maalesef zamanımız için doğru bir kavram. bu zamanda ne kadar kaypak herif varsa güçlünün yanındadır. haklı ve doğrunun yanında olmak onlara zor gelir çünkü.
asalak olmalısın, güçlü kişilerin gölgesinde barınmalısın, güçlü kişi güçsüz kaldığında ilk tekmeyi basan sen olmalısın ki yeni güçlünün gölgesine sığınabilesin...
insan olanın, kendisine varlık diyenin yapmayacağıdır!
En başta güçlünün yanında nasıl bir yer aldığına göre değişir , güçlünün yanında sadece güçlü olduğu için yer almak yaltakçılıktır , sanırım pek doğru bir hayat düsturu değildir , insan olmak güçlü zayıf ayırt etmeden haklı olanın yanında olmayı gerektirir diye düşünüyorum.
türk milleti için geçerli olmayan durum. her zaman güçsüzün yanında yer aldı. belki de bu yüzden burnumuz boktan kurtulmuyor. ama yine de her zaman güçsüzün yanında yer almak daha iyidir.
Ayakta ölmeyi, sürünerek yaşamaya yeğleyecek kişiye * ters gelecek yaklaşım.
Kişi hakediyorsa yanında durulur. Haketmiyorsa sahip olduğu belirtili belirtisiz tamlamalar, sıfatlar denkleme dahil edilmez.
bukalemun misali insanların düşüncesi. hani bukalemun denen canlı, girdiği ortamın rengini alır ya. bu da onun insan versiyonu işte, yavşak olmanın bir başka telaffuz yolu.
evet her zaman güçlü kişilerin yanında olmalıyız o zaman sadrazamın sol taşağı olabiliriz ama hiç bir zaman kendin olamayız.
kazanmak ve güçlü olmak için kendin olmalısın sadece güçlenene kadar güçlülerin sırtında yaşayacaksın buda çıkar ilişkisi olur.
(bkz: neyse hayırlısı)
kimse kimseden üstün değildir ve herkes birbirinden birşeyler öğrenebilir. bu yüzden her zaman güçlü birinin arkasına saklanıp onun gölgesi olmaktansa, o güçlü gördüğün kişiyle yarışıp onu geçmek daha mantıklıdır. azim, hırs, dirayet, güç içimizde.