karamsarlık denen karanlık, uçsuz bucaksız kuyunun dibindeki depresyona vardı mı insan, işte bunu söylemeli içinden, içindeki çığlıkları bastırarak bağıra çağıra. ister Athena'nın melodisiyle, ister new age bir şarkının. bana sorarsanız olabildiğince kutsal olmalı. yavaş yavaş o kuyudan tırmandıracak bir güç vermeli bu melodili kompozisyon. sen düşünerek altını doldurmasan da bu başlığın, doğa vücuduna fısıldayacak: " geçecek her şey. bu geçici bir duygu durumu". ve bir gün uyanılacak o kabustan, güneşin teninde parladığı bir sabaha...
tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bakacaksın tarzı düşünce stilidir. hayır efendim hiçbirşey güzel olmayacak, hatta herşey her geçen gün bugünkünden de kötüye gidecek, zira artık herşeyin kötüye gitmesi bir hayat stili, bir alışkanlık haline geleceği için, hayatın boktanlığına alışacağız. ve sanacağız ki; yok ya, aslında hayat o kadar da boktan değilmiş. halbuki yalan. boğazına kadar bokun içine gömülmüşsündür. ve artık herşey için çok geçtir.
ne zamanne zaman diyesim gelir hep bu sözleri duyduğumda. hem şarkının devamından kaynaklı hem de sabırsızlıktan, ve sorunsuzluğa olan açlıktan kaynaklı...
beyhude falan değildir. olumluya çevirme cümlesidir. hep kullanılsındır. ve sık sık kullandığım cümledir.
ha sen herşey güzel olacak deyip mal mal oturursan hiçbir şey olmaz.
elinden geldiği kadar ne gerekiyorsa yapacaksın.
sonra bir bak bakalım, her şey güzel mi, değil mi? en azından eskisinden güzel olacağına emin olabilirsin.
"her" ile "şey" kelimelerinin arasına "çok" kelimesi eklendiğinde cem yılmaz'ın oynadığı filmin adı olan züğürt tesellisi söylem. (bkz: Herşey Çok Güzel Olacak)