kulaklık kablolarının birbirine dolaşmasıyla yılmayan, mp3 çalar kulaklığının bozulmasına gülüp geçen, gerekirse cep telefonunun radyo özelliğini kullanarak bahtına çıkan müziklere razı olan ve hatta o da olmadı evde eline geçirdiği emektar teyple çeyrek yüzyıl öncesinden kalma kasetleri dinleyebilen fedakar insandır.
müzik, sanatlar içinde insanın kendi gerçekliğine en fazla hitap eden sanattır.
bu yönüyle müzik, sanal algıların bir parçası olan diğer sanat dallarından ayrılarak, insanın açıklayamadığı, anlamakta zorlandığı, fiziksel ve maddesel varlığının geri planında saklanan öteki ve asıl gerçekliğine, metafizik yanına kucak açar.
işte bundandır ki her müzik, kendisini ortaya koyan varlığın, metafizik gerçekliğini haykıran bir melodi içerir.
onun içindir ki her müzik eseri öznel olarak ayrı bir metafiziksel olguya dokunuşu kapsar.
bu yönüyle insanın keşfetme arzusunu beslemek konusunda eşsiz ve sınırsız bir cevher sunar.
pagannini yi de dinleyebilmeliyiz japon ya da çin folklorik, zen veya akustik müziğinide.
metallıca ya da manowar ın içsel ifadelemide lazımdır, anadolu türkülerinin ifadelemide.
hissel ve düşsel hazinenize temas edebilen herhangi bir tını dinlenmeli bence.