aşk değildir bu her duygusal çekimi aşk sanan insanlarin hissettigi duygudur.aslinda ümittir hissedilen şey.karsindakini doğru insan sanıp sıkıca bağlanmaktir.aşk dogru kişiyle yaşanir.dogru kişi bulunamazsa aşksiz bir hayata merhaba diyebilirsiniz.
yanlis miyim mayki??
zaten doğru insana aşık olunmaz, gayet seviyeli ve mantıklı bir beraberlik olur. aşk yasak bir meyve olduğundan zaten yanlış kişiyle bunu yaşamak kendi doğasında vardır, tadı da, acısı da burdan gelir.
her insanın aşık olacağı tür farklıdır. Şöyle ki; kimileri duygusal insanlara aşık olur, kimileri romantik, kimileri zeki, kimileri boş insanlara, kimileri hoş insanlara aşık olur. başlığı açan arkadaşta 'yanlış insanlara aşık oluyor sonucunu çıkaran önermedir.
eğer her seferinde gene yanlış insan diye düşünüyorsan, dönüp kendine bakmanın zamanı gelmiştir demek...yanlış olanın sen olabileceği büyük ihtimal....
murathan munganın bu en sevdiğim şiirini akla getiren durumdur :
çık saklandığın yerden joe
nerdeysen çık, ölmek değilse bu, bak kayboluyorum
yoruldum seni beklerken vakit geçirdiğim dublörlerinden
sana yazdığım
hikayeyi yanlış okuyorlar her seferinde
aşk tutkuyu ihtiva etmesinden mütevellit, en doğru insanı bile yanlış biri haline getirir.
haliyle, her seferinde yanlış insana aşık oluruz, doğru insanı severiz.
sanırım.
yanlış zaman yanlış insan her zaman başa gelebilir.
bunun olması gayet normaldir.
çünkü yanlış yapa yapa kişi doğru yapmasını öğrenir.
aşk bir manyaklıktır, biraz da coluk cocuk işidir.
bunu aramak akıl karı değildir zaten.
peki olması gereken nedir?
çok yazmışımdır çok söylemişimdir tekrar etmekten beis görmüyorum;
sevmek ve karşılında sevebilmek yahut sevilebilmek.
peki doğru zaman doğru insan nasıl olur?
elbette planlayarak olmaz. zaten planların hepsi taça cıkar.
çünkü bu tip işlerde belli bir plana sadık kalmak hayal kırıklığından başka bir şey getirmez.
zarlar atılır ve iç güdüsel olarak seyr-ül sefer edilir, ama mantıktan kopmadan.
ne o ne budur, bir formulu yoktur. ama ne siyah ne ne de beyazdir. ara renklerden biridir. kimisi için parliment mavisi, kimisi turuncu, kimisi için kum rengi, kimisi için krem rengi, kimsi ise ciğer kırmızısı.
fakat yanlış yapa yapa kişi doğruyu bulur fakat fazla yanlış yapmak tahribata sebep olur. sanki 945'deki berlin sehri gibi.
ama öyle ya da böyle hata yapmaktan efil efil korkmaktansa hata yapmaktan korkamamak evladır. hele ki bir takım sözcükleri nasil siralayacağini öğrenmiş süper aptalların realite dedikleri kepekliğe bulasılmış ise zordur biraz ama imkansız değil....
vel hasıl-ı kelam, De mortuis nil nisi bonum, vesselam...