsiz olsun insan bir şeye güvenmek inanmak istiyor. inancını kaybedince kendini kocaman bir boşlukta buluyor. geçici mi bu boşluk bilinmez.
en garantili sığınma şeklidir. öyle bir duygudur ki arkanda bir ordu varmış gibi hissedersin. en yalnız en çaresiz anlarda yardımınıza koşar. ve o bu dünyadaki yegane dosttur.