aşağıdaki spoilerın içinde geçen söz. "ansiklopedi" kelimesini hecelerken baştan ikinci heceyi cümleden çıkarttığınızda başka anlam kazanıyor değil mi?? burda da biraz öyle olmuş sanki.
--spoiler--
Nereyi alırsan al hepsi zarar ediyorduk. Bunların milyonlar, milyarlar kazanması gerekirken hep zarar ettiler. Neden devlet işletiyor ve siyasilerin çiftliği haline gelmişti. Çok zarar ediyorduk. Bu zararları da sizlerden topladığım vergilerle ödüyorduk. Ben de ne yaptım. Bu yerleri sattım. Şimdi bu çiftliklerin hepsini özelleştiriyorum. Artık kimse buralardan yiyemeyecek. O yüzden bana çok kızıyorlar. Daha bana çok kızacaklar. Onların eline hiçbir şey bırakmayacağım. Hepsini özelleştireceğim. Bunların içinde Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprüleri dahil tüm otoyollar var.
--spoiler--
Kimsenin eleştirmemesi gereken bir sözdür... iktidar olmadan önce biz bu ülkeyi satacağız demiş bir partinin üyesidir. Yalan söylememişlerdir. Satacağız demişler ve satmışlardır. Tekerrür eden bir iktidarda ise satmaya yağmalatmaya devam edeceklerdir. Bu toplumun büyük kesimi de ülkelerinin satılmasına oy vereceklerdir. Bu ülkede özelleştirmeye hayır diyen partiler de vardır. Söz hakkının onlara verilmesi ivediyle elzemdir. Sokaktaki nefes her ne kadar bu elzemliğe yanıt verecek dağarcığa sahip olmasa da bu nefesin evrimleşmesini beklemek gerekir.
birinin bunlara dur demesi gerektiği, böyle giderse yakında vatandaşların bile özelleştirileceği günlerin kapıda olduğunu ifade eden ürkütücü bir cümle.
bu insan nasıl maliye bakanı olur ya da temsili olarak görünmesi gerekecek insanın bu insan olduğuna nasıl karar verilir anlamak mümkün değil.
ben bu cümleyi okuduğum an dehşete düşüyorum, bunlara oy verenler nasıl bir vicdana sahip tahayyül edemiyorum.
özelleştirmeye kesinlikle karşı olanlardan biriyim..ancak devlet dairelerindeki iş yürümemezliği, türk telekomun bizlere sunduğu kazık telefon ve intenet tarifelerini (yeni yeni düzelmeye başladı sayılır), devlete bağlı çalışan insanların laubali işleri, bi memurun aldığı paradan daha az paraya gece gündüz hafta sonu pazar tatil demeden çalışan ve o parayla ev geçindiren insanlar varken şikayet eden memurlar olduğu sürece....YAŞASIN ÖZELLEŞTiRME!!!
özelleştirmelere toptan karşı olmamakla beraber, kemal unakıtan adlı zat-ı ete kemiğe bürünmüş bir nevi neyse buraya bunu yazarasm bilişim suçuna girer yazmıyorum işte düşündüğüm kişinin en büyük bombasıdır.
evet, devlet basma üretmez, devlet gübre üretmez, devlet plastik üretmez ancak, devlet tekelden öte stratejik önemi bulunan şirketleri satamaz. satarsa bile bunu anglo-sakson tipi özelleştirme dediğimiz tipte bir özelleştirme ile yapar, 3. dünya ülkesi arjantin modeli ile blok satış halde değerinin altında yabancıya peşkeş çekerek değil. bugün özelleştirme konusundaki yegane uzman ingiltere bile iletişim tekelini blok halde satmamış, halka arz etmiştir, halka arz etmekle kalmayıp, hisselerin bir yerde toplanmaması için de devamlı izleme halindedir. ama özelleştirme nedir ne değildir, nasıl yapılmalıdır bilmeyen adam çıkar der ki bu akp tipi özelleştirmelere, "ulan helal olsun adamlara özelleştiriyorlar" özelleştirme var, özelleştirme adı altında peşkeş var aradaki farkı biiniz.
ne demiş sayın unakıtan? "nereyi alırsan al hepsinden zarar ediyorduk. bunların milyonlar, milyarlar kazanması gerekirken hep zarar ettiler."
ah şimdi karşımda olacaktı ki, yerin dibine sokacaktım ancak, karşımda olsa da fark etmez, kendisindeki yüz kösele olmuş durumda, her durumda gülüyor nasıl olsa. neyse vekilleri var burada.
tüpraş'ın zarar ettiğini duyanınız oldu mu? tüpraş kar ediyor devlete de milyarlarca dolarlık katkı sağlamakla kalmayıp, milyar dolarlık vergiler ödüyordu. ne diyor peki bu şahıs? "Bu zararları da sizlerden topladığım vergilerle ödüyorduk" sen tüpraş'tan vergi almıyor muydun sayın malı-ye bakanı?
türk telekom devlete milyarlarca dolar kurumlar vergisi ödemekteydi, türkiye'nin en çok kar yapan kurumlarındandı, ne diyor malı-ye bakanı? "hepsinden zarar ediyorduk" insanın gözünün içine baka baka yalan söylüyor adam, hala millet şakşakçılık peşinde. telekom satıldıktan sonra, kurumlar vergisinin düşürülmesi ile telekom neredeyse bedavaya gelmitir oger grubu'na bu da işin cabası.
antalya ferro-krom fabrikası abdullah gül'ün akrabalarına nasıl stok değerinin de altına satıldı, ferro-krom fabrikası şu anda nasıl kar yapıyor bir anlatsın bakalım.
tekel'in alkollü içki bölümü mey içki'ye 292 milyon dolara satıldı ki; sadece stokları 100 milyon dolar değerindeydi satıldığında, buna bina ve tesis bedellerini koyduğunuzda 292 milyon doların komik kaldığını görebilirsiniz. zaten mey içki de bu komik rakamla aldığı alkollü içecek bölümüne hiçbir yatırım ve yenilik getirmeden -rakı'nın şişesinin değişmesi dışında- şirketin %90'ını alışından 2,5 yıl sonra texas pacific group'a 810 milyon dolara sattı. 2,5 yılda 500 milyon doların üzerinde para kazandıran bir özeleştirme durumu dünyada varsa bana da söyleyn bir zahet. hani tayyip amca diyor ya "dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur" medeni yerini falan geçtik, bana dünyada bir özelleştirme gösterin, devletten bir krum alan şirket, aynı kurumu çok da yatırım yapmadan alışından 2,5 yıl sonra aldığı fiyatın 2,77 katına hadi düz hesap 2,5 katı olsun, başka birine sattığını gördünüz mü, duydunuz mu?
seydişehir aluminyum fabrikası ekrem cengiz'in şirketine 305 milyon dolara satıldı. sebep zarar etmesi. seydişehir aluminyum fabrikası, son 20 yılda sadece refah-yol hükümeti döneminde kar etmiştir. necmeddin erbakan'ı sevemem ancak, şu ada var özal dönemi dahil olmak üzere, 1980 sonrası hükümeteri içinde kalkınmayı sağlayabilen tek hükümettir. peki seydişehir alumünyum fabrikası refah-yol döneminde nasıl kar yaptı? açıklayalım. bu fabrikanın zarar etmesinin baş müsebbibi enerjinin pahalı olmasıdır. refah yol ne yaptı? oymapınar hidroelektrik santrali'ni, seydişehir aluminyum fabrikası'na bağladı. 1 kw/s enerji bile zorunlu haller dışında bu fabrikadan başka bir yere verilmedi. şimdi hükümetin başı zat diyor ki, "seydişehir devlet elindeyken zarar ediyordu, özelleştirdik kar ediyor" vay tayyip amcama bak hele, halkına ne kadar güzel bilgiler veriyor. tayyip amca, kemal amca ile beraber seydişehir aluminyum fabrikası'nı rizeli ekrem cengiz'in şirketine satarken ne yaptı biliyor musunuz? nereden bileceksiniz durun söyliyim de bilin. oymapınar hidroelektrik santrali'ni bonus olarak seydişehir aluminyum fabrikasına çeyiz olsun diye verdi. bugün oymapınar hidroelektrik santrali'nden 1 kw/s elektrik bile fabrika dışına gitmemektedir. çaktınız mı köfteyi? aferin. inönü stadı'nı bilmeyenler için söyleyeyim, devlet elindeyken oymapınar bağlanmayıp, zarar ediyor diye kamuoyu oluşturup, özelleştirirken oymapınar da verilip, kar ettirildi özel sektör elinde. devlet bugün oymapınar'ı alsın ekrem cengiz'in elinden, fabrika zarar eder. işin diğer tarafı, enerji bakanı hilmi amcam da çıkmış diyr ki, "antalya'da elektrik sıkıntısı var yeni bir santral yapacağız ve santral doğalgaz çevrim santrali olacak" sen antalya'nın elektrik ihtiyacını sağlayan oymapınar'ı peşkeş çek, snra de ki, açık veriyorz. durun daha bitmedi, botaş dedi ki; "antalya'ya doğalgaz vermek için döşediğimiz borular santral için yetersiz, yeni borular döşenmesi lazım" tabi bu da yeni inşaat ihaleleri demek. zincir nasıl? "aluminyum fabrikası satışı, santral peşkeşi, elektrik açığı, yeni santral yapmak için yeni ihale -üstelik doğalgaz dışa bağımlı enerjiye dayalı santral-, boru yetersiz bir de, yeniden boru döşeme, yeni botaş ihalesi, yeni taşeronlar" ulan, seydişehir'i 305 milyon dolara satmayı geç, komple kapatsa, işçilerine de ömür boyu 3000'er lira maaş bağlasa çalışmadıkları halde, devlet vallahi daha çok kar eder.
yarımca limanı, izmir limanı, mersin limanı gibi konulara hiç değinmeye gerek yok, yarımca limanı 35 milyon dolar'a devlet tarafından erdemir'de "yabancıya gitmesin" diye alınıp, "bizden biri" şeyh maktum'a 105 milyon dolara satılıp, galatapor sami ofer'e verilip, galataport'tan sonra yarımca limanı'nın değeri 1,5-2 milyar dolara çıkarılıp kimlerin cebine para girer acaba?
bir de özelleştirme idaresi başkanı olan zatın vakt-i zamanında bir açıklamasını da ekleyeyim de tam olsun, "bir ya da birkaç yıllık karına satılıyor diye özelleştirmeden vazgeçmeyeceğiz. üstelik kar eden kuruluşlar daha kolay satılıyor. ayrıca, özelleştirilen kuruluşların üretimi durdurmaması diye bir şey yok. özelleştirme yalnızca çalışma potansiyeli olan kuruluşların satılmasından ibaret değildir."
vay vay vay bakın geri sarayım iyice dikkat edin, "üstelik kar eden kuruluşlar daha kolay satılıyor."
bakan ne diyor? peki, "nereyi alırsan al hepsinden zarar ediyorduk." şimdi bunların biri özelleştrme idaresi başkanı, birisi malı-ye bakanı. hangisi yalancı? biri yalancı bunların da hangisi? ben biliyorum hangisi olduğunu, siz de beyin hücrelerinizi fazla mesaiye sevk edip, anlayıverin artık.
ulan ben mi çok paranoyağım yoksa bu ihaleler, özelleştirmeler hep böle birbiriyle bağlantılı mı çıkıyor?
evet, geldin son cümlemize, günde 40 milyon dolar sıcak para girişi olmazsa sarsılacak bir ekonomimizin olması, kalkınamadan sanal büyüme olan dolayısı ile sürdürülebilir olmadığı için yar yarıya düşen büyüme hızı olan ekonomimizde, satacak yer kalmayınca ne olacak?
