daha önceden yaşanan aksilikleri ve hayalkırıklarını zihinden atamamanın verdiği hüzünle mutluluktan da hüzün damıtmak. melankoli ruha bulaşmıştır ve silinmesi de epey zordur.
tanıdık bir duygu. her şeyin yolunda olmasından tırsmak, bu mutluluk bana fazla rabbim diye iç geçirmek, çok mutlu olmaktan korkmak. belki de üzüntü olmayınca mutluluğu değerli bulmamaktan geliyordur. kişi drama bağımlısı da olabilir, ya da çok karamsar.
bazen de insanın sadistçe bi sabotaj güdüsünden kaynaklanır ki genelde iyi giden bi ilişkiden tırsmak tabanları yağlamak , radikal kararlar almak ya da bi yere bağımlıkalıp huzura ermek gibi mutluluk verici anlarda da çıkar ortaya bu garip içgüdü. ama olmasındır. kötü bi şeydir. zaten herşeyin yolunda gittiği o an mükkemmellik anı yani sadece bize öyle görünendir. gerçekte mükemmel yoktur o yüzden o gözler mümkün olduğunca uzun süre problemlere dertlere kör olmalıdır.
psikolojik rahatsızlığa dalalet eder. mümkünse bir beyin tomogrofisi, ardından bir psikiyatr ve psikolog paslaşmalı tedavi süreci. altı ay gibi kısa sürede sorunun yüzde 60 ından çoğu yok edilmiş olur.
içimde bir sıkıntı var, gardımı bekliyorum gibi bahaneler üretmek bu rahatsızlığın sadece derinleşmesini ve kökleşmesini sağlıyor, günümüzde oldukça yaygın. çoğu kişi hasta olduğunu dahi anlamadan yaşamaya devam ediyor. tabi buna yaşamak denirse ha ha ha.
bu mutsuzluğu çağırmak oluyor insan psikolojisinde. ne kadar çok olumlu düşünülürse herşey bir o kadar yolunda gidiyor eğer olumsuz düşünülüyorsa herşey tepe-taklak oluyor. yani yine herşey insanın kendisinde bitiyor. herşey yolunda gidince bozulacak diye birşey yok, hayat güzel tadını çıkarmaya bakmalıyız. olumsuzluklarda zaten yeterince üzülüyoruz. *