dünya, gece yasayanlarindir. bunu ruhunla bir gece yasayip, günesin dogusunu izlerken anlayacaksin. o zaman geldiginde insanlarin mahremleri gibi günahlarini da gizledigini göreceksin, ve bir don giymekten çok daha zor olan bu isi nasil da ustalikla yaptiklarina sahit olacaksin. Onlari, gün isigiyla görülmesinden korkup, öyle bir saklayacaklar ki kendileri bile unutacaklar varliklarini. gündüzleri, dualari cennet olacak, tanriya yalvaracaklar, diz çökecekler. gülecekler maskelerinin ardindan; ne bir maskeleri oldugundan haberdar, ne de günahlarinin agirliginin farkinda... gece ise buram buram pislik kokacak onlara, sen farkinda olacaksin her seyin, onunla yüzlesecek, kokmadigini göreceksin hiçbir seyin; korkmayacaksin.
ama onlar yataklarina gizlenecekler korkularindan, mahremlerini karanlikta birbirlerine yalatacaklar, günahlarihni karanlikta salacaklar sokaga, ama dolasmayacaklar asla o sokaklarda... sabahi bekleyecekler öylece, günahlarinda uzak, yalin, sade, olduklari gibi, maskesiz ama korkak; maskelerinin ardindaki ' ben ' leriyle yüzlesmekten aciz...
sen de gece yasayan olarak, sokaklarda yakaladigin her günaha tecavüz edeceksin, ezeceksin onlari, tüküreceksin, bir daha sahipsiz çikmasinlar diye sokaga; iteceksin onlari evlerine; sonra bir hirsiz gibi gireceksin gecenin karanliginda evlerine, ' isiklari açan ' olacaksin, çirilçiplak yakalayacaksin hepsini, göreceksin maskenin ardindaki gerçegi. onlarin da görmesi en büyük hirsin olacak ve aynalarla deleceksin hepsinin ruhunu, ne mahrem kalacak, ne günah, ne de tanir kalacak yalvaracak...
gözlerini hala kapayanlara soykirimda bulunacaksin, geride kalanlar böylesine asagilik bir soyu yok etmenin hesabini hiç sormayacaklar.
sen isigi açtiğinda aydinlanacak dünya, gündüzler gecelerden farksiz olacak, kalanlar gidenleri sormayacak, gidenler kaybolduklari sahte dünyalarinda, o zifiri karanlikta, çürüyecek, asla geriye dönmeyecek.